19 Kasım 2011 Cumartesi

Philoxenus (Binbirdirek) Sarnıcı, Eminönü, İstanbul

Hipodromun güneybatısında yer alan Philoxenus sarnıcı’nın ismi ile yapım tarihi üzerinde birbiri ile tamamen çelişkili fikirler ortaya atılmış ve dolayısı ile araştırmacılar bu konuda anlaşamamışlardır.

Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra, Konstantin I Bizans’ın İmparatorluğunu İstanbul’da kurduğu zaman, ayândan 12 kişi onunla birlikte gelmiş, bu 12 kişiden biri olan Philoxenus, eski Roma surlarının bulunduğu yerin yakınında kendi sarayını yaptırmış ve bunu geniş bir sarnıç ile tamamlamıştır. Sarayının hipodromdan, imparator sarayından daha yüksek ve denize nâzır olabilmesini sağlamak için sarnıcın irtifasını oldukça yüksek tutmuştur.

C.Diehl, sarnıcın Iustinianus zamanında (518-527) yapıldığı düşüncesindedir. Nitekim, iç kısımlarda rastlanan üzeri damgalı tuğralar bu döneme aittir.

Sarnıç, E.Maumbory’nin ileri sürdüğü gibi Konstantin döneminde Philoxenus tarafından yaptırıldığı ve Iustinianus zamanında da tonarılarak genişletilmiş olması kuvvetle olasıdır. Böyle düşünüldüğü takdirde, Philoxenus sarnıcını 306-337 yılları arasına tarihlendirmek daha doğru olacaktır.

Philoxenus Sarnıcı, 64x56 metre ölçülerinde bir plan arz etmekte olup, 3000 m2’den daha fazla bir mekâna sahiptir. İçerisinde her biri 14 sütundan meydana gelen 16 sıra halinde 224 mermer sütun bulunmaktadır. Burada iki ayrı sütunun üst üste bindirilerek kelepçelenmesi özel bir konum olarak karşımıza çıkmaktadır. Birbirlerinden 3.75-3.80 metre uzaklıklarda yer alan sütunların başlıkları da birbirlerinden farklı olup, kaba bir işçilik gösterirler. Çoğunun üzerinde de taş yontucuların imzaları bulunmaktadır.

Sarnıcın köşeleri yuvarlatılmış olan duvarlarının kalınlığı 2.90 metredir. Bunların üzerleri sıvanmış olup, yer yer de taş levhalarla kaplanmışlardır. Bugünkü zeminden 15 metre aşağıda olan sarnıca taş bir merdivenle inilmekte, üst kısma da havalandırma delikleri açılmıştır.

Bu sarnıç, Bizans’ın son devirlerinde terk edilmiş, İstanbul’un fethinden sonra Sultan IV.Murad döneminde Tayyarzade ve Fazlı Paşa’ların konakları bunun üzerine yapılmıştır. XIX.Yüzyılın sonlarından itibaren burası iplik ve dokumacılar tarafından kullanılmış, bir süre çevrede kurulan pazarın ambar yeri olmuştur. Yakın tarihlerde özel bir kuruluş tarafından yeniden düzenlenen ve restoran-kafe haline getirilen sarnıç günümüzde bu işlevini de sürdürememiş, yeterince ilgi görmemiştir.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder