1 Ağustos 2025 Cuma

Ben herkese ikram edilen tatlıdan istemem!

Şam ulemasından ve o beldenin ileri gelenlerinden olan Bekrizade Halil Efendi İstanbul'da ilim tahsili yapıp kadı olmuştu. 
Hz. Ebu Bekir'in neslinden olduğu için Bekrizade denmekle meşhur olan bu zat şöyle nakletmiştir: 

Şeyh Murad-ı Münzavî Efendi Hazretleri İstanbul'da Hz.Eyyub el-Ensari'nin türbesi civarında ikamet ederdi. 
Dergâhında bereketli sohbetleriyle insanlara feyz saçardı. 
Ben de devamlı ziyaretine gider, sohbetini dinlemekle şereflenirdim. 
Her varışımda benim Hz.Ebu Bekir soyundan olmam sebebiyle iltifat ve ikramda bulunurdu.
Adeti üzere kahve ve tatlı ikram eder ve bu ikramı her defasında yapardı.
Bazen de kendine mahsus macun gibi olan ferahlatıcı bir çeşit tatlıdan ikram edilmesini emrederek, çok yakın ve samimi iltifatta bulunurdu. 

Yine bir gün ziyaretine gidiyordum. 
Giderken macun şeklindeki hususi tatlısından yemeyi canım çok istedi. 
Kendi kendime "ben herkese ikram edilen tatlıdan istemem, hususi tatlıdan isterim. 
Benim bu arzumu keşf ve kerametiyle anlayıp ikram etseler" diye düşündüm. 

Bu düşünce ile huzuruna vardım. 
Oturduktan sonra hizmetçisi adet üzere herkese ikram edilen tatlıdan getirip bana ikram etti. 
Hizmetçi o tatlıyı bana verirken Murad Efendi hazretleri hizmetçiye; 
-Yok yok! Git bizim macundan getir, buyurdu. 

Hizmetçi derviş gidip tatlı macundan getirdi. 
Bana verdi. Ben de alıp yedim.
Şeyh Murad-ı Münzavî  Efendi bana bakıp tebessüm ederek;
-Bir kaşık daha yiyin, arzu ettiğiniz macundandır, dedi. 

Ben hayret içinde, mahcup oldum. 
Sonra sohbet ve nasihat ederek buyurdu ki: 
-Siz Hz.Ebu Bekir'in torunlarındansınız. 
Bizlere feyz onun tarafından gelmiştir. 
Malumunuz, keşf ve keramet derecesine yükselmek ve harika göstermek sizden umulur, buna siz layıksınız. 
Biz sizlere göre yabancı sayılırız. 
Hal böyleyken sizin kalkıp bunları bizden beklemeniz layık mıdır? 
Bu garib bir iş değil midir?

*Allah'ın Veli Kulları EVLİYALAR, Hikmet Koray, 2013, s.270, 271.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder