6 Ağustos 2025 Çarşamba

13.Asrın Müceddidinden, 14.Asrın Müceddidine Hediye

1936 yılı başlarında Kastamonu'ya getirilen Bediuzzaman, burada tek başına olmasına, tecrid-i mutlak altında bulunmasına, hiç kimsenin kendisiyle görüşmesine izin verilmemesine rağmen son derece huzurludur. 

Namaz vasıtasıyla Cenab-ı Hakk'ın dergahına yüz sürmekte, bütün vaktini ibadet, dua, zikirle geçirmektedir. 
O arada, Risale-i Nur eserlerini telif etmeye devam etmektedir. 
Bediuzzaman'ın Kastamonu'da iken telif etmiş olduğu eserler şunlardır:

  1. Yedinci Şuâ
  2. Ayetü'l Kübrâ 
  3. Üçüncü Şuâ
  4. Münâcât Risalesi
  5. Dördüncü Şuâ
  6. Altıncı Şuâ

Bediüzzaman Kastamonu'da iken bütün sıkıntılarını bir anda dağıtan çok kıymetli bir hediye aldı. 
Bu hediye, son müceddidlerden Mevlânâ Hâlid Hazretleri'nin cübbesiydi. 
Mevlânâ Halid H.1193'te, tam yüz sene sonra da Bediuzzaman dünyaya gelmişti. 
Bu hadise, Resul-i Ekrem'in; "her yüz senede bir müceddit geleceğine" dair vermiş olduğu müjdeyi teyit etmekteydi.

Mevlâna Halid Hazretleri'nin Küçük Aşık adındaki bir talebesinin torunlarından Asiye Hanım bir gün rüyasında, Mevlânâ Halid'i görür. 
Bu mübarek zat kendisine cübbeyi Bediuzzaman'a vermesini söylemektedir. 
Asiye Hanım da; "Cübbe Bediuzzaman'ındır" diyerek; Hicrî 13.asrın müceddidinden, Hicri 14.asrın müceddidine hediye edilmiş olan cübbeyi yerine ulaştırmıştır.

* Çağa İz bırakan Müslüman Önderler Said Nursi, Burhan Bozgeyik, 3.Baskı, 2009, İstanbul, İlke Yayınları, s.134, 135.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder