Muş'taki Tarihi Murat Köprüsü'nden Bir Manzara
Osmanlı Sultanı II.Beyazıt zamanında kuvvetlenen Şah İsmail
Anadolu’da hâkimiyetinin kurmaya çalışılırken aynı zamanda müritlerini
de el altında Anadolu’nun çeşitli yerlerine göndererek Osmanlılar
aleyhine isyanlar çıkartmaya başladı.Şehzade Yavuz Trabzon Valiliğinde bulunduğu yıllarda Şah İsmail’in durumu yakından takip ederek tehlikenin farkına vardı.
Babasıyla girdiği taht mücadelesinde galip çıkıp Osmanlı tahtını ele geçirdiğinde, ilk işi büyük bir orduyla Doğu Anadolu’ya yürümek oldu.
23 Ağustos 1514’de Çaldıran’da Şah İsmail’i bozguna uğrattı.
Böylece Doğu Anadolu ve Tebriz Osmanlıların hâkimiyetine girdi.
Yavuz Sultan Selim Doğu Anadolu’da iken bu bölgedeki aşiretler İdris’i Bitlisi’nin önderliğinde Yavuz’un emrine girdiler.
Yavuz Sultan Selim Doğu Anadolu’yu İran’a karşı korumak için bu aşiretleri birtakım derebeyliklere ayırarak onlara geniş imtiyazlar verdi.
Bu aşiretlerden İran’a karşı uç beyleri olarak yararlanmaya çalıştı.
Kanuni zamanında Safeviler Doğuya saldırıp Erzincan’a kadar olan yerleşim bölgelerinde yağma ve katliama girişince Muş ve Malazgirt çevresi de tahrip oldu.
Doğu seferine çıkan Kanuni, İran içlerine sefer yaptı ise de, Doğu Anadolu’daki sınır çatışmaları Sultan IV Murat zamanında 1639 da yapılan Kasr’ı Şirin antlaşmasına kadar devam etti.
Osmanlı Devletinin mülki taksimatında Muş ve çevresi bazen Van eyaletine bağlı sancak merkezi bazen de eyaletin Bitlis Hanlığına bağlı bir nahiye oldu.
Bitlis hanlığının ortadan kalkmasından sonra Muş Erzurum eyaletine bağlı sancağın merkezi olurken, Bitlis’te Muş’a bağlandı.
1700 yılları sonrasında Muş ve çevresinde bir nevi babadan oğula geçen yerel paşalık vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder