Bölgedeki yerleşmenin Neolitik dönemde de
sürdüğünü ortaya koyan belgeler, il sınırları içinde değişik yerlerde
bulunan kaya resimlerdir. Bu resimlerin önemli bir bölümünü Hakkari'nin
güneydoğusundaki Gevaruk vadisinde bulunanlar oluşturmaktadır. Bu vadide,
2600 metre yükseklikteki bir çok kayalara kazınmış 1.000 dolayında resim
bulunmuştur. Bunların çoğu, yöredeki bir tür dağ keçisini betimlemektedir.
İlkel ve simgesel olan av tuzakları ve hayvanlara sopalarla saldıran insan
resimleri de vardır.
Bunlar, Avrupa'nın batısında, İspanya'da ve Kuzey
Afrika'da bulunan kaya resimleri ile büyük benzerlik göstermektedir.
Gevaruk kaya resimlerine, ilk kez, 1956-1958 araştırmalarında
rastlanmıştır. Muvaffak Uyanık ile Dr.Freh, Gevaruk Vadisindeki
araştırmalarında, 55'i aşkın kaya resmi bulmuşlardır. İngiliz ve Alman
dağcılarından oluşan iki ayrı ekip de, aynı dönemde, Gevaruk'ta 625 resim
daha ortaya çıkarmışlardır. Resimler, kayaların yüzeyindeki koyu kızıl
renkli katmana sert taşlarla kazınarak yapılmıştır. Bu kayalar, sarkan
buzulların da etkisiyle, zamanla aşınmıştır.Bir başka kaya resimleri kümesi de, Şiye Hundevade tepesinin eteklerinde ortaya çıkarılmıştır. Bu tepe, Hakkari'nin Güneydoğusundaki Cilo dağındaki, Gevaruk gölünün batısında, Şiye Mazan doruğunun doğusundadır. Fotografçı Ersin Aluk, burada 200 dolayında kaya resmi saptamıştır. Bu resimlerin biri büyük bir av sahnesini canlandırmaktadır. Avcıların ayaklarında raket benzeri, tabanı iplerle örülü ayakkabılar vardır. Bunların daha gelişmiş bir türü, günümüzde Doğu Anadolu'nun büyük bir bölümünde, hedik adıyla kullanılmakta ve kara batmadan yürümeyi sağlamaktadır.
Yukarıda anılanların yanı sıra Beytüşşebap İlçesinin Mezraa Köyü yakınlarında Peştazere yöresindeki tek bir kaya üzerinde, çok sayıda resim kompozisyonu bulunmuştur.
Bu kaya resimleri, Hakkari insanının, Neolotik Dönemde avcılığın yanı sıra, hayvancılık ve tarımla da uğraştığını ortaya koymaktadır.
Van Gölünün güneyindeki kavimle ilgili ilk bilgi (yazılı) iki sümen eşik taşında görülmüştür. Bu taşlarda bölge "Kar-da-ka-lar" ülkesi olarak tanımlanıyor. Bu tarihten yaklaşık 1600 yıl sonra ( İÖ.401) bölgeden geçen Yunanlı yazar ve savaş muhabiri Ksenephon (Onbinlerin Dönüşü'nün yazarı) da yöre halkına " Karduklar" diyecekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder