Tahir Büyükkörükçü Hoca'nın oğlu Abdurrahman Hoca anlatıyor:
Bir gün bir ağabeyimiz babacığıma gelmiş:
-Hocam ben yeni bir araba aldım, arzu ediyorum ki bununla Lâdikli Ahmed amcamızı ziyaret edelim, demiş.
Bunun üzerine ziyareti yapmış, hoş saatler geçirmişler.
Tam çıkacakları zaman o ağabeyimiz cebinde arabanın anahtarı olmadığını fark etmiş.
Bu abimiz, Lâdikli Ahmed Ağa’yı görmenin heyecanıyla olsa gerek, koltuğun üzerine düşürmüş anahtarı.
Kapıyı da dışarıdan bilmeden kilitlemiş.
Sohbetten sonra bakıyorlar ki anahtar arabanın içinde…
O ağabeyimiz:
-Eyvah, şimdi açmak için kilidi bozacağız, diyor.
Uğraşıyorlar, açamıyorlar.
"Acaba şu küçük camı mı kıralım" falan diye düşünürken Lâdikli Ahmed Ağa yanlarına geliyor:
-Hayırdır, nedir bu telaşınız? diyor.
Meseleyi anlatıyorlar.
Ahmed Ağa:
-Dur bakalım, telaş etmeyin, diyor ve kuşağından küçücük bir çakı çıkartıyor, babacığıma veriyor:
-Tahir Hoca evladım, bununla aç kilidi, diyor.
Babacığım bıçağı kilide takıyor; "Bismillah" deyip tık diye çevirince kilit açılıyor.
Daha sonra bu ağabeyimiz; "Benim arabam böyle kel bir çakı ile açılıyor muymuş?" diye düşünerek evdeki bütün bıçakları kapıda deniyor ama hiçbiri ile açamıyor.
Anlıyor ki kerâmet Hacı babamızın bıçağı ile Allah’ın lütfundaymış.
Müfettihal ebvab olan Allah isteyince bütün kapılar açılıyormuş.
- https://irfandunyamiz.com/hizir-dostu-ladikli-ahmed-aga-dinkulturuatolyesi-aydin-basar/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder