Aynı dönemde yaşamış ilim ve gönül ehli zatlardan biri de Sarı Ahmedzade diye meşhur Mehmed Efendi’dir.Küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline yönelir. İstanbul'a gelerek zamânın alimlerinden ders alır. Öğrenimini tamamladıktan sonra müderris olur. Kastamonu Medresesinde vazîfe alıp talebe okutur. Bir müddet sonra vazîfesini oğluna bırakıp memleketi olan Amasya'ya döner.Tasavvufî bir hayat yaşayarak evinde ilim ve ibâdetle meşgûl olur. Devamlı ibâdetle ve kitap mütâlaa etmekle meşgûl olan Mehmed Efendi, insanlar arasına fazla çıkmaz. Çıktığı zamanlarda da tefsîr, hadîs ve fıkıh dersleri verir. Buhârî-i Şerîf, Mişkâtü'l-Mesâbih hadîs kitaplarını ve Hâdimî hazretlerinin Tarîkat-ı Muhammediyye kitâbının kopyasını çıkarır. Ders verdiği zamanlar dışında yazdığı kitaplardan biri de El-eşbâh isimli kitabıdır. Bilhassa kırâat ilminde yüksek ilim sâhibi olan Mehmed Efendi, güzel ahlakı ile insanlara örnek olur. İlim, fazîlet ve mânevî haller sâhibi olan Mehmed Efendi, Peygamber efendimizi rüyâsında çok görür.
Onun hayvanların ve cansız varlıkların Allahü teâlânın ismini zikrettiklerini işittiği anlatılır. İnsanlar herhangi bir işleri husûsunda onunla istişâre ettikleri zaman istihâre eder. Onların sordukları husûsu ya istihârede açık bir şekilde görür veya o mesele ile ilgili bir ayet-i kerîme okuyarak müşkillerini hallederdi.
Ömür boyu ilim öğrenmiş ve öğretmiş olan Sarı Ahmedzade el-HacMehmed Efendi, memleketi olan Amasya’da vefat eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder