İstanbul Sarıyer ilçesi, Emirgân’da ünlü Çınaraltı Kahvesi’ne ismini veren Emirgân Çınarı’nın edebiyatımızda önemli bir yeri vardır. Birkaç yüzyıllık bir geçmişi olan bu çınarın altında devrin tanınmış kişileri toplanmış ve çınarın altı bir nevi akademi konumuna gelmiştir.
Ruşen Eşref Ünaydın Boğaziçi isimli eserinde bu çınarın altından şöyle söz etmiştir:
“ Onun güzelliği üç sade şeyin birbirine uygunluğundan geliyor; çınar, mermer, deniz.
Dört, beş çınar, deniz kıyısında yokuşumsu bir meydanı kaplamış. Her birinin bir ağaç iriliğindeki dalları, mermer direkli beyaz bir cami minaresinin üst hizasına kadar sarmaş dolaş çıkıyor. Bu açık hava kahvesi yazları bir bakıma o semtin umumi selamlık dairesi… Geçenlerde bir gün beyaz ceketli bir bahriye zabiti, kaloş kunduraları kaldırımlarda çıkırdayan kranta bir memur mütekaidi (emekli) ile orada tavla oynuyordu. Zar ve pul takırtılarına, öteki basanın başına toplanmış gençlerin iddialı dört kol iskambil partileri de karıştı; her iki masanın gürültülerine de nargile tokurtuları kırıtkan dumanlı bir çeşni daha katıyordu.”
Emirgân Çınarı’nın ününün artması memleketin her yanına yayılmış, özellikle XX. yüzyılın başlarında burası tanınmış kişilerin uğradığı yer olmuştur. Özellikle Salı ve Cuma günleri öğleden sonraları memleket çapındaki ünlüler burada toplanır olmuştu.
Ruşen Eşref Ünaydın Boğaziçi isimli eserinde bu çınarın altından şöyle söz etmiştir:
“ Onun güzelliği üç sade şeyin birbirine uygunluğundan geliyor; çınar, mermer, deniz.
Dört, beş çınar, deniz kıyısında yokuşumsu bir meydanı kaplamış. Her birinin bir ağaç iriliğindeki dalları, mermer direkli beyaz bir cami minaresinin üst hizasına kadar sarmaş dolaş çıkıyor. Bu açık hava kahvesi yazları bir bakıma o semtin umumi selamlık dairesi… Geçenlerde bir gün beyaz ceketli bir bahriye zabiti, kaloş kunduraları kaldırımlarda çıkırdayan kranta bir memur mütekaidi (emekli) ile orada tavla oynuyordu. Zar ve pul takırtılarına, öteki basanın başına toplanmış gençlerin iddialı dört kol iskambil partileri de karıştı; her iki masanın gürültülerine de nargile tokurtuları kırıtkan dumanlı bir çeşni daha katıyordu.”
Emirgân Çınarı’nın ününün artması memleketin her yanına yayılmış, özellikle XX. yüzyılın başlarında burası tanınmış kişilerin uğradığı yer olmuştur. Özellikle Salı ve Cuma günleri öğleden sonraları memleket çapındaki ünlüler burada toplanır olmuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder