Ahrida Sinagogu, Fatih, İstanbul
Balat’da Kürkçü Çeşme Sokağı üzerinde olan bu Sinagog Makedonya’nın Ohri Kasabasından göç eden Seferadlar tarafından XV.yüzyılın başında kurulmuştu. 1693'de geçirdiği bir yangınla tamamen yanan bu yapının temelleri üzerine Sultan II. Ahmed’in10 Mayıs 1694 fermanı ile yeni bina yapılmış, hatta en son yapılan restorasyonda yanyana iki binanın ara duvarı açılarak bugünkü boyutuna ulaştığı tesbit edilmiştir. 1709 ve 1823 de tekrar onarım gören binadaki en büyük tamirat 1881 dedir. Bu tarih giriş kapısı üzerindeki kitabede yazılıdır.1926 ve 1955'de kısmen onarım gören binanın en son restorasyonu Y. Mimar Hüsrev Tayla tarafından 1992'de yapılmıştır.
Ahrida Sinagogu, Fatih, İstanbul
Balat Sinagogları içinde en büyük ve görkemlisi olan taş ve yığma tuğladan yapılan bu bina 350 kişi alabilecek bir kapasiteye sahiptir. Sinagog’un içindeki Teva (dua kürsüsü) adeta bir gemiyi andıran formuyla diger Teva’lardan ayrılır ve tek örnektir. Bir iddiaya göre Nuh’un gemisini diğer bir rivayete göre de Seferadların İspanya’dan Osmanlı topraklarına gelirken bindikleri kadirgaları simgelemektedir.
Bahçenin arka duvarına bitişik bir Midraş (okul) bulunmaktadır. 1912'de bu okulda Türkçe, Almanca ve İbranice eğitim yapılmakta idi. II.Dünya Savaşı sırasındaki seferberlikte bir müddet burada bir süvari müfrezesi barınmıştır. Müfrezenin ayrılışından sonra yapılan temizlik esnasında Azara’nın (kadınlar galerisi) arkasına isabet eden, kullanılmayan kutsal kitap ve eşyanın muhafaza edildiği "Ocera" da kıldan yapılmış deri çemberli bir sandık bulunmuş. Bu sandıktan Makedonya’dan gelirken getirildiği sanılan çok eski parşömen rulo ve belgeler çıkmıştır.
Bir müddet kapalı kalan Sinagog 2 yıl süren restorasyondan sonra 1992 de düzenlenen bir törenle tekrar ibadete açılmıştır. Bu restorasyon sırasında tavan kaplamaları tamir edilmek için sökülünce altından daha eski orijinal süslemeler çıkmıştır.
Ahrida Sinagogu Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 16.9.1987 tarih ve 3618 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.
Gemi pruvası şeklindeki Teva’sı (dua kürsüsü) bazılarına göre Nuh’un gemisini, bazılarına göre de Sefarad göçmenlerinin İspanya’dan Osmanlı limanlarına getiren Osmanlı kadırgalarını simgeler. 500 yılı aşkın bir süre, sürekli hizmet veren Ahrida sinagogu birkaç kez yanmış ve yeniden inşa edilmiş veya tamir görmüş olup 500 yıl etkinlikleri programı çerçevesinde rastlanabilen en eski görünümü olan Lale Devri barok stilinde restore edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder