30 Nisan 2010 Cuma

DİŞ KİRASI

Hicri 1310 yılı ramazanında (Mart-Nisan 1893) Tevfik Paşa'nın Çemberlitaş’taki konağında bir akşam iftar veriliyor. Teravih namazının edasından sonra, sohbet edilir ve davetliler birer, ikişer giderlerken, her birinin diş kirasını Paşa bizzat veriyor, iftarda bulunan Sami Efendi de en sona kalır ve çıkarken Tevfik Paşa ona;
-Eh, haydi selametle git, der. Bunun üzerine aralarında şu konuşma geçer:
—iyi amma, benim diş kiram nerede?
—Aman Samiciğim, diş kirası misafirler içindir, sen bu evin adamısın.
—Yok, ben de isterim.
—Yahu, sana göre bir şey kalmadı ki?

-Ben diş kiramı almadan şuradan şuraya gitmem!
Bu söz üzerine, Tevfik Paşa, mühimsemez bir tavırla;
-Eh yukarıda bir murakka olacak, bari onu da sana vereyim.
Böyle söyleyerek, Sami Efendi'ye iki parmak kalınlığında, Hattat İsmail Zühdî'nin (?-1806) bir sülüs-nesih murakka'ını (Arapça yazı örneklerini) verir. Meğer Tevfik Paşa, gündüzden Bayezid Camii avlusunda, ramazana mahsus açılan sergiden bahsi geçen murakkayı alıp Sami Efendi için hazırlamış ve onu biraz kızdırıp söyletmek için, hemen çıkarıp vermemiş... Sanatında çok titiz olan bu yazı üstadı, ilk sayfayı açar açmaz, merak ve heyecandan zamanı unutur. Sağına, soluna ve önüne o devrin aydınlatma vasıtalarının en iyisi olan büyük gaz lambalarından birer tane koydurur, sayfaları çevirmeye baslar. Nihayet uşağın:
—Efendi hazretleri sahur vakti geldi, müsaade buyurunuz, beraber yiyelim, hitabıyla daldığı sanat âleminden uyanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder