Şeyhu’l-Kurrâ Eğinli Hacı Hâfız Hasan Hoca verdiği sözde ne pahasına olursa olsun duran bir insandı.
Bir keresinde bir Kur’an merasimine davet olunmuş.
Bir genç hafızın “Aşere takrib” icazeti merasimiymiş.
Hocaefendi, Şeyhu’l-Kurrâ olarak merasimi idare edecek, duasını yapacak…
Geleceğine dair söz vermiş.
31 Ekim 2024 Perşembe
Hocam, cenazeyi bırakıp mı geldiniz?
30 Ekim 2024 Çarşamba
Konya'nın Kurucu'su!
Konya'ya hayır adına ne varsa Hacı Veyiszâde kurmuş.
Kurucu soyadını da bundan dolayı almış.
29 Ekim 2024 Salı
Gurur ve Kibrin Tedavisi
1982 yılıydı.
Hazreti Pir'i saygın bir meslek ve kariyere sahip bir arkadaşla ziyarete gitmiştik.
Sabah namazından sonra kısa bir sohbet yapmışlar ve herkes dağıldıktan sonra bu arkadaşımız Hazreti Pîr'e:
-Efendim, mesleğim icabı olsa gerek kendimi çok büyük görüyor, o da bende gurur ve kibir meydana getiriyor; kimseleri beğenmiyorum.
Bu hali üzerimden nasıl atacağımı bilemiyorum, diyor.
28 Ekim 2024 Pazartesi
27 Ekim 2024 Pazar
26 Ekim 2024 Cumartesi
Lâdikli Ahmed Ağa'nın Askerliği
Kanal Harekâtı'nda İngilizlere karşı arkadaşları ile beraber harp ederken, sağ omzundan hilâl şeklinde yaralanır.
En yakın dört arkadaşının kahramanlıklarını ve şehit düşüşlerini yaralı bir vaziyette seyreder.
Sonra oraları düşman istilâ eder.
25 Ekim 2024 Cuma
Ey Hafız! Ezanı, yeryüzündekilere duyuramıyorsun, bari semadaki meleklere duyur!
Hacı Veyiszâde Mustafa Hocaefendi, İslâmî harfler yerine Latin harflerinin kullanılmaya başlandığı 1928 ile Türkçe ezan ve ibadetin yürürlüğe girdiği 1932’li yıllarda, güç şartlar altında talebe yetiştirmeye devam eder.
Sık sık polis baskınları neticesinde karakollarda sabahlar ve baskı ile zulme maruz kalır.
24 Ekim 2024 Perşembe
Üçler Mezarlığı Bekir Elam Mezarı, Karatay, Konya
23 Ekim 2024 Çarşamba
22 Ekim 2024 Salı
Misafir İstemeyen Kadın Sahabe
-Sen her gün birkaç misafirle geliyorsun, gelen misafirler, çocuklarımızın rızıklarını yiyorlar, dediyse de kocası, her gün yanında birkaç misafir getirmekte ısrar ediyordu.
21 Ekim 2024 Pazartesi
Lâdikli Ahmed Ağa; aynı anda iki ayrı yerde!
Lâdikli Ahmet Ağa'nın komşularından iki tanesi, ziyarete gelenlerin çokluğunu görünce dayanamazlar ve kendi kendilerine; "Bunda bizim bilmediğimiz kesin bir hal var; yemekten sonra yanına gidelim, soralım, ne varsa öğrenelim" deyip anlaşırlar.
Akşam, yemekten sonra buluşup hemen Ahmet Ağa'nın odasına giderler.
20 Ekim 2024 Pazar
Siz de zulmedip gidenlerin yerlerine oturdunuz!...
Hayreddin Karaman anlatıyor:
Hacı Veyiszâde Hoca Efendi'nin bize, mâlâyâni konuştuğunu hiç hatırlamıyorum.
En heyecanlı konuşmaları Efendimiz Aleyhisselâm etrafında cereyan eden konuşmalar olurdu.
Bu bir.
Bir de, çok az olarak, Türkiye'de ve Dünya'da, ipin ucunu ellerinde tutan insanların, İslâm'a karşı düzenleri üzerine söylediği sözlerde heyecanlı ve hassas olurdu.
19 Ekim 2024 Cumartesi
Sen üzülme, çünkü haklısın!
Şefik Can, Seyda Hazretleri'yle [Muhammed Raşid Erol (1930-1993)] olan bir hatırasını şöyle anlatıyor:
Bir arkadaşım vardı, Şinasi Bey isminde.
Fevkalade bir dostluğumuz vardı kendisiyle, çok iyiydik.
O Kâdirî idi, ben ise Mevlevî idim.
Bir gün bana:
-Efendim, Adıyaman'ın Menzil köyünde Muhammed Raşid Efendi isminde bir şeyh varmış.
O'na dünyanın her tarafından ziyaretçiler geliyormuş.
Benim bir akrabam ona bağlı, ticaretle meşgul, arabasıyla gidiyor, arabada yer var, seni de götürelim, dedi.
Çok sevindim:
-Ben, öteden beri hangi yerde bir Allah dostu ismi duyarsam, onu ziyarete gitmek isterim, dedim.
18 Ekim 2024 Cuma
Ağustos'ta İmtihana Oruçlu Girmek...
Prof. Dr. Metin Yurdagür, Ali Ulvi Kurucu'yu anlatıyor:
1969 yılının Temmuz ayının ortalarıydı. İstanbul İmam-Hatip Okulu'ndan yeni mezun olmuş bir grup arkadaş, Yüksek İslam Enstitüsü giriş imtihanlarına hazırlık yapmak üzere, Fatih Camii'nin müezzin mahfilinde Emin Saraç Hocaefendi'den İmam Gazzali'nin Bidayetu'l-Hidaye adlı eserini okuyorduk.
Haftanın belirli günleri devam eden derslerimizin birinde mahfile, o sırada hiçbirimizin tanımadığı bir zat geldi.
17 Ekim 2024 Perşembe
16 Ekim 2024 Çarşamba
Hızbü'l Ğâyât Vird-i Şerîfi (İhtiyaçlarımızı Gideren Allah'ımızı Tevhid)
الْوِردُ الشَّرِيفُ المُسَمَّى بِحِزْبِ الغَايَاتِ لِتَوْحِيدِ اللَّهِ الْقَاضِي الْحَاجَاتِ
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيم
15 Ekim 2024 Salı
Hacı Veyiszâde nasıl geliyorsa, onlar da öyle gelsinler!
Eminönü Müftüsü Mehmet Doğru anlatıyor:
İmam Hatib'in ilk senesinde, Tahir Büyükkörükçü Hoca da derslere giriyordu.
Fakat ikinci sene, matematik dersine bir bayan öğretmen -Remziye Hanım- tayin edilince, Tahir Hoca, Konya İmam Hatib Okulundaki muallimliği bırakmıştı:
"Kadın muallime bulunan bir mektepte ben muallimlik yapmam!" gerekçesiyle bıraktığını duymuştuk.
14 Ekim 2024 Pazartesi
Lâdikli Ahmet Ağa'nın Gazilik Madalyası
Ladikli Ahmet Ağa'ya; "Askerde iken Sen madalya almadın mı?" diye soranlara:
-Savaştan sonra madalya dağıttılar.
Geri hizmette bulunan bir askere madalya vermemişler.
Onun ağlamasına dayanamadım, çıkarttım, madalyamı ona verdim.
Bir sevindi ki, görecektiniz, demiş.
13 Ekim 2024 Pazar
12 Ekim 2024 Cumartesi
11 Ekim 2024 Cuma
Bu kadarcık şeker kime yetecek?
Prof.Dr.Mahmut Esad Coşan anlatıyor:
Kalabalık bir grup, Mehmet Zâhid Kotku (1897-1980) Hocamızı ziyarete gelmişler, eve misafir dolmuş.
Uzun, büyük bir misafir salonu vardı.
Bir mühendis kardeşimize demiş ki:
-Şunlara şeker tut bakalım!
10 Ekim 2024 Perşembe
İstanbul Deniz Müzesi, Beşiktaş, İstanbul
Elhamdülillah, bu sefer de seçimi kazandırdık!
1957 seçimlerine üç gün kalmıştı.
Halk Partisinden sıtkı sıyrılan herkes gibi Astsubay Mehmet Tekin de Demirgırat'ın siyasi yarışı yine önde götürüp kazanmasını istiyordu.
Kafası kalbi hep bu fikirle meşguldu.
O gece bir rüya gördü.
9 Ekim 2024 Çarşamba
Bu Nasıl Yaşayış/Şiir/Abdullah GÜLCEMAL
Hakk ile başbaşa ol ve zor olanı başar...
En ulvi duyguları, hoyratca boşayış ne?..
İnsan olarak doğan, insan olarak yaşar.
İnsan olarak doğup, hayvanca yaşayış ne?..
*Gönül Söyler Dil Susar, Abdullah GÜLCEMAL, 1986, s.116.
8 Ekim 2024 Salı
7 Ekim 2024 Pazartesi
6 Ekim 2024 Pazar
İkimizin de burada esir durması vatanımız için zararlıdır!
Ladikli Ahmet Ağa askerlik hatıralarını anlatırken şöyle diyor:
Cephenin birisinde arkadaşımla birlikte düşmana esir düştük.
Esir kampı dağlık bir yerdeydi.
Etrafı nöbetçilerle doluydu.
Arkadaşım bana gelerek;
-Ahmet, ikimizin de burada esir durması vatanımız için zararlıdır.
Ben nöbetçileri meşgul edeyim.
Sen kaç, kurtul, cepheye git, dedi.
5 Ekim 2024 Cumartesi
Aklım sıra Hacı Veyiszâde Hoca'yı imtihan ettim!
Ben Hacı Veyiszâde Hoca'yı bir imtihan ettim aklım sıra.
Hoca Arabca'ya geliyor.
Ahmet Baltacı Arabca'dan hep on alır.
Ben, çalışırım çabalarım, yazarım çizerim hep altı alırım.
Bir böyle iki böyle derken bir gün gittim Baltacı'ya:
-Yanına oturacam, sen ne yazarsan ben de onu yazacam! dedim.
4 Ekim 2024 Cuma
Trigonometriye Tanjant, Kotanjant, Sekant ve Kosekantı Kazandıran Büyük Âlim; Ebû'l Vefâ
Tam adı 'Ebû'l Vefâ Muhammed bin Muhammed bin Yahya bin İsmail bin el-Abbas el-Büzcânî'dir.
H.328/M.10 Haziran 940) yılında Horasan'ın Büzcân kasabasında doğmuştur.
Bu yüzden 'Ebû'l Vefâ Buzcânî' diye meşhur olmuştur.
H.388/M.998 yılında ise Bağdat’ta öldü.
Bazı kaynaklarda ölüm tarihi H.387/M.997 olarak geçmektedir.
3 Ekim 2024 Perşembe
2 Ekim 2024 Çarşamba
1 Ekim 2024 Salı
İstanbul Miniatürk
Miniatürk bir açık hava müzesi olarak kurulmuştur. Park, girişten biraz alçaktadır. Giriş, yüksek bir platform olarak tüm parkı üstten gözlemleme imkanı sağlar. Sağdan kıvrılan bir rampa yardımıyla giriş platformundan parka geçilir. Parkta şu anda 105 yapıt sergilenmektedir. Bunlar, Türkiye’den seçilmiş tarihi binalar ve yapı topluluklarıdır. Parkın (girişe göre) sol üst bölümünde dünyadan birkaç yapıya da yer verilmiştir. Günümüzde ayakta olmayan Artemis Tapınağı, Halikarnas Mozolesi gibi bazı yapılar o günkü tahmini görünümlerine göre yapılmışlardır.
Yahya ayrılsın bu vazifeden!
Yahya Oğuz Bey, Sanayi Bakanlığı müsteşarıydı.
"Yahya ayrılsın bu vazifeden!" demiş.
Ertesi gün Yahya Oğuz, atlamış gelmiş İstanbul'a:
-Efendim, emriniz başım üstüne ama, siz hakikaten söylediniz mi, söylemediniz mi diye tahkik için huzurunuza kadar geldim.
Böyle bir emriniz var mı?.. demiş.
-Evet, var... demiş.