15 Kasım 2011 Salı

İpsilante Yalısı, Sarıyer, İstanbul

 İpsilante Yalısı, Sarıyer, İstanbul
İstanbul ili Sarıyer ilçesi Tarabya’da bulunan bu yalı, Bab-ı Âli’de tercüman olarak çalışan, Eflâk ve Boğdan’da voyvodalık yapan Fenerli Rum ailelerden İpsilantiler tarafından XVIII. yüzyılda yaptırılmıştır. Bu aileden Aleksandros İpsilanti Rus yanlısı bir siyaset gütmüş ve Osmanlı İmparatorluğu’nda kalamayacağını anlayarak Saint-Petersburg’a kaçmıştır. Bunun üzerine yalısı Sultan III. Selim tarafından 1807’de Fransa Büyükelçisi General Sebastiani’ye elçilik yazlığı olarak verilmiştir.


İpsilanti Yalısı XIX. yüzyılın ikinci yarısında onarılmış ancak, 1913 yılında çıkan bir yangınla esas bina yanmış, geriye müştemilat binaları ile XIX. yüzyılın ortalarında buraya eklenen ek bina kalmıştır. Günümüzde bu yapı onarıldıktan sonra 1989’da Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu İdaresi Bölümü’ne verilmiştir.

İpsilanti Yalısı’nın XIX. yüzyıl başlarındaki durumu Melling’in 1819 yılındaki bir gravüründe görülmektedir. Bu gravüre göre; yaklaşık 3–4 m. enindeki küçük bir rıhtımın arkasında, küçük bir bahçe ile ayrılmış iki bina bulunmaktadır. Bunlar kâgir bir zemin üzerine ikişer katlı yapılardır. Konsollarla dışarıya taşırılmış, yan yana dizilmiş çıkmalar yalının deniz cephesine hareketli bir görünüm kazandırmıştır. İkinci kat seviyesindeki çıkmalar birinci kata göre öne doğru daha geniş çıkıntılıdır. Denize yönelik pencereler zemine kadar inmekte olup bu da iç mekâna büyük bir aydınlık kazandırmaktadır. Yalının üst katına ayrıca barok üslupta oval tepe pencereleri de yerleştirilmiştir.

XX. yüzyılın başlarında çekilmiş bir fotoğrafta karmaşık cephe düzeni yerine, yalın bir cephenin olduğu görülmektedir. Asıl yalıyı oluşturan ve 1913’te yanan yalı dışarıya doğru iki kademeli çıkmalarla Melling albümündeki gravüre benzemektedir. Bununla beraber bazı ayrıntıları bulunmaktadır. XIX. yüzyıl başlarına ait olan yapıda yedi çıkma görülürken XX. yüzyıldaki fotoğrafta bu çıkmaların ikiye indiği görülmektedir. Ayrıca gravürdeki yuvarlak, oval tepe pencereleri de fotoğrafta görülmemektedir. Bu ayrıntıların Melling’in yapmış olduğu gravürün biraz da hayali olduğu mu yoksa sonradan yalının yenilendiği konusunda şüpheli bir durum ortaya koymuştur.

Yalının arkasındaki tepe iki büyük set halinde düzenlenmiş olup, fıstık ağaçları ile çevrilidir.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder