Şam; Allah Azze ve Celle'nin ehl-i imânı himaye için tâyin etmiş olduğu makamdır.
Şam'da muhlis kullar bulunur.
Bütün dünyada ne bereket varsa dokuzunu Şam'a, birisi bütün dünyaya verilmiştir.
O huduttan içeriye giren şekavet olamaz.
Şam'ı ziyaret etmeden Hicaz'a geçip gidiyorlar.
Hac farizası yerini bulur, tamam olur lâkin efdaliyyeti, Şam'ı ziyaret ki, o derecede hac seferine kemal verir.
Bazı kimseler dalgınlıkla Bağdat'a gider de, Şam'dan geçmez.
Bağdat'taki evliyalar, onlar gece vakti gökte parlayan yıldızlar gibidir.
O yıldızlar geceleyin ne kadar aydınlık verebiliyorsa Bağdat'ın evliyaları Bağdat'a o kadar bir nur verebiliyorlar.
Bağdat'ın içerisinde bulunduğu zulmet, o kadar şiddetli.
Kocaman evliyalar yıldız gibi parlayıp duruyor, lâkin Şam'da güneş parlar.
Şam'daki nur, güneş misalidir, Bağdat'taki nurlar yıldızlar gibidir.
Şam'da bulunan evliyalar; bırak başka evliyaları, "Şam'a Sahâbe-i Kirâm'dan Peygamber-i Zîşân'ı gören on bin göz girmiştir" diyor.
Şam'ı Şerife, peygamberi seyreden Sahâbeden on bin göz girdi.
Ve şimâlinde o Kasyun Dağı vardır.
Cennetmekân Şeyhim Hazretlerinden işittim:
"Cenab-ı Rabbü'l âlemin 124 bin peygamber gönderdi, 1000 peygamberin kabirleri başka kutuplardadır, dünyanın başka memleketlerine dağılmıştır.
Geri küsuru 123 bin peygamberin kabirleri hep Cebel-i Kasyun'dadır" derdi.
O dağ enbiya ve evliya madenidir.
Onun için gece baktığınız vakitte, geceleri o dağ ışık olmadığı halde oradan nur yağar.
Her karışında evliya yatan, her karışında nebî olan, hatta bizim durağımız olan yerde de bir peygamber kabri var demişti, cennet mekân Şeyhim Hazretleri.
Eskiden Şamlılar, Muhyiddin-î Arabi Hazretlerinin makamının bulunduğu dağın eteğine ki oraya Salihiye derler, buraya ziyarete gelen kimseler oradan yukarıya ayakkabılarıyla yürümezlermiş.
Oraya çıkan hakkında Allah-û Zülcelal'in ahd-ü peymanı; O kimselere muhasebe olmaksızın kıyamet gününde bu dağ ile beraber cennete koyacak diyor.
Şam bu, evliyalar Şam'ın faziletini dünyanın sonuna kadar söylese bitmez.
O, bitmeyen fezâiller ve şerafet sahibi makamdır.
Oraya giren Allah'ın rahmetiyle girer.
Oradan başka memlekete rağbet etmiş olarak çıkan, Allah'ın gazabı ile çıkar.
Şam'ın fazileti hakkında zâhir ilimde Kırk Hadîs-i Şerif görmüştüm.
Manevî olan fezâilde Şam'ın faziletlerine dair Şeyh Efendi bana hususi yazdırmış olduğu otuz sohbeti vardır.
Hiç işitilmeyen faziletleri vardır.
(1976, İstanbul'daki Vaazından)
*Tasavvuf Sohbetleri, Şeyh Muhammed Nazım Kıbrısî, Sh. 72, 73.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder