23 Eylül 2024 Pazartesi

Modern Kimyanın Kurucusu; Cabir bin Hayyân

Ebû Mûsa Câbir bin Hayyân (Doğum:721, Tus, İran, Horasan - Ölüm: 815, Küfe, Irak)
Abbâsîler zamanında yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin temelini atmış olan Farsî çok yönlü bir fen  alimidir.
Simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi.

İran'ın Tûs şehrinde eğitimini aldıktan sonra Kûfe'ye göç etti. 
Câbir bin Hayyân bilinen ilk pratik Simya (Alşimi) âlimdir.
Orta Çağ Avrupası'nın Simya alanına büyük ölçüde etki etmiş ve Kimya'nın da esasını oluşturmuştur. İmâm Câʿfer-i Sâdık'ın öğrencisidir.

Kimyager ve Eczacı olan bir babanın oğlu olarak Câbir, Horasan'da doğmuş ve Yemen'de okuduktan sonra Kûfe'ye giderek Abbâsî Halifesi Harun Reşid'e saray âlimi olarak hizmet etmiştir.

Kimya dışında Eczacılık, Metalürji, Astroloji, Felsefe, Fizik ve Müzik gibi geniş alanda 400' ü aşan eser bıraktığı söylense de ancak 20 civarında eseri bugüne kalmıştır.

Nitrik asit, hidrojen klorür ve sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral Suyu'nu icat ettiği ve dietil eter, sitrik asit, asetik asit ve tartarik asiti keşfetiği düşünülmektedir. 
"İmbik" geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı baz kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ayrıca daha sonra zehirli olan arsenik tozunu elde eden ilk kişidir.

Eserlerinden 12. yüzyılda Latinceye çevrilmiş olan Kitabü'l Kimya adlı eseri, "Simya/Alşimi" ve "Kimya" kelimelerinin kökeni olmuştur.

Cabir bin Hayyan, Cafer-i Sadık Hazretlerinin derslerine devam etti ve hizmetinde bulundu. 
Temel din ilimlerini öğrendi. 
İlmi araştırmalarda hususi metodlar geliştirdi. 
O zamanda meşhur olan simya (sihir ve büyücülerin, olması mümkün olmayacak şeyleri yapıyorlar gibi göstermeleri) ilminin bir fen ilmi olmadığını isbat edip, ondan ayrı olarak tecrübeye, analize ve matematiğe dayalı kimya ilmini kurdu. 
Böylelikle bugünkü modern kimyanın temelini atmış oldu.

Cabir bin Hayyan, kimyanın geniş uygulama alanı olan arıtma konusuyla alakalı ilk misalleri ortaya koydu. 
Arıtma yollarından oksitlenme, süblinasyon (amalgam yapmak), damıtma, arıtma, çözeltme, ergitme ve kristalleştirmesiyle ilgili işlemleri, uygulamaları ile birlikte açıkladı. 
Kükürt ile civanın karıştırılması sonucu kırmızı bir taşın (zencefre) meydana geldiğini açıkladı. 
Sirke ile asetik asit elde etme yollarını ilk olarak ortaya koydu.

George Sarton onu, "Ortaçağların ilimler ansiklopedisi" olarak değerlendirmekte, şöhret ve tesirlerinin 17. asra gelinceye kadar kimya bilimleri alanında onun seviyesine kimse çıkamamış, kimse onu gölgede bırakamamıştır. 
Doğu ve Batı ilim dünyasında ona denk ve onu aşan bir kimyacı yetişmemiştir.

Bugünün kimyasının kurucusu olarak "Lavoisier" takdim edilir. 
Lavoisier'e bu unvan, 1789 yılında yazmış olduğu "Traite Elementaire de Chimie" (Kimya Bilimine Giriş) adlı eserinden dolayı verilir. 
Oysa, bu eserde ne kimyaya ait yeni bilgiler, ne de yeni bir kimyasal madde vardır. 
Lavoisier'in yaptığı, kendisinden önce var olan kimya bilgilerini açıklayan ve kimyasal maddeleri isimlendiren bir sistem kurmaktan ibarettir. 
Son yapılan araştırmalar, Lavoisier'in çalışmalarına 8-16. yüzyıl İslâm kimyacılarının temel teşkil ettiğini ortaya koymuştur. 
Bu konuyu araştırdıkça karşınıza Batı'da "Ceber" ismi ile tanınan Cabir bin Hayyan çıkar.

İrili-ufaklı 2000'den fazla kitap yazdığı söylenen Cabir, kimyanın iki temel biçimini "Kalsinasyon" ve "Redüksiyon" olarak ortaya koymuş, kimyada ilk ilmi sınıflandırmayı yapmıştır. 
Dünyada, ilk kimya laboratuvarını kuran kişi odur. 
Yapılan kazılarla Kûfe'deki laboratuvarı ortaya çıkarılan Cabir bin Hayyan'ın, dünyada, ilk sun'î hücreyi yapmayı başardığı da iddia edilmektedir.

İslam dünyasında ve Avrupa'da kimya ilminde Cabir çağının sonu bir türlü gelmedi. 
Öyle ki, Avrupa'da bazı kimyagerler, kabul görmesi için eserlerini ona mal ederek, kendi eserlerine onun ismini yazdılar.

        Kaynaklar:

  1. Bilime Yön Veren İslam Alimleri, 1996, 1.Cild, S.157/161.
  2. https://tr.wikipedia.org/wiki/C%C3%A2bir_bin_Hayy%C3%A2n

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder