19 Eylül 2010 Pazar

Selinus (Sellinous)














 



Dağlık Kilikia kıyısında, Pamfilya bölgesinde yer alan Kale Tepe ismiyle anılan bir burunda, aynı isimli çayın denize döküldüğü yerin güneyinde yer alan kent bugünkü Gazipaşa’nın 3 km güneybatısında, Alanya’nın 40 km güneydoğusunda bulunmaktadır.













Pirindu Kralı Appuasu’nun batı sınırı olarak (İ.Ö. 557/6) adlandırılmıştır ve Kıbrıs’a deniz bağlantısını sağlayan önemli bir liman kenti kimliğindedir. İ.S. 117 yılında Roma imparatoru Trajan’ın Parther Seferinden dönüş yolunda Selinus’da ölmesinden sonra kent Trajanopolis olarak isim değişikliğine uğrar. İmparator Valirian’ın İ.S. 260 da tutukluluğundan sonra kral I. Sapur tarafından işgal edilir. Hierokles’t e de Isaura ketleri arasında sayılır. İ. S. 450 civarında İsauradan gelen baskınlar yüzünden açıkça yıpranmıştı. Başka saldırılardan korunma amacıyla kutsal Thekla’ya tepedeki kalenin girişi üzerinde bir kilise yapılmıştır.

Yüksek bir ada üzerinde olan yerleşim yeri, kayalık güneyde sarp denize inmektedir. Roma öncesi yerleşim olasılıkla kayalık buruna yakın, güneybatı kenarda idi. İlk Roma döneminde ise kıvrılan Musa Çayı (Selinus Potamos) karşısında kumsal düzlüğüne doğru genişler. Çay yatağının küçük alanlarda bir çok kere değişmesi Roma dönemi kent alanını bölüm bölüm aşındırmıştır.

Selinus (Hacımusa) Çayı’nın denize döküldüğü yerde beşik tonozlu iki odalı hamama ait kalıntıları görmek mümkündür. Deniz kenarındaki agoranın sütunları kaybolmuşsa da stylobat izleri görülebilir. Agoradan doğuya doğru gidildiğinde apsisli bir yapıya (kilise) rastlanır. Bu yapının eski bir mabet üzerine kurulmuş olması olasılığı büyüktür. Kilisenin doğusunda anıtsal bir yapı vardır. Kentin tek İslamî yapısı olup giriş kapısının çevresi Selçuklu Dönemi motifleri ile süslüdür. Bu kalıntının bir köşke ait olduğu sanılmaktadır. Kentin nekropolündeki mezar yapıları arkasollü, beşik tonozlu, anıt mezarlar olup, Kilikya Bölgesi’nin ölü gömme adetlerini en güzel biçimde ortaya koymaktadır.

Kente ait su kemerlerinin bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir. Roma İmparatoru Traianus Part seferinden dönerken bu kentte ölmüş ve külleri Roma’ya götürülmüştür. Kalıntılar Roma, Bizans ve Ortaçağ Dönemine tarihlenmektedir. Bugüne kadar gelmiş olan yapılar, sokaklar, evler ve sarnıçlar kısmen Erken Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. Ovada dağ ve dere arasında büyük bir hamam, bir odeion ve Roma dönemi büyük bir alan yer alır. Yeni yapıların parasal kaynağı imparatorluk sarayından geliyor olmalıydı. Buna rağmen küçük bir nekropol dışında sadece bir Aquadukt (su kemeri), bir tiyatro ve bir bazilika kalmıştırBugün meydanda bulunan binalar Selçuklu döneminde ait olsalar da mermer devşirme parçalar orda korint düzeninde monumental bir yapının durduğuna işaret etmektedir.Kalıntıların güneybatısında imparatorluk dönemi nekropolün kenarında, Erken Bizans dönemine ait üç nefli bir bazilika yer alır. Kimisi kapılarında yazıtlarıyla, sayısız imparatorluk dönemi mezar evleri, düzensiz bir şekilde çay yatağında bulunmaktadırlar. Nekropolde orta Bizans döneminden küçük bir kilise vardır. Kayalık tepenin en yukarısında bugünkü durumu muhtemelen erken Osmanlı dönemine uzanan bir kale bulunmaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder