19 Eylül 2010 Pazar

Syllion













 


  
Antalya-Alanya karayolunun yaklaşık olarak 35.km’sinden kuzeye dönülür ve 8 Km. sonra Sillyon’a ulaşılır. Kent düz bir ovada, ovadan bir masa gibi yüksekte duran elips şeklinde bir plato üzerine kurulmuştur. Çevreye tamamen egemen bir konumu vardır. Görüş alanı Akdeniz’e kadar uzanır. Kuruluşu İ.Ö. IV. yüzyıldır. Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşadığı gibi Selçuklular zamanında da kullanılmış ve yapılan yeni binalarla daha da zenginleştirilmiştir.















Syllion şehri Romalılar zamanında da egemenliğini korumuştur. Şehrin üzerinde bulunduğu yassı tepenin batı yönü, biraz meyillice olmasının sağladığı olanakla yukarıya çıkış yolu, şehrin yayılma bölgesi olarak seçilmiştir. Aşağıda, bugün çok harap bir durumda bulunan güneybatı yönünden doğuya uzanmış, açık tarafı güneye bakan, kavisli tarafı kuzeybatıda bir stadyum ve bunun doğusunda büyücek bir hamam kalıntısı vardır. Stadyum, Gymnasium, kuleler, Selçuklu Mescidi, sahne kısmı kayaların çökmesiyle tamamen kaybolmuş Tiyatro ve spor tesisleri ilginç yapılardan bazılarıdır.Stadyumun batısında halk tarafından “sıtma pınarı” denilen suyu soğuk ve lezettli bir pınar vardır. Aşağıda Osmanlının son senelerine kadar ibadete açık kalan bir cami ve bunun yanında bir pınar vardır.

Stadyumun güneyinde surlar başlar. Bu surun ortasındaki burç çok büyük ve korunaklıdır. Bunların içinde nereye gittikleri belli olmayan gizli yollar, dehlizler vardır. Surun sona erdiği yerde bulunan platform açıklarında bir de cami vardır.
Tiyatro çevresindeki Hellenistik döneme ait taştan yapılmış binalarla büyük su sarnıçları dikkat çekmektedir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder