"Lâdikli Ahmed Ağa" Kitabının Kapağı
Bir defasında Ahmed Ağa'nın odasındayız.
Bir zat girdi içeriye, beyaz elbiseli.
Selâm verdi, aldık.
Ahmed Ağa hızla ayağa kalktı, gitti o zatın cübbesini aldı astı.
Hemen bir leğen ibrik getirdi, abdest suyunu döktü, havlusunu tuttu.
Biz ööyle baktık kaldık.
Basiretimiz mi bağlandı, ne olduysa öyle baktık durduk.
Düşünebiliyor musunuz, içeri âniden sessiz bir misafir giriyor, selâmdan gayrı tek kelâm etmiyor, oturmuyor, konuşmuyor; Hacı Ahmed Ağa gibi bir ârif-veli ayağa fırlıyor, ona hürmet ediyor, hizmet ediyor da, biz öyle mel mel bakıp duruyoruz!...
Olacak şey mi bu?
Ama oldu işte.
Neyse... O zat gittikten sonra Ahmed Ağa:
-İşte bizim reisimiz bu!... dedi.
Yani, Hızır Aleyhisselâmmış meğer.
Ama tasarruf, o anda onu tanımamızı engelledi.
Elhasıl, biz, Hızır Aleyhisselâmı hem gördük, hem de görmemiş gibi olduk böylece.
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.:192
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder