5 Aralık 2025 Cuma

Hacı Veyiszâde Hoca Efendinin Kelimelerdeki Nezaketi

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı Veyiszâde Hoca'yı anlatıyor:

Bilhassa bir bayramda, bir merasim sonrası elini öpen her insana farklı dua edişine, aynı duayı tekrar etmeden yenilerini söyleyişine hayran olmamak elde değildi.
Gençlere (Hafız ol, hoca ol, âlim ol, âmil ol, âbid ol, vs vs), ihtiyarlara (Hafız babası ol, hoca babası ol, kâmil ol vs vs) gibi dualar ederdi.

Hoca Efendinin kelimelerdeki nezaketi dikkat çekerdi. 
Gerçi Ebu Cehil'in kafasının kesilişini anlatırken "murdar ser-i şekaveti yere düştü." 
Müseylemetü'l Kezzab'dan bahsederken "Yemame'de türeyen bir namussuz Sıddîk-ı Azam'ı (Hz. Ebu Bekir'i) uğraştırdı" diyerek onlara olan kızgınlığını belli ederdi. 
Onun dışında bir hayvana bile hakaretvâri kelime kullanmazdı.
Farenin Türkçesine -af buyurun- sıçan, demez, sahtekâr falan deyiverirdi.

Bir defa Konya valisi merhum Cemil Keleşoğlu okulumuza gelmişti. 
Hoca Efendi ders verirken Müdür rahmetli Bekir Elâm'la beraber kapı çalıp içeri girdiler, elini öpüp ders dinlemek istediklerini söylediler ve müsaade alıp arka sıraya oturdular. 
Ders Fıkıh dersi idi. 
Konu da "fare bir katı yağ kabına düştüğü zaman nasıl temizleneceği" ile ilgili bölüm idi. 
Hoca efendi burayı anlatırken: "Sahtekâr hopladı ve yağ küpüne girdi..." diye anlatırken Vali bey pek hoşlanmış ve "ha ha ha" diye gülmüştü.

* Hacı Veyiszâde, Mustafa ÖZDAMAR, 1997, s.489.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder