Kasımpaşa Tersanesi'nde hummalı bir şekilde faa liyetler sürerken Bosnali Deli Şaban adıyla anılan bir meczup elini kolunu sallayarak rahat bir şekilde tersaneye giriyor asker ve kumandanlarla görüşüyordu.
Kafasına dibi delik bir sepet geçiren Deli Şaban tersane personeliyle o kadar içli dışlı olmuştu ki, kimse onun için en ufak bir art niyet beslemiyordu.
Deli Şaban tersanede bulunan herkesi çok iyi tanıdığı için sıkıntıda olanlara bol miktarda altın vererek onların rahatlamasına da sebep olurdu.
Bir gün Venedik'e ait Girit üzerine yapılacak sefer ile ilgili harekât planları kayboldu.
Bunun üzerine tersanede büyük bir kaos yaşandı.
Tersane çalkalanıyor, herkes sorgulanıyor ama bu mühim planı çalan kişi bulunamıyordu.
Çok kritik bir noktada iken son günlerde tersaneye Deli Şaban'dan başka kimsenin girmediği anlaşılarak bu deli takibe alındı.
Eski elbiselerle gezen Deli Şaban'ın köpek kulübesini andıran evi arandı.
Burada bir taş altına gömülü bir teneke altın bulundu.
Deli Şaban'ın yapılan sorgulamasında Bosnalı olmadığı, çok iyi yetiştirilmiş bir Venedik casusu olduğu ortaya çıktı.
Sefer planlarını çalan Deli Şaban bu planları Venediklilere çoktan ulaştırmış bulunuyordu maalesef.
Buna göre harekât planında değişiklik yapmak gerecekti.
Durumu öğrenen Padişah Halife Sultan İbrahim Han olaya el koydu.
İstanbul'da sokakta ne kadar deli varsa hepsini toplatarak İstanbul dışında bakıma aldı.
- Sultan İbrahim Han, Kemal Arkun; s.178, 179.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder