Tayyareyi çeken dağlar karşımdaymış!

"Lâdikli Ahmed Ağa" Kitabının Kapağı

Emekli Pilot Albay Necmi Sami Bek anlatıyor:

1960'lı yıllardan biriydi, Ankara'da, Etimesgut'ta, Ahmed Ağa'dan bahsetti bir subay arkadaş.
İçimde bir ziyaret isteği uyandı derhal. 
Sonra bir vesileyle tayyaremi uçuşa hazırladım. 
Konya'ya gidiyorum.

Sultandağları istikametinde uçarken, içimden gelip geçen bir sürü düşünce var tabii. 
Konya rotası üzerinde Konya'ya giderken, yine içimden; Şu tayyarenin levyesini kendi haline bir bırakayım bakayım ne olacak? diye düşündüm. 
Tayyareyi kendi haline bırakınca, çok sakin ve rüzgarsız bir hava olmasına rağmen güneydeki dağlara 
doğru yöneldi tayyare.
Az sonra bir yön düzeltmesi işlemiyle tekrar Konya rotası verdim, yine serbest bıraktım, yine o tarafa, yani dağlara yöneldi yavaş yavaş. 
Aynı işlemi üç defa tekrarladım, üç defa da aynı şey oldu. 
Sonra kumandayı aldım ve Konya'ya indim. 
Ben Konya'ya varıp da Lâdik'e gidinceye kadar Ahmed Ağa'nın o dağların eteğinde oturduğunu bilmiyordum.
Konya'ya indikten sonra, oraya giderken bir de baktım ki bizim tayyareyi çeken dağlar karşımda. 
O zaman anladım, davet vaki oldu, manevi rabıta çekti bizi oraya!...
İşte o tanışmamızdan sonra, -Allah gani gani rahmet eylesin bir hayli hadiseler oldu. 
O çatışmalarda kendisinin manen oralarda bulunduğuna ve bazı haberler getirdiğine ben şahidim.

Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.:183.