1256 Sultanhanı savaşından sonra Ahiler, Moğollardan darbe yediler, 1260 yılında Moğolların desteği ile IV. Rükneddin Kılınç Arslan Anadolu tahtına geçti.
Bundan böyle de Ahiler ve Ahi Evren'e rahat vermedi.
Ahiler Kırşehir'de Moğol Emiri Caca oğlu Nureddin'e karşı ayaklandılar.
Bu isyanda (27 Rabiulevvel 659/1 Nisan 1261) de Ahi Evren ve taraftarları öldürüldü.
Ahi Evren'in öldürülmesinden sonra Konya'da bulunan Ahi Evren'in talebelerinin tasarrufundaki hanikâh ve medreseler alındı.
Bu arada Şeyh Evhadüddin'in Anadolu'daki vekili Zeynüddin Sadaka'nın Sadırlar mahallesindeki hanikâhı fütüvvet teşkilatının baş merkezi idi.
H.660/M.1262 yılında Moğollar, ahi ve fütüvvet teşkilatına karşı saldırdılar.
Bir çok ahi yanlısı devlet adamı ile beraber Şeyh Zeynüddin Sadaka ve ona bağlı talebelerini öldürdüler.
Bu arada kendisinin yakın talebeleri arasında Şeyh Sadruddin Muhammed Konevi'nin biricik oğlu Saadeddin'in de bulunması kuvvetle muhtemeldir.
Sadrüddin Muhammed Konevi, memleketin moğol zülmü altında inlemesinden çok üzgündür.
Bu yüzden ülkenin refahtan uzak, yabancı bir din mensubu putperest moğollar idaresindeki haline karşı, hanikâhında ömrünün son yıllarında bütün teksifini hadis ilmine hasretmiştir.
O'nun hanikâhına başta Pervane Müiniddîn Süleyman olmak üzere, nazırlar, vezirler ve beyler, kendisinde aradıkları saadet ışığını bulmak üzere koşmuştur.
Buna rağmen o; bu sosyal kriz devrini vasiyetinde şöyle dile getirmiştir:
"Bekâr olanlarınız Şam'a hicret etmeye çalışsın.
Çünki; yakında buralarda da bir takım fitneler zuhur edecek, çoğunuzun rahatı kaçacak ve size söylediğimi hatırlayacaksınız.
Ben, sizi Allah'a havale ediyor, ona bırakıyorum."
- Şeyh Sadruddin Konevî, Ahmet Şeref Ceran, s. 40, 41.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder