İstanbul ili Eyüp ilçesi, Defterdar Caddesi ile Zal Paşa Caddesi arasında bulunan Zal Mahmut Paşa Külliyesi’ni Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520–1566) sadrazamı Zal Mahmut Paşa ile karısı Yavuz Sultan Selim’in (1566–1574) kızı Şah Sultan tarafından cami, medrese, türbe ve çeşmeden oluşan bir külliye olarak yaptırılmıştır. Bu yapı topluluğunun üzerinde kitabesi olmadığından yapım tarihi konusunda kesin bir tarih verilememektedir.
Yapı topluluğunun bölümlerinden biri olan bu medresenin, Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tuhfetü’l Mimarin’de ismi geçmektedir. XVI. yüzyılda yapılmış Klasik Osmanlı medreselerinden bir örnektir. Medresenin 1580 yılında cami ile birlikte yapıldığı sanılmaktadır. C.Baltacı medresenin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki arşiv kayıtlarına göre 1579–1580 yıllarında fevkâni olarak yapıldığını belirtmiştir. Yapı topluluğunun 1569–1570 tarihli vakfiyesinde medresenin 9 danişmende ikişer akçe, müderrise de 30 akçe verildiğini yazmaktadır.
Medrese arazi eğiminden ötürü kuzey doğu yönünde, caminin yan sahnının aşağı kotunda kalmıştır. Kot farkından ötürü de medrese hücreleri alt yapı üzerine oturtulmuştur. Bu nedenle de simetrik olmayan bir düzen yapıya hâkim olmuştur. Medrese hücreleri caminin karşısında U şeklinde avlu etrafına sıralanmış, üzerleri kubbeli on üç oda ve bir dershaneden meydana gelmiştir. Dershane hücrelerin bir köşesindedir. Revaklar yalnızca iki oda grubunun önünde kalmış, arazi eğiminden ötürü de güneybatıdaki odaları üzerleri aynalı tonozlu dikdörtgen planlar halinde düzensiz olarak yapılmıştır. Caminin son cemaat revakı ile medrese revakları arasında bazı uyumsuzluklar görülmektedir.
Medresenin üst katındaki avlusu merdivenle aşağı kottaki avluya bağlanmıştır. Alt kattaki avluda ise değişik biçimde üst örtüleri ile dikkat çeken, kuzey tarafında altı, bunun sağında da dört oda yer almakta olup, simetrik olmayacak şekilde yerleştirilmiştir. Doğu tarafındaki üzeri kubbeli üç oda, tonozlu bir büyük oda ve yüksek kubbeli bir dershane bulunmaktadır. Odaların önüne de sütunlu bir revak eklenmiştir.
Medrese külliye ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1960 yılında onarılmıştır.
Yapı topluluğunun bölümlerinden biri olan bu medresenin, Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tuhfetü’l Mimarin’de ismi geçmektedir. XVI. yüzyılda yapılmış Klasik Osmanlı medreselerinden bir örnektir. Medresenin 1580 yılında cami ile birlikte yapıldığı sanılmaktadır. C.Baltacı medresenin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki arşiv kayıtlarına göre 1579–1580 yıllarında fevkâni olarak yapıldığını belirtmiştir. Yapı topluluğunun 1569–1570 tarihli vakfiyesinde medresenin 9 danişmende ikişer akçe, müderrise de 30 akçe verildiğini yazmaktadır.
Medrese arazi eğiminden ötürü kuzey doğu yönünde, caminin yan sahnının aşağı kotunda kalmıştır. Kot farkından ötürü de medrese hücreleri alt yapı üzerine oturtulmuştur. Bu nedenle de simetrik olmayan bir düzen yapıya hâkim olmuştur. Medrese hücreleri caminin karşısında U şeklinde avlu etrafına sıralanmış, üzerleri kubbeli on üç oda ve bir dershaneden meydana gelmiştir. Dershane hücrelerin bir köşesindedir. Revaklar yalnızca iki oda grubunun önünde kalmış, arazi eğiminden ötürü de güneybatıdaki odaları üzerleri aynalı tonozlu dikdörtgen planlar halinde düzensiz olarak yapılmıştır. Caminin son cemaat revakı ile medrese revakları arasında bazı uyumsuzluklar görülmektedir.
Medresenin üst katındaki avlusu merdivenle aşağı kottaki avluya bağlanmıştır. Alt kattaki avluda ise değişik biçimde üst örtüleri ile dikkat çeken, kuzey tarafında altı, bunun sağında da dört oda yer almakta olup, simetrik olmayacak şekilde yerleştirilmiştir. Doğu tarafındaki üzeri kubbeli üç oda, tonozlu bir büyük oda ve yüksek kubbeli bir dershane bulunmaktadır. Odaların önüne de sütunlu bir revak eklenmiştir.
Medrese külliye ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1960 yılında onarılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder