Yer İstanbul...
Bir genç deniz kenarında, bankta yorgunluğunu atmak için oturmaktadır.
Bir müddet tek başına oturduktan sonra 20-22 yaşlarında bir genç yanına gelerek bankın diğer ucuna oturur.
2-3 dakika sonra bu gencin arkadaşları olduğu anlaşılan iki akranı daha gelir ellerinde 3 bardak çayla.
Gençler birer bardak kendileri alırlar ve 3. bardağı daha önceden gelip oturmakta olan diğer arkadaşlarına ikram ederler.
Fakat yoğun ısrarlara rağmen, arkadaşlarına çayı sevmediğini, zaten bildiklerini, bu yüzden de o çayı boşa aldıklarını söyleyerek reddeder...
O zamana kadar hiç bir diyaloğa girmedikleri arkadaşıma dönerek:
- Ya hocam, bu çayı aldık ama arkadaş içmeyecek.
Bari sen iç de israf olmasın, derler.
İlk başta reddetse de ısrarlara dayanamayıp çayı alır ve içmeye başlar..
Bu arada 3'lü, ne kadar yan yana olsalar da, arkadaşımdan bağımsız olarak koyu bir sohbete dalmıştır.. Çayın sonlarına doğru baş dönmesi hissetmeye başlar.
Tabii o an anlar başına bir bela aldığını..
Üçü ise sohbetlerine bununla ilgilenmeden hala devam etmektedirler. .
Baş dönmesi ve halsizlikle olduğu yerde durmaktadır. .
Bir an kendine gelip bunlardan uzaklaşması gerektiğini düşünerek ayağa kalkar ve biraz ilerdeki otobüs durağına zor da olsa varır..
Fakat 3'lü de bununla birlikte harekete geçmiş ve durağa gelmiştir...
Otobüse binip koltuğa oturduğunda üçü de otobüse binip bunu rahatça görebilecekleri bir yere oturur..
Fakat bu arada artık neredeyse bilincini kaybetmek üzeredir..
Büyük bir gayretle cep telefonunu çıkarıp
(teknolojinin gözünü seveyim) arkadaşını arar, başına böyle bir iş geldiğini, o an otobüste olduğunu, falanca durakta ineceğini söyler..
Durağa geldiğinde iner ve arkadaşının kucağına bayılır. .
Arkadaşı ise bununla beraber inen 3'lüden şüphelenir.
O an orda devriyede bulunan polise durumu bildirir..
Birlikte hemen bir taksiye binip hastaneye giderler..
Acilde doktorlar imdada yetişir ve arkadaşın yanına gelerek:
- İntihar mı etti?' diye sorar.
Neden böyle bir şey sorduğunu sorar doktora.
Doktor;
- Aşırı dozda ilaç almış.
Gecikseydiniz kurtaramayabilirdik ' diye cevap verir..
İşin daha ilginci ve can alıcı noktasıysa bunların yakalanamaması..
Bu 3'lünün ORGAN MAFYASI çetelerinden olduğu anlaşılır..
Yani hala ortalıklarda geziniyorlar. .
Adapazarı depreminde ölülere musallat olan organ mafyaları, işi daha da ileri götürerek canlı insanların peşine düşmektedir.
Bu yaşanmış bir olay.....
Herkesin çoluğu çoçuğu ve yakınları var.
Hassaten İstanbul, Ankara ve İzmir dikkat etsin...
Doç. Murat SEVENCAN
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Bir genç deniz kenarında, bankta yorgunluğunu atmak için oturmaktadır.
Bir müddet tek başına oturduktan sonra 20-22 yaşlarında bir genç yanına gelerek bankın diğer ucuna oturur.
2-3 dakika sonra bu gencin arkadaşları olduğu anlaşılan iki akranı daha gelir ellerinde 3 bardak çayla.
Gençler birer bardak kendileri alırlar ve 3. bardağı daha önceden gelip oturmakta olan diğer arkadaşlarına ikram ederler.
Fakat yoğun ısrarlara rağmen, arkadaşlarına çayı sevmediğini, zaten bildiklerini, bu yüzden de o çayı boşa aldıklarını söyleyerek reddeder...
O zamana kadar hiç bir diyaloğa girmedikleri arkadaşıma dönerek:
- Ya hocam, bu çayı aldık ama arkadaş içmeyecek.
Bari sen iç de israf olmasın, derler.
İlk başta reddetse de ısrarlara dayanamayıp çayı alır ve içmeye başlar..
Bu arada 3'lü, ne kadar yan yana olsalar da, arkadaşımdan bağımsız olarak koyu bir sohbete dalmıştır.. Çayın sonlarına doğru baş dönmesi hissetmeye başlar.
Tabii o an anlar başına bir bela aldığını..
Üçü ise sohbetlerine bununla ilgilenmeden hala devam etmektedirler. .
Baş dönmesi ve halsizlikle olduğu yerde durmaktadır. .
Bir an kendine gelip bunlardan uzaklaşması gerektiğini düşünerek ayağa kalkar ve biraz ilerdeki otobüs durağına zor da olsa varır..
Fakat 3'lü de bununla birlikte harekete geçmiş ve durağa gelmiştir...
Otobüse binip koltuğa oturduğunda üçü de otobüse binip bunu rahatça görebilecekleri bir yere oturur..
Fakat bu arada artık neredeyse bilincini kaybetmek üzeredir..
Büyük bir gayretle cep telefonunu çıkarıp
(teknolojinin gözünü seveyim) arkadaşını arar, başına böyle bir iş geldiğini, o an otobüste olduğunu, falanca durakta ineceğini söyler..
Durağa geldiğinde iner ve arkadaşının kucağına bayılır. .
Arkadaşı ise bununla beraber inen 3'lüden şüphelenir.
O an orda devriyede bulunan polise durumu bildirir..
Birlikte hemen bir taksiye binip hastaneye giderler..
Acilde doktorlar imdada yetişir ve arkadaşın yanına gelerek:
- İntihar mı etti?' diye sorar.
Neden böyle bir şey sorduğunu sorar doktora.
Doktor;
- Aşırı dozda ilaç almış.
Gecikseydiniz kurtaramayabilirdik ' diye cevap verir..
İşin daha ilginci ve can alıcı noktasıysa bunların yakalanamaması..
Bu 3'lünün ORGAN MAFYASI çetelerinden olduğu anlaşılır..
Yani hala ortalıklarda geziniyorlar. .
Adapazarı depreminde ölülere musallat olan organ mafyaları, işi daha da ileri götürerek canlı insanların peşine düşmektedir.
Bu yaşanmış bir olay.....
Herkesin çoluğu çoçuğu ve yakınları var.
Hassaten İstanbul, Ankara ve İzmir dikkat etsin...
Doç. Murat SEVENCAN
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder