"Köpek gibi doğurup duruyorlar" diyor Suriyeliler için.
Yaşıyor olmanın bencilliğiyle, varolmanın harikalığına ipotek koyarcasına kibirle söylüyorlar bunu.
Ellerine fırsat geçse, o bebekleri de annelerini de tekmeleyip kovacaklar nefretle.
Annesini, babasını, kardeşini, evladını, vatanını kaybetmiş olmanın acısını, bir bebeğin gülümsemesinden, minicik parmaklarına dokunmaktan başka bir şeyin dindiremeyeceğini anlayamıyorlar.
O yüzden, doğan bebeklerden köpek yavrusundan bahseder gibi bahsediyorlar.
O bebekler ellerinden ekmeklerini alacak diye korkuyorlar belki de, arap diye mi yoksa, ya da başka insani(!) bir sebeple mi (!)
"Uçkurlarını düşüneceklerine savaşsınlar" diyorlar.
Sanki onca şehit haberi gelirken sen çarkıfelek seyretmeyi bıraktın...
Sanki sörvayvır seyretmeyip oturup yas tuttun...
Sanki o gün iştahın kaçtı da yemek yemedin...
Sanki her hafta seyrettiğin diziyi seyretmedin...
Sanki o haftaki derbi maçı iptal oldu...
Halısaha maçından bile geri kalmadın be!
Herşeyini kaybetmişken, kiminle nasıl savaşacağın, savaşınca eline ne geçeceği bile belli değilken, beraberinde gelen anneni kızını eşini kime nasıl güvenip bırakacağın belli değilken üstelik, bunu söyleyemezsin onlara, el insaf!
Sen bu kafadayken, sana mı emanet bırakıp gidecek savaşacaklar, bırak Allah aşkına!
Bu tür cümlelere hiç de yabancı değiliz aslında, kürt kardeşler için de aynı şeyleri zaten söylüyorlar.
"Adamlar heryeri istila ettiler, tarlaya gidiyosun onlar, pazarda onlar, inşaat sektörü onlarda, hastaneden onlar faydalanıyor, devlet yardımlarını onlar alıyor, doğurup doğurup bırakıyolar sokağa" diyen de yine aynı zihniyet.
Bu hastalık hiç de yeni değil.
Sen iş beğenmez evde yatarsan, sezonluk gelip yazın 40 derece sıcağında traktör römorklarında taşınıp tarlanı hasat eden insanlara bunu söylemeye hakkın olamaz!
Sen gururuna yedirmeyip pazarcılık yapmazsan, alın teriyle zahmetle ekmeğini kazanan insanlara düşmanlık edemezsin!
Tembelliğinden inşaatta çalışmak sana zor gelirken, bedeniyle çalışıp evine aş götüren, oturduğun lüks apartmanların duvarını örüp sıvasını yapan insanlardan kötü bahsedemezsin!
Hastaneye gittin de gelme diyen mi oldu!
Yardıma muhtaçsın, devlete başvurdun da yardım alamazsın diyen mi oldu!
Diyeceğim o ki; bu hastalık yeni değil!
Halil İbrahim
Yaşıyor olmanın bencilliğiyle, varolmanın harikalığına ipotek koyarcasına kibirle söylüyorlar bunu.
Ellerine fırsat geçse, o bebekleri de annelerini de tekmeleyip kovacaklar nefretle.
Annesini, babasını, kardeşini, evladını, vatanını kaybetmiş olmanın acısını, bir bebeğin gülümsemesinden, minicik parmaklarına dokunmaktan başka bir şeyin dindiremeyeceğini anlayamıyorlar.
O yüzden, doğan bebeklerden köpek yavrusundan bahseder gibi bahsediyorlar.
O bebekler ellerinden ekmeklerini alacak diye korkuyorlar belki de, arap diye mi yoksa, ya da başka insani(!) bir sebeple mi (!)
"Uçkurlarını düşüneceklerine savaşsınlar" diyorlar.
Sanki onca şehit haberi gelirken sen çarkıfelek seyretmeyi bıraktın...
Sanki sörvayvır seyretmeyip oturup yas tuttun...
Sanki o gün iştahın kaçtı da yemek yemedin...
Sanki her hafta seyrettiğin diziyi seyretmedin...
Sanki o haftaki derbi maçı iptal oldu...
Halısaha maçından bile geri kalmadın be!
Herşeyini kaybetmişken, kiminle nasıl savaşacağın, savaşınca eline ne geçeceği bile belli değilken, beraberinde gelen anneni kızını eşini kime nasıl güvenip bırakacağın belli değilken üstelik, bunu söyleyemezsin onlara, el insaf!
Sen bu kafadayken, sana mı emanet bırakıp gidecek savaşacaklar, bırak Allah aşkına!
Bu tür cümlelere hiç de yabancı değiliz aslında, kürt kardeşler için de aynı şeyleri zaten söylüyorlar.
"Adamlar heryeri istila ettiler, tarlaya gidiyosun onlar, pazarda onlar, inşaat sektörü onlarda, hastaneden onlar faydalanıyor, devlet yardımlarını onlar alıyor, doğurup doğurup bırakıyolar sokağa" diyen de yine aynı zihniyet.
Bu hastalık hiç de yeni değil.
Sen iş beğenmez evde yatarsan, sezonluk gelip yazın 40 derece sıcağında traktör römorklarında taşınıp tarlanı hasat eden insanlara bunu söylemeye hakkın olamaz!
Sen gururuna yedirmeyip pazarcılık yapmazsan, alın teriyle zahmetle ekmeğini kazanan insanlara düşmanlık edemezsin!
Tembelliğinden inşaatta çalışmak sana zor gelirken, bedeniyle çalışıp evine aş götüren, oturduğun lüks apartmanların duvarını örüp sıvasını yapan insanlardan kötü bahsedemezsin!
Hastaneye gittin de gelme diyen mi oldu!
Yardıma muhtaçsın, devlete başvurdun da yardım alamazsın diyen mi oldu!
Diyeceğim o ki; bu hastalık yeni değil!
Halil İbrahim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder