10 Kasım 2012 Cumartesi

Pers İmparatorluğu Döneminde Hakkari

Prensliğinin merkezi Passaragd'da kırallığını ilan eden II.Kiros ,kısa sürede güçlü bir devlet örgütü kurdu ve orduyu disipline soktu. Keyaksares döneminde Med toprakları içinde yer alan bütün güney batı İran'ı Doğu ve ön Asya'yı sınırlarına kattı. Daha sonra da Lidya krallığı üzerine yürüdü, Kral Korides'i yenerek (IÖ 546) verimli Ege topraklarını, gelişmiş ticaret ve üretim olanaklarıyla Persler'e açtı.
Libya ekonomisini ayakta tutan köleciğe son veren Persler böylece, Libya topraklarındaki toplumsal yaşam yeni ve değişik bir boyu kattılar. Bütün bu olup bitenler sırasında İran ticaret yolunun üzerinde bulunan Hakkari yöresi büyük bir önem kazanmıştı. Ancak, ticaretin gerçek anlamıyla gelişmesi ve bütünüyle Pers denetimine alınabilinmesi için , Babil krallığının elinde bulunan Kuzey İran topraklarının da ele geçirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle, II. Kiros Lidya topraklarındaki sorunları çözdükten sonra güneydoğuya yöneldi ve Babil topraklarına girdi . Bu sırada Babil Nabukudur-Usur'un ölümüyle başlayan siyasal çalkantılar içindeydi . Barışsever bir siyaset izleyen Kral NabuNaid, Kiros ' un saldırısına karşı koymadı ve Babil toprakları, İ.Ö. 539 'da Perslerin egemenliği altına girdi . Persler ele geçirdiği toprakları özellikle Kral Dsteios zamanında bakımından yeniden düzenlediler . Bu düzenlemede Hakkari yöresi büyük Babil -Asur Satrablı'na bağlı Athura Satraplı içinde yer alıyordu . Yunan tarihçisi Herodotcs , dokuzuncu Pers satraplığı diye andığı Babil-Asur Satraplığı'nın imparatoru her yıl 1.000 gümüş talan vergi ödediğini ve hadım ağası olarak yetiştirilmek üzere , saraya 500 genç gönderdiğini yazmaktadır . Kültür , ekonomik düzey ve nüfusça kendilerinden kat kat üstün devletlerin topraklarına el koyan Persler, buralardaki köleci, üretim biçimini büyük ölçüde değiştirdiler. Köle sahiplerinin elindeki topraklarını kullanımı hakkında Pers soylularına verdiler. Böylece, eski toprak sahiplerine,eski köleler, çalıştıkları topraklardan elde ettikleri ürünün bir bölümünü Pers soylularına aktaran bağımlı köylüler durumuna geldiler. Başka bir değişle köleci üretimdeki emek-rantın yerini ürün-rant aldı. Bu yapı içerisinde, toprakta çalışanlar, kölelik ile serflik arası bir konumdaydı. Soylular, "Yararlanmak üzere ve ödünç olarak" kendilerine verilen bu topraklarda elde edilen ürünün bir bölümünü imparatora aktarıyorlar, ayrıca savaşta orduya katılmak üzere, asker besliyorlardı. Persler'de kölecilik Batı Avrupa'ya göre çok daha önce ortadan kalktığı halde klasik feodalizm adı verilen yapı yeterince gelişmedi ve bu durum sonraki yy'larda da sürüp gitti.Pers İmparatorluluğu'nun egemenliği döneminde, Hakkari'ye ilişkin önemli bir gelişme oldu. İÖ400'lerde, Kiros adlı bir Pers prensi, kardeşi İmparator II.Artakserkses'e (Artahşatra) başkaldırdı. Ücretli Yunan askerleri ve Anadolu'nun yerli halklarından devşirdiği birliklerle Gavgamela (Erbil) önlerine gelen Kiros burada Artakserkses'e yenildi ve geri çekilmek zorunda kaldı.Yunan tarihçisi Ksenafon ,"on binler" adını erdiği bu yenik ordunun, kuzeye doğru geri çekilirken Zap Suyu'ndan da geçtiğini yazmaktadır.

HAKKÂRİ TARİHÇESİ

HAKKÂRİ SAYFASINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder