Talebelerinden birisi şöyle nakletmektedir:
Bir gün hocamla beraber başka bir talebenin evine gidiyorduk.
Orada ders vereceklerdi.
Akşam ezanı da okunmak üzereydi.
Bir köşe başına geldiğimizde sokağa adım atacağı sırada durdu.
Daha sonra yolunu değiştirerek başka bir sokaktan ve daha çok dolaştıktan sonra talebenin evine vardık.
Bu hâlimi anlayarak dedi ki:
-Evladım o sokakta büyük bir âlim zat oturuyordu.
Bu ilim sahibinin evinin önünden geçerken kendisinin hâl ve hatırını sormadan geçmemiz uygun olmazdı.
Kapısını çalsaydık, bu defa da dar vakitte kendisini sıkıntıya sokmuş olacaktık.
Bu ise hiç uygun düşmeyecekti.
O zaman anladım ki, Ahmet Mekki Efendi, ilim sahibine olan edebinden kapısının önünden geçmemişti.
Ahmet Mekki Efendi
- Hak Dostlarından Hatıralar, Mahmut Bıyıklı, Mavi Yayıncılık, 2008, s.122.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder