Konya İlahiyat Fakültesi'nden Doç.Dr. Hasan Özender, Hacı Veyiszâde'yi anlatıyor:
Hacı Veyiszâde Hoca Efendi bizim mahallemizin yakınındaki bir mahallede otururdu.
Bizim çocukluğumuz Hazreti Mevlânâ Türbesi civarında geçti.
Sokak oyunları oynardık, billa boncuk neyse..
Kadın erkek, çoluk çocuk, büyük küçük, yerli yabancı kimse farketmez:
Selâmün Aleyküm, Selâmün Aleyküm, Selâmün Aleyküm!..
Dükkân sahipleri, geldiğini görünce, böyle üstünü başını düzeltir, dükkânın önüne çıkardı.
Mübarek selamına mazhar olarak o gün hayırlı bir ticaret yapmayı da düşünerek tabii.
Biz de Hoca Efendi'nin geldiğini görünce hemen birbirimize haber ederdik, çocuklar olarak...
Elimizin billa boncuktan kirlenen şeklini biraz gizlerdik, silerdik, yıkardık.
Ve sırayla Hoca Efendinin elini öperdik.
O da dua ederdi:
-Hafız ol, Alim ol, Amil ol, Kâmil ol, Fadıl ol, Hacı ol, Hoca ol!..
Hadi babam, derslerinize iyi çalışın! diye tembihatlardı bulunurdu.
Ben inanıyorum, onun duasını alan herkes, onun duası doğrultusunda, gerekli yerlere gelmiştir.
Alim olmuştur, fazıl olmuştur gerçekten..
* Hacı Veyiszâde, Mustafa ÖZDAMAR, 1997, s.449, 450.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder