Allah dostlarının, evliyaullah'ın menkıbeleri gündeme gelince, bab-ı şeriattan (şeriat kapısından) tarikat, marifet ve hakikat haremine geçemeyenler:
"Yahu, bu adamların madem ki bu kadar güçleri var da, niye boyunlarını çekivermiyorlar şu namızsız gavurların?
Şer farelerinin, küfür böcülerinin işlerini bitiriverseler ya şöyle, sizin üzerinde çok durduğunuz şu meşhur "teveccüh" ve "tasarruf"larıyla?" gibi itirazlar yöneltiyorlar.
Ahmed Ağa ne derdi, ne ederdi bu kabil sualler karşısında Hocam?
Ben böyle biraz tirat yapınca, Hasan Hüseyin Varol Hoca:
-Ben de sordum onu!
Dedim ki: "Hacı Baba, ne olacak bu dünyanın hali?
Nasıl düzelir bu dünya, nasıl düzelecek?"
-Evlât, dedi şöyle sakin sakin.
-Bu Çoban Ahmed var ya!...
Eğer müsaade etseler, iki üç saatte dünyayı düzeltirim amma, hikmet-i İlâhidir, ona biz müdahale edemeyiz...
Emirsiz hareket edemeyiz...
Bu hadiseler böyle olacak, herkesin iman ölçüsü, cihad ölçüsü ortaya çıkacak!
Mü'mini münafığı, müşriği kâfiri belli olacak!...
Hâdiseler gelişe gelişe neticeye ulaşacak!
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.:193,194
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder