Necid'de zuhur eden bedevî isyanı, dıştan dinî görünen, asıl sebepleri ise siyasî, kavmî ve çapulculuk olan bir harekettir.
Muhammed ibn Abdilvehhab'ın etrafında toplanan, çoğu bedevî Araplar İstanbul'daki meşru Halife'ye isyan etmişlerdir.
Osmanlı İslâm devletinin ve Hilâfetinin hâkimiyet ve otoritesini reddetmişlerdir.
Tasavvuf ve Tarikat mensubu mü'minleri, Ehl-i Kıbleyi, Ehl-i Tevhid'i müşrik ve kâfir ilân etmişlerdir.
Müşrik ve kâfir ilân ettikleri Ehl-i Kıble'nin canlarını ve kanlarını heder, mallarını ganimet olarak görmüşler ve göstermişlerdir.
Ellerine geçirdikleri bölgelerdeki başta evliyaullah kabirleri ve kubbeleri olmak üzere bütün Müslüman mezarlarını tahrip etmişlerdir.
Osmanlı hakimiyetinde olan Kerbelâ'ya saldırmışlar, Hazret-i Hüseyin ve sâdat türbelerindeki kıymetli eşyayı yağmalamış, ganimet olarak almışlardır.
Mekke-i mükerremeyi ve Medine-i münevvereyi ellerine geçirdiklerinde Sünnî ulemâ ve fukahadan, seyyidlerden nice kişiyi şehid etmişlerdir.
Taif'e saldırmışlar, şehri ellerine geçirince yaşlıları, kadınları, annelerinin kucağındaki bebekleri katl etmişler; Müslümanların ölüleri meydanda kalmış, gömülmemiş, cesetleri kokmuştur.
Mekke'deki Mualla kabristanını, Medine'deki Baki kabristanını, Cidde'deki Hz. Havva annemizin türbesini, Bedir şehitliğindeki sahabe kabirlerini ve yanındaki camiyi, Uhud dağı eteklerindeki Hz.Hamza ve Uhud şehidleri türbe ve mezarlarını, oradaki camiyi tahrip etmişlerdir.
Arabistan'daki bütün tarikat tekkelerini kapatmışlardır.
Kendilerine itiraz eden Müslümanları ya öldürmüşler, yahut hapse atmışlardır.
Mevlid okumayı, Delail-i hayrat kitabını okumayı, topluca zikrullah yapmayı yasaklamışlardır.
Ehl-i İslâm'ın itikatta iki imamı olan İmamı Eş'arî ve İmamı Mâturidî hazretlerini sapık ilan etmişlerdir.
Kâbe Mescidinde dört mezhebe göre namaz kılınmasını kaldırıp kendi imamlarını koymuşlardır.
Müslümanlar arasındaki hayırlı, olumlu, zenginlik kaynağı çeşitliliği kaldırmışlardır.
Tarikat ve Tasavvuf evliyasını evliyauşşeytan ve müşrik ilan etmişlerdir.
Hâtemülevliya Muhyiddin Arabî hazretlerine Şeyh-i Ekfer (En kâfir şeyh) diyerek küfür ve hakaret etmişlerdir.
Allahü Teâlâ ve Tekaddes hazretlerinin şanına yakışmayacak noksan sıfatlar izafe ederek, Muhalefetünlilhavadis sıfatına aykırı inançlar çıkartmışlardır.
Müteşabihatı lügavî mânâsına almışlardır.
Efendimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin türbesinin yıkılmasını, mübarek mezarının Mescid dışına nakl edilip düzlenmesini istemişlerdir ve halen de istemektedirler.
Nice hadis ve din kitabındaki, işlerine gelmeyen yerleri değiştirip tahrif etmişlerdir.
Kur'ân, Sünnet, Şeriat,Din-i Mübin-i İslâm israf ve sefahati yasak etmişken, onların rüesası akıllara durgunluk verecek bir debdebe ve saltanat içinde yaşamıştır.
Sevad-ı âzam'ı Cadde-i Kübrayı bırakıp bid'at çıkmaz yollarına sapmıştır.
Onlar Ehl-i Sünnet İslâmlığının, Osmanlı Hilafetinin zıt kutbudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder