-Bir gün Mevlânâ'nın huzurunda oturmuştum.
Hazreti Mevlânâ aniden ayağa kalkarak:
-Aleyke s Selam! dedi oturdu ama, biz hiç kimseyi görmedik.
İçeri ne giren, ne çıkan oldu.
Ondan sonra da Hazreti Mevlânâ bizim görmediğimiz o şahsa:
-Beri gel ve sana emrolunanı yap!
İnşâallah beni sabredenlerden bulursun!
Ne lazımsa yap, deyince, Hüsameddîn Çelebi:
-Hayırdır Hazretim?
Biz hiç kimseyi göremiyoruz!
Bu kelâm kime? diye sordu.-Gazabla dolu, gök gözlü ve sarı yüzlü bir şahsın bana doğru geldiğini gördüm.
Bu şahıs bana selâm verdi ve:
"Ben sıtmayım, bana "Humma" derler" dedi.
Ben de üç gün misafirim olması için müsaade ettim! dedi ve titremeye başladı.
Üç günden sonra da iyileşti ve hiçbir seyi kalmadı.
Kaynaklar:
- Ahmed Eflaki, Ariflerin Menkıbeleri, 1964 İstanbul, c. 1, sf. 423.
- İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ, Mustafa ÖZDAMAR, Sh.:69, 70.
İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ" Kitap Kapağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder