Matematikçi, bilim adamı, Cebir İlminin kurucularından (D. ?- Ö. 986?).
Asıl ismi; Ebu’l-Fadl ‘Abdulhamid ibn Vâsi’ bin Türk al-Huttelî (el-Cîlî) el-Hasîb'dir.
Dokuzuncu yüzyılda yaşamış bir Müslüman Türk matematikçidir.
Özgeçmişi hakkında çok az şey bilinmektedir.
Kendisinin ve yine bir matematikçi olan torunu Ebu Berze'nin taşıdığı ‘İbn Türk’ künyesinden, onların Türk oldukları tahmin edilmektedir.
Bundan dolayı, Ebu Berze Fazl b. Muhammed b. Abdulhamid b. Türk'ün (Ö.Bağdat, 4 Kasım 910), onun torunu olduğu anlaşılmaktadır.
Hicretin II. ya da III. asırlarında yaşadığı tahmin edilmekte olup, bir rivayete istinaden Halife Vâsık’ın (Ö. 847) devrinde yaşadıkları ileri sürülmektedir.
Muhtelif kaynaklarda soyunun değişik yazılmış olması münasebetiyle doğduğu ve yaşadığı yer de kesin olarak bilinmemekte ise de bu yerin Hazar Denizi’nin güneyindeki Gilân ya da Çin Türkmenistanı’nın batısındaki Huttal olduğu zannedilmektedir.
Abdülhamid İbn Türk, sayılar teorisi ve cebir konularında çalışmalar yapmıştır.
Onun erken dokuzuncu yüzyılda Bağdat’ta yaşadığı ve çalıştığı ve matematik eserleri yayımladığı kesindir.
İbnün-Nedim, “el-Fihrist”inde, Abdülhamîd b.Vâsi’den söz ederken, onun “Kitabü’l-Câmi fil-hisâb”, “Kitabü’I-Mu’amelât” adlarını taşıyan iki kitabının bulunduğunu belirtir.
İbnü'l-Kıftî ondan söz ederken, onun İbn Türk el-Cîlî olarak tanındığını söyler.
Hesap biliminde çok bilgili ve selahiyetli olduğunu, bu ilmin mensuplarının her zaman ondan söz ettiklerini söylemekte; bu iki eserinden başka “Kitabü Nevadiri’l-Hısâb” ve Havassü'l-â’dad” adlarında iki kitabının daha bulunduğunu söylemektedir.
Ancak bu iki ismin bir tek esere ait olması da muhtemeldir.
Kâtip Çelebi de, “Keşfü z-zünun”da, Abdülhamîd b. Vâsi'nin torunu Ebû Berze'nin dedesi hakkında verdiği, onun cebir biliminin kurucusu olduğuna ve bu konuda Muhammed b. Musa el-Harîzmi’den önce geldiğine dair bir bilgiyi aktarmakta, arkasından da, Ebû Berze’den biraz daha sonra yaşadığı tahmin edilen Ebû Kâmil eş-Şücâ' el-Eslem’in, Ebû Berze’yi gerçekleri saptırıcı (muhterik) olmakla suçlayan ve cebir ilmini asıl kuranın Harizmî olduğunu iddia eden sözlerini kaydetmektedir.
Ebû Kâmil’in bir kitabı ile Harîzmi’nin iki kitabının Arapça asılları ve tercümeleriyle beraber bugüne kadar ulaşmış olmalarına karşılık, Aydın Sayılı’nın yayımladığı kısa bir yazısı dışında, ne Abdülhamîd b. Vâsi’nin, ne de Ebû Berze’nin eserlerinin elde olmayışı, cebir konusunda ilk kitapları yazanın kim olduğunun tesbitini güçleştirmektedir.
Salih Zeki’ye göre, Abdülhamîd b. Vâsi’nin, Harizmî’den önce yaşadığı kesin olarak bilinmektedir.
Aydın Sayılı ise, konuyu genişçe inceledikten sonra, ikisinin aşağı yukarı çağdaş olduklarını ve belki Abdulhamîd b. Vâsî’nin biraz daha önce yaşamış olduğunu, Harizmî’nin bu ilim dalında öncü olduğu iddiasında bulunmayışının da, Ebû Berze’ye hak verdirebileceğini, ancak bugün için yine de kesin bir şey söylenemeyeceğini ifade etmektedir.
Aydın Sayılı bu çalışmasında, Abdülhamid b. Vâsi'nin bir kitabına ait olması gereken ez-Zarürat fil'l-Mukterinât min-Kitabi'l-Cebr ve'l-Mukabele li- Ebi'l-Fazl' Abdülhamid b. Vâsi b. Türk el-Cili isimli bir parçanın iki yarı nüshasını (Sulaymaniye (Millet) Ktp., Carullah, Nr. 1505, vr. 2a-5a: Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa Nr. 257, vr. 5b-8a) karşılaştırarak incelemiştir. (bu risalenin Arapça metni ve Farsça tercümesi Ahmed Arârîm tarafından yayımlanmıştır:
"Risale-i ez Karni Sivvom-i İlmi-i Hicri der Cebr u Mukabele", Mecelle-i Sühan, III/II-12, Tahran 1343 hş) Aydın Sayılı'nın "Katışık Denklemlerde Mantıkî Zaruretler" şeklinde tercüme ettiği bu yazıda, Abdülhamid b. Vâsi, üç tip ikinci derece denklemini sistemli bir yaklaşımla ve geniş açıklamalar yaparak ayrıntılı biçimde çözmektedir.
Çözüm için seçtiği metod, geometrik yoldur ve Mezopotamya geleneğini devam ettirmekte, formül kullanmadan sözlü anlatımla sonuca varmaktadır.
Denklemleri incelemesi, kendinden önce gelenlerden biraz farklı ve sonrakilere yol gösterecek şekildedir.
Kitabü'l-Cebr ve'l-mukabele'de aynı konuyu işleyen Harizmi'nin ise denklemleri, Abdülhamid b. Vâsi kadar sistemli biçimde ele almadığı ve ayrıntıya girmeden çok kısa bir açıklamayla çözüme vardığı görülmektedir.
Aydın Sayılı, bu duruma Harizmi'nin konuyu meçhul saymamış, bu sebeple de ayrıntılara girmeye gerek görmemiş olabileceği şeklinde bir yorum getirmekte ve onun ilk cebir kitabını, İslâm dünyasında da, Batı dünyasında da cebirin kurucusu olarak kabul edilen Harizmi'den önce yazmış olabileceği ihtimalinin pek zayıf sayılamayacağı sonucuna varmaktadır.
İbn Haldun, Mukaddime'nin üçüncü cildinde, yalnız Harizmi ile Ebü Kâmil'den bahsetmekte ve muhtemelen Ömer Hayyam'a da atıfta bulunmaktadır.
İbn Haldun'un zikretmemesine mukabil, İbnü'n-Nedim ile İbnu'l- Kifti'nin ondan övgüyle bahsetmeleri ve Ebu Kâmil'in de Ebu Berze'nin iddiasını şiddetle reddedip, onu Harizmi'ye rakip gördüğünü belli etmesi, Abdülhamid b. Vâsi'nin o devrin büyük bir matematikçisi olduğunu kesin olarak ortaya koymaktadır.
ESERLERİ:
- Kitabü’l-Câmi fil-Hısâb
- Kitabü’l-Mu’amelât (Kapsamlı Hesap Kitabı’ Altı kitap halinde düzenlenmiş olup kayıptır. Belki de ‘Kitâbü'l Cebr ve'l Mukâbele’;Katışık Denklemlerde Mantıki Zaruretler’ kitabının bir parçasıdır)
- Kitabü Nevadiri’l-Hısab
- Havassül-â’dad (‘İşlemler Kitabı’, kayıptır. Bu başlıklı ve ‘Kitāb al-Mesha’ / ‘Ölçme Kitabı’ ile bir kitap daha İbn el-Nedīm tarafından Ebu Berze’ye atfedilir.)
- Nawāder al-hesāb va kavaşş al-adād (‘Hesaplama ve Sayıların Özellikleri Çeşitleri kitabı’ kayıptır.),
- Kitābü'l Cebr ve'l Mukâbele (‘Katışık Denklemlerde Mantıki Zaruretler’).
- Bilime Yön Veren İslam Alimleri, 1996, 1.Cild, S.16, 17, 18.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder