3 Haziran 2010 Perşembe

Dîvân-ı Hümâyûn

 Dîvân-ı Hümâyûn - VİDEO (Sanal Tur)
Osmanlı Dönemi’nde Divan, bürokratik meselelerin görüşüldüğü yerdir. İlk Divan binası Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmıştır günümüze kadar oluşan yapı Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520-1566) saltanatının başlarında, veziriâzam Damat İbrahim Paşa tarafından Mimarbaşı Alaüddin’e yaptırtılmıştır. Avlunun sol köşesinde Adalet kasrının önünde yer alan bina yan yana üç mekandan oluşur. Avlu tarafındaki kubbeli ilk mekan Divan-ı Hümâyundur. Bu odaya geniş bir açıklıkla bağlı olan diğer mekan ise Divan-ı Hümâyûn Kalemidir. Bu mekana küçük bir kapı ile açılan en sondaki kubbeli oda ise Defterhanedir. 1665 Harem yangınında bu bina da hasar görmüş ve IV. Mehmed tarafından yenilenmiştir. Yapının cephesinde III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmud (1808-1839) dönemlerinde 1792, 1819 yıllarında yapılan onarımları belirten kitabeler yer almaktadır.

Kubbealtı, Divan-ı Hümâyûn’un ana toplantı yeridir. Adalet kasrına bitişik olan duvarında, yerden 3 m kadar yükseklikte bulunan demir parmaklıklı Kafes-i Müşebbek denilen altın yaldızlı parmaklıkları olan pencere ardından padişahlar Divan-ı Hümâyûn çalışmalarını izlerlerdi.
Dîvan’ın asil üyeleri olan Sadrazam ve altı veya dokuz kişiden oluşan Kubbealtı vezirleri, Anadolu ve Rumeli kazaskerleri, Kubbe altındaki duvarın önünde yer alan divanda oturarak Devlet işlerini görüşürler ve dava dinleyerek sonuçlandırırlardı. Dîvan’da askeri sınıfa ait dava, veraset ve sair şer’i ve hukuki muameleleri gören kazaskerler vezirlerden sonra en yüksek rütbeli memurdu. Divan toplantılarının akabinde Padişah’ın huzuruna çıkılır ve o gün görüşülen konular özetlenirdi. Bugünkü Bakanlar Kurulu’nun vazifesini yapan Dîvan-ı Hümâyûn Kalemleri devletin bütün idari işlerine bakardı.
Osmanlı Devleti’nin idare edildiği yer olan Divan-ı Hümâyûn, III. Murad Han zamanına kadar, haftada dört gün toplanırdı (Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı). IV. Mehmed’in padişahlığı ve Köprülü Fazıl Ahmed Paşanın sadrazamlığı zamanında, Padişah Edirne’de bulunduğu zamanlarda, dîvân haftada iki gün, yani Pazar ve Salı günleri toplanmıştır.
 Dîvân-ı Hümâyûn
Dîvân toplantılarının, 18. yüzyıl başlarında, III. Ahmed Han zamanında, haftada ikiye ve sonra bire indiği görülmektedir. Daha sonraki devirlerde dîvân toplantıları, büsbütün terk edilerek işlerin halli sadrazam dîvânına bırakılıp, padişahların iradeleri alınmak için, hükümdara telhisçi gönderilmek suretiyle, Paşa Kapısı’nda görülür olmuş ve dîvân akdi üç ayda bir, kapıkulu ocaklarına maaş verme ve yabancı elçi kabulü şekline dönüşmüştür.
Divan-ı Hümayun’un 18. yüzyılın’dan itibaren fonksiyonları azalmaya başlamış, devlet işleri Bab-ı Ali’de görüşülmeye başlanmıştır. İşlevlerini kaybeden Divan-ı Hümayun sembolik olarak da olsa devletin yıkılışına kadar devam etmiştir.




·  El Sübuu

TARÇIN ÇOCUK ŞARKILARI


























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder