(1818 - 1884)
Osmanlı devlet adamı. Şair ve yazar. 1818 yılında İstanbul’da doğdu. Şam ve Bağdat vâliliklerinde vazife yapan Mehmed Necip Paşanın oğludur.
Adana’nın adı, eski yazıyla (Edene) şeklinde yazılırdı. Bu yazı biçimi, bir harf fazlası ile Edirne’ye çok benziyordu. Bu benzeyiş, resmi yazışmalarda ve özellikle posta hizmetlerinde türlü yanlışlıklara neden oluyordu. Sonradan sadrazam olan Mahmut Nedim Paşa Edene’nin, Atana şeklinde yazılmasını bir genelgeyle bildirdi.
O günden Latin harflerinin kabulüne kadar resmi yazışmalarda vilayetin adı Atana olarak okundu.
Mahmut Nedim Paşa eğitiminin ardından Babıali’de Sadaret Mektubi Kaleminde vazifeye başladı. Devletin çeşitli kademelerinde çalışarak, 1847’de Sadâret ve aynı yıl Hariciye Müsteşarı oldu. 1855’te Sayda ve Şam, 1856’da İzmir valiliklerinde bulunduktan sonra, 1858’de Tanzimat Meclisi üyesi oldu. Bundan iki sene sonra kendi isteği ile Trablusgarp Vâliliğine getirildi. Burada yedi sene vâlilikten sonra saraya yanaşmanın çârelerini arayan Mahmud Nedim Paşa, önce Bahriye Nazırlığına, Ali Paşanın ölümü üzerine, Sadrazamlığa getirildi (1871).
On bir ay süren Sadrazamlığı sırasında, beş serasker, dört bahriye, dört adliye, beş mâliye nâzırı, altı tophane müşiri, beş sadâret, altı serasker müsteşarı, sayılamayacak kadar vâli ve taşra memurlarını değiştirmesi, devlet işlerini karıştırması bakımından dikkat çekici hususlardır. Valiliklerin ödeneklerini kesmesi, lüzumsuz yeni valilikler kurarak idareyi karıştırması, 1872’de görevinden alınarak Kastamonu Valiliğine gönderilmesine sebep oldu.
Adana Valiliğinde de bulunduktan sonra İstanbul’a getirtilerek önce Şura-yı Devlet (Danıştay) başkanlığına, ardından 1875’te ikinci defa sadrazamlığa getirildi. Hersek isyanına, Sırbistan ve Bulgaristan’daki ayaklanmalara mani olamayan Mahmud Nedim Paşa, bütçe açığını kapamak için aldığı tedbirlerle işleri büsbütün karıştırdı. Rus elçisinin telkinlerine kapılarak Bulgaristan İhtilaline karşı askerî tedbir almaması, Balkanlardaki çeşitli hadiseler, büyük devletlerin müdahale etmesine zemin hazırladı. Can düşmanı gibi olan Hüseyin Avni ve Midhat Paşaların talebeyi nümayişe kışkırtmaları, Bosna-Hersek isyanlarındaki başarısızlıkları, mali krizin artması sebepleriyle, 12 Nisan 1876’da vazifeden alındı. Çeşme, Sakız’da ikamete memur edildikten sonra, Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında affedilerek İstanbul’a döndü. 1879’da Dahiliye nazırlığına getirilince, eskisinin aksine halka ve memurlara çok iyi davrandı. Fakat hastalandığı için bu vazifeden alındı. 14 Mayıs 1884’te öldü. Cağaloğlu’ndaki bir arsaya gömülerek, sonra üzerine türbesi yapıldı.
Mahmud Nedim Paşa, Tanzimat devrinde yetişen şair ve yazarlardandır. Şiirlerini topladığı Divan’ı ile Reddiye adlı risâlesi basılmadı. Hikaye-i Meliki Muzaffer, devlet idaresine ait Ayine ve nazım olan Hasbihal adlı eserleri yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder