Amasya Kalesi
Amasya kalesi, Amasya il merkezinin kuzeyini kaplayan Harşena Dağı üzerindedir. Harşena Kalesi adıyla da bilinir. Amasya Kalesi’nin üzerinde inşa edildiği kaya , denizden 700. Yeşilırmak’tan ise 300 m. yüksekte bulunmaktadır. Bazı tarihçilere göre kaleyi ilk defa Pontus Kralı Mithridates tarafından yaptırılmıştır. Bazılarına göre ise; Kumandan Karsan veya Harsana yaptırdığı için Harşana / Harşena ismini almış olabileceği söylenmektedir. Amasya Kalesi
Amasya Kalesi, bir çok kez el değiştirmiş ve tahrip olmuştur. Persler, Romalılar, Pontus ve Bizanslıların egemenlikleri döneminde saldırıya uğrayan Amasya Kalesi, yüzyıllar içinde yıkılmış ve her seferinde yeniden inşa edilmiştir.Roma ve Pontuslular arasında geçen çarpışmalar sırasında önemli oranda tahrip gören Harşena Kalesi 1075’te Türklerin Amasya’yı fethetmesiyle birlikte önemli oranda onarım görmüştür. XVIII. yüzyıla kadar kullanılan Kale, bu yüzyıldan sonra askeri önemini kaybetmiştir.
Kalenin önemli tepe noktası kesme, sur duvarları moloz taşlardan yapılmış olup, Yeşilırmak’ın kıyısına kadar 8 müdafaa kademesine sahiptir. Kalede Cilanbolu denilen ve kalenin orta yerinde giriş kapısının hizasında yüksekçe bir yerden kayaya oyulmuş 150 basamakla aşağıya inilen 8 metre çapında dehliz vardır. Kalede sarnıçlar, su depoları, eteklerinde Osmanlı dönemine ait hamam kalıntıları ve kayaya oyulmuş Pontus Kral Mezarları bulunmaktadır. Kalenin sur duvarlarının çoğunluğu ayakta kalmıştır.
Amasya Kalesi
Şehrin savunmaya en uygun mevkii olan Harşena Dağı üzerinde kurulmuştur. Kalenin önemli tepe noktası kesme, sur duvarları moloz taşlardan yapılmış olup, Yeşilırmak’ın kıyısına kadar 8 müdafaa kademesine sahiptir. Kalede Cilanbolu denilen ve kalenin orta yerinde giriş kapısının hizasında yüksekçe bir yerden kayaya oyulmuş 150 basamakla aşağıya inilen 8 metre çapında dehliz (gizli yolpoterne) vardır. Yine kalede sarnıçlar, su depoları, eteklerinde Osmanlı dönemine ait hamam kalıntıları ve kayaya oyulmuş Pontus Kral Mezarları bulunmaktadır. Kalenin sur duvarlarının çoğunluğu ayakta kalmıştır. Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminde genelde askeri amaçlı kullanılmış ve defalarca onarım görmüştür. Timur'dan kaçan Osmanlı Şehzadesi I.Mehmet Çelebi, bu kaleye sığınmıştır. Kalenin "Belkıs", "Saray", "Maydonos"ve "Meydan" adlarında dört kapısı, kale içinde "Cilanbolu" adlı bir su kuyusu, sarnıcı ve zindanları bulunmaktadır. Kaleden 70 m. aşağıda Yeşilırmak Nehri'ne ve kral mezarlarına kadar uzanan M.Ö.3. yüzyıla ait merdivenli bir yeraltı yolu ile burç ve cami kalıntıları görülmeye değer niteliktedir. Kalenin güney eteğinde Osmanlılar tarafından kullanılmış olan Kızlar Sarayı'na ait kalıntılar ile yamaçlarda yerden 20-25 m. yükseklikte düz bir duvar halinde kalker kayalara oyulmuş olan M.Ö.3. yüzyıla ait irili ufaklı 18 adet kaya mezarı bulunmaktadır.
Amasya Kalesi
Bugünkü Amasya şehrinin kuzeyini kaplayan kale, İçeri Şehir (Hatuniye Mahallesi), Kızlar Sarayı ve Yukarı Kale (Harşena) olmak üzere üç bölümden oluşmuştur. Yeşilırmak Nehri kıyısı boyunca, İstasyon Köprüsü ile Hükümet köprüsü arasında uzanan yaklaşık 800 m.lik bir alanı kaplayan Hatuniye Mahallesi’nde Yeşilırmak’ın kuzeyinden yükselen antik sur duvarları üzerinde Amasya evleri, hamamlar ve camiler inşa edilmiştir.Aşağı Kale olarak da adlandırılan bu bölüme Alçak Köprü’den, İstasyon Köprüsü’nden, Sultan Bayezid Camii karşısında bulunan Mağdenüs Köprüsü’nden ve Hükümet Köprüsü’nden girilebilmektedir.Kızlar Sarayı demiryolu ile İçeri Şehir’den (Hatuniye Mahallesi) ayrılmıştır.
İç Kale
Enderun Kalesi olarak da bilinir. Bu iç kaleyi, Pontus Kralı Mithridates M.Ö. 250 dolaylarında yaptırmıştır. Sarayın bulunduğu teraslar güzel ve temiz bir görünümdeki destek duvarlarından başka günümüze gelebilen bir kalıntısı yoktur.Sarayın XVI.yüzyıla kadar kullanıldığı bazı kaynaklardan öğrenilmektedir. Sarayın dış bölümünün taştan, iç kısmının tuğla ve ahşaptan olduğunu sanılmaktadır. 1146’da iç kaleyi onartan Selçuklu Sultanı I. Mesud Amasya’yı merkez yapıp İç Kale’de cami, medrese, hamam ve saray yaptırmış, ölünceye kadar da burada oturmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder