8 Haziran 2010 Salı
Aynalı Kavak Kasrı
I. Selim döneminde, Haliç sahilleri tersane inşaatıyla önem kazanmış ve bu büyük koruluk, bahçeleriyle birlikte, “Tersane Bahçesi” adıyla anılmaya başlanmıştır. I. Ahmet Edirne’deyken Kaptan-ı Derya Kayserili Halil Paşa Tersane Bahçesi’nde matetemmuat Kasr-ı Âli (padişaha layık bir saray) yapılmasını emretmiş ve 1613 yılında sarayın ilk binaları tamamlanmıştır.
IV. Murat ve Sultan İbrahim Tersane Sarayı’na rağbet ederek, ilave binalarla sarayı genişletmişlerdir. Saray, IV. Mehmet zamanında çıkan yangın nedeniyle tamamen harap olmuş ve yeniden yapılmıştır. Haliç’ten bakıldığında sarayın tüm daireleri görülebiliyordu. İki katlı Harem Dairesi’nin alt katı baştan başa bir camekânla örtülü durumda olan sarayın, Harem ve Mabeyn Daireleri’nin çevresinde çeşitli binalar da mevcuttu. 1730 yılında sarayda bazı onarımlarla birlikte yeni bir Hasbahçe Köşkü de yapılmıştır.
III. Ahmet, Tersane Sarayı’nda zaman zaman oturmuş, Okmeydanı’nda yaptığı sünnet düğününden sonra da haremiyle burada kalmıştır.
1715 Osmanlı Venedik Muharebesi’nden sonra Venedikliler III. Ahmet’e büyük boyda, değerli aynalar hediye etmişler, padişan da bu aynaları Tersane Sarayı’nın çeşitli salon ve odalarına yerleştirtmiştir. Bu nedenle saray, önceleri “Aynalı kavak saray”, daha sonraları ise “Aynalı Kavak Sarayı” adıyla tanınmıştır.
18. yüzyıl sonunda, I. Abdülhamit döneminde harap bir durumda bulunan saray, Sadrazam Koca Yusuf Paşa tarafından tamir ettirilmiştir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder