Ey neşteri neşteri;
Cümle âlem müşteri,
Giydiği kaftan kara, gömleği sarı,
Annesi hem yüz yaşında bir karı!
Cevap:
Ey neşteri neşteri;
Cevap:
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı Veyiszâde Hoca'yı anlatıyor:
Peygamber Efendimizin yakınları, ehl-i beyti, ashabı ve onları seven bütün mü'minler, Hoca Efendi'nin en yakınları idi.
Onlarla ilgili iyi haberleri anlatırken neşeden uçarcasına anlatır, üzülecek durumları anlatırken o hadise şu anda olmuş gibi üzüntü duyar, onların düşmanlarına kızar ve bu kızgınlığını da bazı kelimelerle belli ederdi.
Ashab-ı Kiram arasındaki akrabalık bağlarını zamanında en iyi bilen o idi.
Fahri Kulu Efendi'nin Torunlarından Ahmet Ziya Kulu anlatıyor:
Kocaşlı kalender bir adam sabah çayına davet etmiş dedemi (Fahri Efendi'yi).
Beraber gidiyoruz amma...
Hiç yol yolak belli değil, zırıl zırıl yağmur yağmış...
Ben onbeş onaltı yaşında filandım işte.
O zamanlar daha cadde kaldırım düzeni filan diye de bişiy yok.
Öğle zırıl zırıl gidiyoruz.
Şükrü Saraçoğlu ismini daha çok Fenerbahçe’nin meşhur stadından dolayı hatırlarız.
Amine Essilmi, Hayat hikayesini kendisi şöyle anlatıyor:
Her şey bir bilgisayar hatasıyla başladı!
Koyu baptist ve kuvvetli bir feministtim üniversiteye başladığım yıllarda.
1975 yılında bir gün okuldan alacağım yeni derslerin kaydını yapıyordum internet üzerinden.
Sonra bir iş çıktı, Oklahoma’ya gittim.
Orada işler uzadı.
Fahri Kulu Efendi'nin torunlarından Halit Ballı anlatıyor:
Dedem (Fahri Efendi) etrafına sık sık şöyle söylermiş:
"Aman daireyi geniş tutun!
Çocukları, gençleri İslâm'dan soğutmayın!
Taşkentli Fahri Kulu Efendi'nin Torunlarından Ahmet Ziya Kulu anlatıyor:
Babam bir gün dedemi epey bir üzmüş.
Geçmiş gün gaari ne yaptıysa...
Dayım dedeme çok saygılıydı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı Veyiszâde Hoca'yı anlatıyor:
Bilhassa bir bayramda, bir merasim sonrası elini öpen her insana farklı dua edişine, aynı duayı tekrar etmeden yenilerini söyleyişine hayran olmamak elde değildi.
Gençlere (Hafız ol, hoca ol, âlim ol, âmil ol, âbid ol, vs vs), ihtiyarlara (Hafız babası ol, hoca babası ol, kâmil ol vs vs) gibi dualar ederdi.