İstanbul Müftüsü, daha sonra da Diyanet İşleri Başkanı olan Ömer Nasuhi Bilmen Hoca'ya saygı duyar, ilminden istifade ede bilmek için sık sık ziyaretine giderdim.
Yine öyle ziyaretlerden birisi çetin bir kış mevsimine rast gelmişti.
Kapıyı çaldım içeri girdim.
Evin içi dışarısı kadar olmasa da yine de soğuk sayılırdı.
Hocaefendinin bulunduğu odaya girdiğimde gördüğüm manzara beni çok etkilemişti.
Zira girdiğim oda hayli büyük, genişçe bir odaydı.
Odanın tam ortasında yere serilmiş bir yatak duruyordu.
Hocaefendi yatağın içinde kıvrılmış, iki kat olmuş yorganı da sırtına almıştı.
Tir tir titriyordu.
Üşüdüğü her hâlinden belliydi.
O haline rağmen elinde kağıt kalem tefsirini tamamlamaya çalışıyordu.
-Hocam! Hava soğuk üşüyorsunuz.
Şimdi bıraksanız sonra yazarsınız, dedim.
Hoca ilim irfan akan gözlerini yaşlı gözlerime dikerek bana hayatım boyunca düstur olacak bir hakikati fısıldadı:
-Ömer evladım.
Dua et de su tefsirimi bitireyim de öyle öleyim.
Zira benim Allah'tan dileğim budur.
Ömer Nasuhi Bilmen Hoca 90 yaşına kadar yaşamışsa, yazdığı eserlerin ömrü belki 300, belki 500 senedir...
* Hak Dostlarından Hatıralar, Mahmut Bıyıklı, Mavi Yayıncılık, 2008, s.142.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder