İstanbul Eminönü ilçesi, Çarşıkapı’da Divan Yolu Caddesi üzerinde bulunan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Külliyesi’ni Sultan IV. Mehmet (1648–1687) döneminde Kaptan-ı Derya ve Sadrazamlık görevlerini yapmış olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa yaptırmaya başlamıştır. Ancak sadrazamın II. Viyana Kuşatmasındaki başarısızlığından ötürü 1683 yılında yapı topluluğu yarıda kalmıştır. Dershane üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre de oğlu Ali Bey tarafından Mimar Hamdi’ye 1690 yılında tamamlattırılmıştır.
Yapı topluluğu Darül Hadis Medresesi, dershane-mescit, sıbyan mektebi, sebil, dükkânlar ve hazireden meydana gelmiştir. Külliyenin dershane-mescidi avlunun kuzeydoğu köşesinde sekizgen planlı bir yapı olup, kesme köfeki taşından yapılmıştır. Dershane-mescidin üzeri içten pandantifli, dıştan da sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Avlu zemininden biraz daha yüksek olan dershanenin girişi önünde dört, yanlarında da birer tane olmak üzere altı mukarnas başlıklı, sivri kemerlerle birbirine bağlanmış bir revak bulunmaktadır. Revakın üzeri ahşap tavanlı olup, ortadaki kemer diğerlerine göre daha geniş ve yüksektir. Buradaki kemer üzerinde bulunan kitabe sülüs yazı ile yedi beyitten meydana gelmiş olup, yarıda kalan külliyenin Kara Mustafa Paşa’nın oğlu Ali Bey tarafından Mimar Hamdi’ye tamamlattırdığı yazılıdır.
Dershane-mescit çift sıralı pencerelerle aydınlatılmış olup, alt sıradaki pencereler köfeki taşından sivri hafifletme kemerli dikdörtgen sövelidir. Üst sıra pencereler ise sivri kemerlidir. İç kısmında mihrap nişi ve duvarlarda da dolaplara yer verilmiştir.
Dershane-mescidin karşısındaki avluda medrese odaları U şeklinde sıralanmıştır. Önlerinde revaklar bulunan medrese hücreleri batı ve güneyde on odadan meydana gelmiştir. Medrese hücrelerinin revak cepheleri kesme köfeki taşından olup, batı ve güney yönlerindeki cepheleri taş-tuğla duvar örgüsüne sahiptir. Baklava başlıklı dokuz mermer sütuna oturan ve sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmış olan revaklar ile medrese odalarının üzerleri pandantifli kubbelerle örtülmüştür. Bunlardan köşe odası dikdörtgen planlı, diğerleri ise kare planlıdır. Dikdörtgen olan odanın güneyinde kubbe, kuzeyinde de içeriye girişi sağlayan yer beşik tonozla örtülmüştür. Köşe odasında girişi sağlayan kapı diğer odalarda da basık kemerli birer kapı ile ikişer dikdörtgen penceresi bulunmaktadır. Medrese odalarının içerisinde yuvarlak kemerli ocak nişi ve bunun iki yanında da birer dolap nişine yer verilmiştir. Bu pencereler dıştan tuğladan yuvarlak kemerli ve dikdörtgen söveleri köfeki taşından yapılmıştır.
Medresenin avlu kapısının yanına revak cephesinin üst köşesine de bir kuş köşkü yerleştirilmiştir. Medrese avlusundaki havuz günümüze gelememiştir. Revak kemerleri yakın tarihte Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyon sırasında camekânla kapatılmıştır. Külliyenin Divan Yolu Caddesi’ne bakan cephesindeki dükkânlar 1956–1957 yıllarında caddenin genişletilmesi sırasında yıkılmıştır. Bu arada önündeki sebil ve hazire yan sokağa taşınmıştır.
Yapı topluluğu Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1960 yılında restore edilmiştir. Günümüzde medrese ve yanındaki sıbyan mektebi İstanbul Fetih Cemiyeti ile Yahya Kemal Enstitüsü’ne tahsis edilmiştir.
Yapı topluluğu Darül Hadis Medresesi, dershane-mescit, sıbyan mektebi, sebil, dükkânlar ve hazireden meydana gelmiştir. Külliyenin dershane-mescidi avlunun kuzeydoğu köşesinde sekizgen planlı bir yapı olup, kesme köfeki taşından yapılmıştır. Dershane-mescidin üzeri içten pandantifli, dıştan da sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Avlu zemininden biraz daha yüksek olan dershanenin girişi önünde dört, yanlarında da birer tane olmak üzere altı mukarnas başlıklı, sivri kemerlerle birbirine bağlanmış bir revak bulunmaktadır. Revakın üzeri ahşap tavanlı olup, ortadaki kemer diğerlerine göre daha geniş ve yüksektir. Buradaki kemer üzerinde bulunan kitabe sülüs yazı ile yedi beyitten meydana gelmiş olup, yarıda kalan külliyenin Kara Mustafa Paşa’nın oğlu Ali Bey tarafından Mimar Hamdi’ye tamamlattırdığı yazılıdır.
Dershane-mescit çift sıralı pencerelerle aydınlatılmış olup, alt sıradaki pencereler köfeki taşından sivri hafifletme kemerli dikdörtgen sövelidir. Üst sıra pencereler ise sivri kemerlidir. İç kısmında mihrap nişi ve duvarlarda da dolaplara yer verilmiştir.
Dershane-mescidin karşısındaki avluda medrese odaları U şeklinde sıralanmıştır. Önlerinde revaklar bulunan medrese hücreleri batı ve güneyde on odadan meydana gelmiştir. Medrese hücrelerinin revak cepheleri kesme köfeki taşından olup, batı ve güney yönlerindeki cepheleri taş-tuğla duvar örgüsüne sahiptir. Baklava başlıklı dokuz mermer sütuna oturan ve sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmış olan revaklar ile medrese odalarının üzerleri pandantifli kubbelerle örtülmüştür. Bunlardan köşe odası dikdörtgen planlı, diğerleri ise kare planlıdır. Dikdörtgen olan odanın güneyinde kubbe, kuzeyinde de içeriye girişi sağlayan yer beşik tonozla örtülmüştür. Köşe odasında girişi sağlayan kapı diğer odalarda da basık kemerli birer kapı ile ikişer dikdörtgen penceresi bulunmaktadır. Medrese odalarının içerisinde yuvarlak kemerli ocak nişi ve bunun iki yanında da birer dolap nişine yer verilmiştir. Bu pencereler dıştan tuğladan yuvarlak kemerli ve dikdörtgen söveleri köfeki taşından yapılmıştır.
Medresenin avlu kapısının yanına revak cephesinin üst köşesine de bir kuş köşkü yerleştirilmiştir. Medrese avlusundaki havuz günümüze gelememiştir. Revak kemerleri yakın tarihte Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyon sırasında camekânla kapatılmıştır. Külliyenin Divan Yolu Caddesi’ne bakan cephesindeki dükkânlar 1956–1957 yıllarında caddenin genişletilmesi sırasında yıkılmıştır. Bu arada önündeki sebil ve hazire yan sokağa taşınmıştır.
Yapı topluluğu Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1960 yılında restore edilmiştir. Günümüzde medrese ve yanındaki sıbyan mektebi İstanbul Fetih Cemiyeti ile Yahya Kemal Enstitüsü’ne tahsis edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder