Hz.Mevlânâ'nın oğlu Sultan Bahaaddîn Veled şöyle anlatıyor:
Bir gün, sebebini bilmediğim bir sıkıntı içinde kıvranıp dururken, babam Mevlânâ içeri girdi.
Beni bezgin ve sıkıntılı görünce:
Bu ne hal Bahaddin, birinden mi incindin? diye sordu.
-Hayır, ne haldir bilmiyorum, dedim.
Ben böyle söyleyince, hemen odamdan dışarıya çıktı.
Biraz sonra bir kurt postuna bürünmüş vaziyette tekrar içeri girerek, bana, tıpkı çocukları korkuttukları gibi:
-Böööö bö! Bööö böö!.. demeye başladı.
Babam birkaç defa böyle yapınca benim sıkıntım dağıldı ve gülmeye başladım.
İşte o zaman, şunları söyledi babam Mevlânâ:
-Seni senden daha çok seven sevgili, bir gün sana ters bir cilve yapsa ve sana, tıpkı benim yaptığım gibi "Böööö böö" yapsa, ondan korkar mısın, diye sordu.
-Hayır, korkmam, dedim.
Bunun üzerine şunu söyledi:
-Seni üzen de, sevindiren de, hep aynı sevgilidir Bahaaddin!
Hep odur, hep ondandır ve hep ondan feyizlenirsin!
Kıvılcım gibi kahır elbisesi giyse de onu yine tanırım.
Çünkü o bu tarzda mest olarak bize defalarca gelmiştir!..
O halde niçin boş yere üzgün durarak sıkıntının elinde aciz kalıyorsun?
İçinde sıkıntı görünce onun çâresine bak; çünkü dalları hepsi aynı kökten biter.
İçinde genişlik, ferahlık görünce ona su ver; gönül ferahlığından doğan meyveyi de dostlara ikram et.
* İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ, Mustafa ÖZDAMAR, Sh.:87, 88.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder