"Lâdikli Ahmed Ağa" Kitabının Kapağı
Bizim bir Lütfi Bey vardı, Lütfi Çakaroğlu.
Bu, bizim Kadınhan'da, Karaman'da, Sarayönü'nde istasyon şefiği yapmış vaktiyle.
Onun başından da şöyle bir şey geçmiş, o anlattı:
Birkaç kişi daha var.
Aradan çok geçmedi, Ahmed Ağa, orada oturanlar dan birine:
-Senin araba kapıda değil mi? dedi.
O da:
-Evet Ahmed Ağa! deyince:
-Lütfi Bey'i istasyona götürüver çabuk!
Onu arıyorlar istasyonda acele, telgraf hattında!
Çala kamçı git, yetiştiriver.
-Lütfi durma! dedi, bana da.
Onun üzerine biz apar topar kalktık, gittik.
Baktık ki, hakikaten de telgraf maniplesi tak ta tak tak, tak ta tak beni arıyor.
1930'larda oluyor bu hadise.
Bizim istasyona gelmekte olan bir tren yol durumunu soruyor.
"Yahu nerdesin?" diye sordular.
"İşim vardı, dışarı çıkmıştım, dedim, geçiştirdim" diye anlatmıştı Lütfi Bey.
Lâdik'le Sarayönü'nün arası altı kilometre filan.
Oturduğu yerden buna da muttali olmuş.
Ahmed Ağa'nın ve arkadaşlarının böyle akıl sır ermez işleri pek çok.
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.: 198
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder