Prensliğinin merkezi Passaragd'da
kırallığını ilan eden II.Kiros ,kısa sürede güçlü bir devlet örgütü kurdu
ve orduyu disipline soktu. Keyaksares döneminde Med toprakları içinde yer
alan bütün güney batı İran'ı Doğu ve ön Asya'yı sınırlarına kattı. Daha
sonra da Lidya krallığı üzerine yürüdü, Kral Korides'i yenerek (IÖ 546)
verimli Ege topraklarını, gelişmiş ticaret ve üretim olanaklarıyla
Persler'e açtı.
Libya ekonomisini ayakta tutan köleciğe son veren Persler
böylece, Libya topraklarındaki toplumsal yaşam yeni ve değişik bir boyu
kattılar. Bütün bu olup bitenler sırasında İran ticaret yolunun üzerinde
bulunan Hakkari yöresi büyük bir önem kazanmıştı. Ancak, ticaretin gerçek
anlamıyla gelişmesi ve bütünüyle Pers denetimine alınabilinmesi için ,
Babil krallığının elinde bulunan Kuzey İran topraklarının da ele
geçirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle, II. Kiros Lidya topraklarındaki
sorunları çözdükten sonra güneydoğuya yöneldi ve Babil topraklarına girdi
. Bu sırada Babil Nabukudur-Usur'un ölümüyle başlayan siyasal çalkantılar
içindeydi . Barışsever bir siyaset izleyen Kral NabuNaid, Kiros ' un
saldırısına karşı koymadı ve Babil toprakları, İ.Ö. 539 'da Perslerin
egemenliği altına girdi . Persler ele geçirdiği toprakları özellikle Kral
Dsteios zamanında bakımından yeniden düzenlediler . Bu düzenlemede Hakkari
yöresi büyük Babil -Asur Satrablı'na bağlı Athura Satraplı içinde yer
alıyordu . Yunan tarihçisi Herodotcs , dokuzuncu Pers satraplığı diye
andığı Babil-Asur Satraplığı'nın imparatoru her yıl 1.000 gümüş talan
vergi ödediğini ve hadım ağası olarak yetiştirilmek üzere , saraya 500
genç gönderdiğini yazmaktadır . Kültür , ekonomik düzey ve nüfusça
kendilerinden kat kat üstün devletlerin topraklarına el koyan Persler,
buralardaki köleci, üretim biçimini büyük ölçüde değiştirdiler. Köle
sahiplerinin elindeki topraklarını kullanımı hakkında Pers soylularına
verdiler. Böylece, eski toprak sahiplerine,eski köleler, çalıştıkları
topraklardan elde ettikleri ürünün bir bölümünü Pers soylularına aktaran
bağımlı köylüler durumuna geldiler. Başka bir değişle köleci üretimdeki
emek-rantın yerini ürün-rant aldı. Bu yapı içerisinde, toprakta
çalışanlar, kölelik ile serflik arası bir konumdaydı. Soylular,
"Yararlanmak üzere ve ödünç olarak" kendilerine verilen bu topraklarda
elde edilen ürünün bir bölümünü imparatora aktarıyorlar, ayrıca savaşta
orduya katılmak üzere, asker besliyorlardı. Persler'de kölecilik Batı
Avrupa'ya göre çok daha önce ortadan kalktığı halde klasik feodalizm adı
verilen yapı yeterince gelişmedi ve bu durum sonraki yy'larda da sürüp
gitti.Pers İmparatorluluğu'nun egemenliği döneminde, Hakkari'ye ilişkin
önemli bir gelişme oldu. İÖ400'lerde, Kiros adlı bir Pers prensi, kardeşi
İmparator II.Artakserkses'e (Artahşatra) başkaldırdı. Ücretli Yunan
askerleri ve Anadolu'nun yerli halklarından devşirdiği birliklerle
Gavgamela (Erbil) önlerine gelen Kiros burada Artakserkses'e yenildi ve
geri çekilmek zorunda kaldı.Yunan tarihçisi Ksenafon ,"on binler" adını
erdiği bu yenik ordunun, kuzeye doğru geri çekilirken Zap Suyu'ndan da
geçtiğini yazmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder