1 Haziran 2010 Salı

GÜLŞEHİR, NEVŞEHİR

Gülşehir'den Bir Görünüm
Gülşehir tarih öncesi çağlardan beri bir çok yerleşmeye sahne olmuştur.İlçe merkezinin 5 km. doğusuna düşen Civelek köyü mağarasında bulunan tek kulplu fincanlar, çeşitli boylarda çömlekler,taştan ve kemikten aletler ilçe tarihinin M.Ö.5000 yıllarına kadar uzandığını gösterir.Gülşehir’de Hitit uygarlığına ait eserler bulunmaktadır.
İlçe merkezine 37 km.uzaklıkta bulunan Gökçetoprak köyündeki M.Ö.8. yüzyıla ait olan Yazılıkaya hala gezilebilir durumdadır.
İlçenin zaman ve kimler tarafından kurulduğuna dair elde kesin belgeler bulunmamaktadır.
Çeşitli medeniyetler tarafından yerleşim yeri olarak seçilmiş en etkileyici bölgelerden biri olan Gülşehir yaşamış ve yaşayan insan toplulukları doğa ve tarihle tamamen bütünleşmiş, toplumun hayat tarzı rüzgarın, havanın, doğal çevrenin verdiği tüm sıkıntılara karşın tarih boyunca devam etmiştir.
Gülşehir’de yapılan araştırmalar geçmişteki Anadolu uygarlıklarının, tarih öncesi çağlarda başlayarak,Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna kadar geçen zaman süresindeki, özelliklerini ortaya koymaktadır.Türklerin egemenliğinden sonra Türk-islam kültürü yayılmaya başlamıştır. 
Ayrıca Gülşehir yakınında bulunan Büyükkale, Açıksaray, Kızılkatma, Beyyurdu, Döllük, Ozankaya, Araplı höyüğü gibi yerlerde bulunan eserler ilçenin önemli bir merkez olduğunu göstermektedir.Frigyalılar M.Ö.900-800 yıllarında Kapadokya’ya saldırarak egemenlikleri altına almışlardır. 
İlçe bu saldırılardan etkilenmiştir.
Frigyalılardan sonra ilçeye Medler,Lidyalılar,Kimmerler,Helenler,Romalılar,Bizanslar,Araplar,İranlılar yüzyıllar boyu hüküm sürmüşlerdir.M.S, I. ve III. yüzyıllarda, Filistin’den kaçan ilk Hıristiyanlar, Bizanslılar’ın da hristiyan olmalarına dayanarak (Batı Roma İmparatorluğu’nun zulmünden saklanmak amacıyla) Kapadokya’ya gelmişlerdir. Filistinliler, yapısal olarak oymaya ve iskan edinilmeye uygun olan kayalara kiliseler, evler, manastırlar yapmışlardır. Örnek olarak Açıksaray, Büyükkale, Gümüşkent Yeraltı Şehri, Ozankaya, Kızılkatma gibi yerleri gösterebiliriz. Tüm bunlar yöremizdeki ilk Hıristiyan eserleridir. Bu dönemde Gülşehir, Kapadokya Hıristiyan merkezi haline gelmiş; Hıristiyanlığı öğrenmek isteyenler Açıksaray’daki manastırlarda papaz, rahiplerce yetiştirilip başka yerlerde din görevlisi olarak çalışmışlardır.1071 Malazgirt Savaşı’nda, Türkler büyük zafer kazanınca Anadolu’nun kapıları Horasan’dan gelen akıncılara açılmıştır. Alparslan’ın komutanı Afşin Bey’de Anadolu’nun şehir ve kasabalarını Türk egemenliğine katmıştır.Türk boyları Kapadokya’ya dağılıp köy ve kasabalar kurdular. Yöreye yerleşen Türkler Hıristiyan halkla yan yana yaşadılar.
Bizanslılar döneminde ilçenin isminin Zarapassos olduğu tesbit edilmiştir. Gülşehir M.S. 3 ile 8. yüzyıllar arasında Kapadokya’nın dini başkenti olarak kalmış ancak, Açıksaray rahiplerinin 8. yüzyıl sonunda başlayan kiliselere resim yapma akımını kabul etmemeleri üzerine bu unvanı kaybetmiştir. 1071 Yılındaki Malazgirt Zaferinden sonra Kapadokya Selçuklu Türklerinin hakimiyeti altına girmiş ve ilçenin Zarapassos olarak anılan ismi de Arapsun olarak değiştirilmiştir. ilçe 1212 yılında Mengücükoğulları hakimiyeti altına girmiştir. Aynı yüzyıl içerisinde Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat burasını ülkesi hudutları içerisine katmış ve adını da Gülşehir olarak değiştirilmiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra ilçeye hakim olan devlet ve beylikler sırasıyla ; İlhanlılar, Eratna Beyliği ,Karamanoğulları ve Osmanlı Devleti’dir.14.yüzyılın tamamıyla 15. Yüzyılın ilk yarısında Anadolu’nun belli başlı ilim merkezleri başında yer alan Gülşehir gerçek manadaki gelişimini Osmanlılar zamanında 1. Abdülhamit’in sadrazamlarından Karavezir Seyit Mehmet Paşa’nın memleketine olan düşkünlüğü ve yaptığı yatırımlar ile gerçekleştirmiştir.
Gülşehir, 1584 yılında Uçhisar nahiyesine bağlı 30 hanelik bir köydür. Halkının tamamı müslümandır. Silahtar Seyit Paşa 1779-80 yılları arasında burada bir camii, bir hamam, bir medrese ve sekiz çeşme bir mektep yaptırmış, kasaba nüfusunun artmasını sağlamış ve ardından Arapsun olan adını Gülşehir olarak değiştirilmiştir.Karavezir Seyit Mehmet Paşa’nın ölümünden sonra ilçe yeniden Arapsun olarak anılmaya başlanmıştır. ilçe1896 yılında Niğde sancağına bağlı bir kaza haline getirilmiştir. 1947 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile resmen Gülşehir olarak tescil edilmiş ve 1954 yılında da İlçelik unvanını almıştır.
1924 yılına kadar ilçede Rumların oturdukları bilinmektedir. 1924 Türk –Yunan mübadelesi sırasında bölgedeki Rumlar buraları terk etmişler ve böylece ilçedeki Hıristiyanlık tarihi de sona ermiştir. 1881-1882 tarihleri arasında yapılan Osmanlı nüfus sayımına göre Gülşehir’de Müslümanlardan sonra en kalabalık dini ve etnik grup Ortodoks Rumlardır. Bu nüfus sayımına göre
Gülşehir nüfusunun dinlere göre dağılımı şöylerdir.
1-Müslüman : 11.029
2-Ortodoks Rum : 3.934
3-Gregoryan Emeni : 20
Toplam :14.948
1994 yılında yapılan araştırmalarda Gülşehir’de nüfusa kayıtlı bir Hıristiyana rastlanmış ancak , bu kişinin sonradan Müslüman olduğu öğrenilmiştir.
COĞRAFİ KONUMU
Gülşehir İç Anadolu Bölgesinin orta kısmında yer alır. Nevşehir iline bağlı bir ilçe olup Nevşehir’i Hacıbektaş, Kırşehir ve Ankara’ya bağlayan yol üzerinde kurulmuştur. Ayrıca Avanos ilçesinin de Hacıbektaş ve Kırşehir irtibatı da ilçeden geçen karayolu ile sağlanmaktadır.Gülşehir ilçesi güneyde Nevşehir,kuzeyde Hacıbektaş, doğuda Avanos, batıda Kırşehir ve Aksaray illeriyle çevrilidir. ilçenin denizden yüksekliği 885 metre olup, yüzölçümü 931 km2 dir. Nevşehir’e 19, Avanos’a 24, Derinkuyu’ya 50, Hacıbektaş’a 26, Kozaklı’ya 73, Ürgüp’e 35, Acıgöl’e 40 km. mesafede bulunmaktadır. İlçenin beş kasaba , 28 köyü vardır. İlçede temel geçim kaynağı tarım ve turizmdir. 2000 yılı genel nüfus sayımına göre ilçenin genel nüfusu 33,411, ilçe merkezi nüfusu ise 10.176’dır.
Gülşehir yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçen tipik bir karasal iklime sahiptir. İlçedeki bitki örtüsü hakim bozkır bitkilerinden oluşmaktadır. Geniş verimli nitelikte orman olmamasına rağmen Hırka dağında meşe ağaçları yer alır. İlçenin belli başlı akarsuyu Kızılırmak’tır. Gülşehir sınırları içinde üç gölet bulunur. Bunlar :
1-Yalıntaş Göleti :On milyon metre küplük su toplama havzasıyla yüksek kapasiteli bir gölettir. Su kaynağını Ovaören Çayı’ndan alır.Yalıntaş baraj alanında balıkçıl,turna gibi değişik göçmen kuş türleri, sürdükleri periyodik hayatla önemli bir zenginlik oluşturmaktadır.

Gölette sazan, çapak gibi balıklar bir popülasyona sahip olup,balık avcılığı içinuygun bir ortam yaratmaktadır.

2- Bölükören Göleti :Bir milyon üç yüz otuz sekiz metre küplük su toplama havzası vardır. Su kaynağı Bölükören özüdür.
3- Tuzköy Göleti: iki milyon yüz elli iki bin metre küplük su toplama havzası vardır. Su kaynağı Derinöz deresidir.

İlçenin ekonomik bakımdan önem taşıyan yeraltı kaynakları linyit ve tuz yataklarıdır. Arafa köyündeki linyit yataklarının toplam rezervi üç milyon tondur. Aynı kesimde toplam barit rezervi ise 2500 ton dolayındadır. Tuzköy yakınlarındaki 50 milyon ton rezervli tuz yatakları vardır. İlçenin en önemli dağı Hırka Dağı’dır. Yüksekliği 1683 m. Olan bu dağ , Gülşehir ile Hacıbektaş arasında yükselmekte ve doğu ve batı yönünde Kızılırmak vadisine paralel uzanmaktadır.
EĞİTİM VE KÜLTÜR DURUMU

İlçe tarihindeki eğitim ve kültür faaliyetleri 13.yüzyılın sonlarına kadar uzanır.14. yüzyılın başlarında Konya, Kayseri, Niğde ve Bursa gibi ilim merkezlerinin yanında Gülşehir’de önemli bir konuma gelmiş bu dönemde bağrından yetiştirdiği tasavvuf şairlerinden en ünlüleri olan Şeyh AhmetGülşehri ve Hoca Mesut Gülşehri ilçenin eğitim ve kültürüne katkıdabulunmuşlar ve Anadolu birliğinin sağlanmasında büyük rol oynamışlardır.Anadolu Beylikleri kitabı Osmanlı döneminde yine Gülşehir de doğan ve 1. Abdülhamit’in sadrazamı olan Karavezir Silahtar Seyit Mehmet Paşa önemini kaybetmiş küçük bir köy durumuna düşmüş olan ilçeyi imar ettirerek ilk sıbyan mektebini açtırmıştır.Cumhuriyet döneminde Karavezir’in yaptırmış olduğu Sübyan mektebi,Karavezir Mektebi ve daha sonra yaptırdığı külliyenin içinde medreseyi açarak halkın eğitimine büyük bir önem verdiğini ortaya koymuştur. 1948 yılında da ilçe halkının gayreti ile ilk defa ortaokul açılmıştır.Son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren ilçedeki okul durumu şu şekilde gösterilebilir İlçe Merkezinde 4, Kasabalarda 5 köylerde ise 22 olmak üzere toplam 31 adet İlköğretim Okulu mevcuttur. Ayrıca Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Öğretmen Evi Müdürlüğü bulunmaktadır.

MESİRE YERLERİ

Gülşehir tabiî güzellikler bakımından da zengindir. Mesire yerleri genelde vâdi tabanlarıyla Kızılırmak kıyılarıdır.
Kızılırmak VâdisiGülşehir ve Avanos ilçelerinin topraklarında genişleyerek tabii kumsallar ve ağaçlık dinlenme yerleri ortaya çıkarmıştır. İl merkezine yaklaşık 20 km’dir.Kazankaya Gülşehir yakınındadır. Türlü biçim ve renkteki kayaların görünüşü çok güzeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder