1 Eylül 2012 Cumartesi

Hakkari'nin Diplomatik Görüşmelere Konu Olması

Hakkâri Cumhuriyet öncesinde, Van Vilayetinin bir sancağı olarak Musul Vilayetinin kuzeyinde yer alıyordu.

Bu coğrafi konum nedeni ile yörenin siyasal geleceği, Musul’un kavuşacağı siyasal statü ile doğrudan ilişkiliydi. Musul uzun yıllar İngiliz işgali altında kaldığından dolaysıyla statüsü 1926 yılında belirlendiği için Hakkâri yöresinin istikrarlı bir yapıya kavuşması ancak bu tarihte gerçekleşti.

Ankara Hükümetinin Milli mücadeledeki başarısını belgeleyen Lozan barış görüşmelerinin, belki de en tartışmalı konusu, Musul sorunuydu. O sırada iki kaza (İmadiye, Zaho) İngiliz işgali altında olduğu için konu Hakkâri’nin siyasi geleceğini de ilgilendiriyordu. Gerek İngiltere gerekse Türkiye bu konuda herhangi bir ödüne yanaşmadıkları için görüşmelerin kesilmesini önlemek amacıyla, Musul sorununun daha sonra, ikili görüşmelerde ele alınması karalaştırıldı. Nitekim bu amaçla 19 mayıs 1924’te “Haliç Konferansı” adı verilen bir görüşme düzenlendi ancak, bu konferansta da bir sonuca ulaşılamadığı gibi, İngiltere’nin konferanstaki temsilcisi Sir Percy Cox , yaptığı konuşmada Hakkâri yöresini de pazarlık konusu yaparak bu bölgenin, Irak’taki Nasturilere verilmesini istedi ve konferans 5 Haziran 1924’te herhangi bir çözüme ulaşmadan dağıldı.

Haliç Konferansının başarısızlığa uğraması üzerine, Türkiye konunun Milletler Cemiyetine götürülmesini önerdi. Ankara Hükümetinin bu öneriyi benimsemesi üzerine de Musul Sorunu, Milletler Cemiyetinin 20 Eylül 1924 tarihli oturumunda ele alındı. Uzun görüşmelerden sonra, Milletler Cemiyeti bünyesinde üçlü komisyon adı altında bir komisyon oluşturuldu. Komisyon 29 Ekim 1924’te soruna geçici bir çözüm getirdi ve Brüksel Hattı adı verilen bir çizgi ile Türkiye Irak sınırını belirledi. Bu hata göre Hakkâri ve Musul birbirinden ayrılıyor, Hakkâri’nin kazaları Zaho ve İmadiye Musul içinde kalıyordu. Üçlü komisyon, daha sonra, Musul’un ekonomik toplumsal ve kültürel yapısıyla İngiltere’nin Hakkâri’ye ilişkin sağlarını incelemek üzere bölgede çalışmalara başladı. 16 Temmuz 1925’te bir rapor hazırlayarak Milletler Cemiyetine sundu. Bu raporda, Brüksel hattının kesinleştirilmesi, Musul’un Irak’a verilmesi ve İngiltere’nin Hakkâri ile ilgili isteklerinin geri çevrilmesi görüşleri yer alıyordu.

Nihayet 5 Haziran 1926’da Türkiye, İngiltere ve Irak arasında yapılan Ankara antlaşmasıyla Türkiye-Irak sınırı, Milletler Cemiyetinin kararı doğrultusunda belirlendi. Bu antlaşmayla Musul’un yanısıra daha önce Hakkâri’ye bağlı olan Zaho ve İmadiye ilçeleri de Irak’a bırakıldı.

HAKKÂRİ TARİHÇESİ

HAKKÂRİ SAYFASINA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder