30 Kasım 2024 Cumartesi

Yan gayışları gevşettiniz gine!

Süleyman Güzel anlatıyor:

Bir keresinde Tefsir dersindeyiz. 
Hoca ders anlatıyor, arkadaşlardan bazıları sokağa bakıyor, dikkatleri dağınık.
Hoca Efendi, onların sokağı dikizlediklerini görünce celâlleniverdi. 
Ama mübâreğin celâli de bir cemâldi. 

29 Kasım 2024 Cuma

Bende bunları kesecek testere yok!

M.Ü. İlahiyat Fakültesi Türk İslâm Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Uzun Ali Ulvi Kurucu'yu anlatıyor:
Ali Ulvi Kurucu, çok nüktedan ve fikra anlatmakta mahir bir zattı. 
Medine'de Osman Efendi ile gittikleri pazarda satılan bamyaları iri bulduğu için almayınca pazarcıya "mâ ındenâ minşâr/Bende bunları kesecek testere yok!" demiştir.

28 Kasım 2024 Perşembe

Ulan, üç defadır görüyorsun, ne zaman imana geleceksin?


Sahaflar Şeyhi El-Hac Muzaffer Özak, İstanbul Bâyezid Camii civarındaki Sahaflar Çarşısı’ndaki dükkânında ticaret; aynı zamanda Vezneciler Camii'nde imamlık ve diğer camilerde vaizlik yaptığı esnada, bir gece rüyasında, Sarayburnu ile Kızkulesi arasında yelkenli bir gemide olduğunu görür. 
Geminin yelkenleri yırtılmış, direkleri kırılmış, deniz, azgın ve dalgalar gemiyi batırmak üzeredir. 
Bir zat Muzaffer Özak'a bir kâğıt uzatır: 
-Bu kâğıdın içindekini oku, bu beladan kurtul, der.

27 Kasım 2024 Çarşamba

Kerâmet bıçakta ise.....

Tahir Büyükkörükçü Hoca'nın oğlu Abdurrahman Hoca anlatıyor: 
Bir gün bir ağabeyimiz babacığıma gelmiş:
-Hocam ben yeni bir araba aldım, arzu ediyorum ki bununla Lâdikli Ahmed amcamızı ziyaret edelim, demiş.

Bunun üzerine ziyareti yapmış, hoş saatler geçirmişler. 
Tam çıkacakları zaman o ağabeyimiz cebinde arabanın anahtarı olmadığını fark etmiş. 
Bu abimiz, Lâdikli Ahmed Ağa’yı görmenin heyecanıyla olsa gerek, koltuğun üzerine düşürmüş anahtarı.
Kapıyı da dışarıdan bilmeden kilitlemiş. 
Sohbetten sonra bakıyorlar ki anahtar arabanın içinde… 
O ağabeyimiz:
-Eyvah, şimdi açmak için kilidi bozacağız, diyor.

26 Kasım 2024 Salı

Siz gelmeyin, biz geliriz!

"İsmail'in Yeri Bolu Dağı Et Lokantası"'nın Sahibi İsmail Çolak anlatıyor:

Ali Ulvi Kurucu'nun vefatından bir hafta evvel İsmail Abi Medine'den beni aradı:
-Üstat rahatsızlandı, dedi. 
-Hayrola, dedim, 
-Beyin kanaması geçirdi ama konuşabiliyor, dedi.
-Sen neredesin? deyince;
-Ben yanındayım, dedi.
-Seni oraya nasıl soktular? dedim. 
-Orasını karıştırma, görüşmek ister misin? dedi, 

25 Kasım 2024 Pazartesi

Mehmed'im, evlâdım, Efe Hazretleri sizi bize emânet etti...

Bayram Hoca anlatıyor:

Hoca Efendinin âşığı iki astsubay vardı, genç. 
Birinin adı Mehmet, öbürünükü de Tevfik'di galiba. 
Alvarlı Mehmed Efe'nin müridleriydi onlar.
Kâzım:
Mehmed Efe kim Hocam?
Bayram Hoca:
Erzurum'un medár-ı iftiharı bir büyük insanlık ve İslâmlık abidesi.
Himmeti hazır olsun. 
Asıl adı Mehmed Lutfi, Manzûmelerinde "Lutfi" mahlâsını kullanmış.

24 Kasım 2024 Pazar

Dua et de şu tefsirimi bitirip öyle öleyim.

Hekimoğlu İsmail Anlatıyor:
İstanbul Müftüsü, daha sonra da Diyanet İşleri Başkanı olan Ömer Nasuhi Bilmen Hoca'ya saygı duyar, ilminden istifade ede bilmek için sık sık ziyaretine giderdim. 
Yine öyle ziyaretlerden birisi çetin bir kış mevsimine rast gelmişti. 
Kapıyı çaldım içeri girdim. 
Evin içi dışarısı kadar olmasa da yine de soğuk sayılırdı.

22 Kasım 2024 Cuma

Düşmanın Şerrinden Allah'a Sığınma Duası

اَللَّهُمَّ نَجِّنِي يا مُذِلُّ يا مُنْتَقِمُ مِنْ عَبِيدِكَ الظَّالِمِينَ الْبَاغِينَ عَلَيَّ وَأَعْوَانِهِمْ، فَإِنْ هَمَّ لِي أَحَدٌ مِنْهُمْ بِسُوءٍ خَذَلَهُ اللهُ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ

Yâ Müzill, Yâ Müntegım; Ey bana haksızlık eden zâlim ve azgın kullarını ve onların yardımcılarını alçaltan ve onlardan intikâm alan Rabbim, beni onlardan koru, onlardan biri bana kötülük yapmaya yeltenirse Allah onu terk eder ve yalnız bırakır, onun kulağını ve kalbini mühürler, gözüne perde indirir. Allah'tan sonra ona kim doğru yolu gösterebilir? 

Birbirinizin gıybetini yapmayın!

Birbirinizin gıybetini yapmayın!

Hucurât Sûresi 12.Âyet

21 Kasım 2024 Perşembe

Sarhoşların Tevbesi

Sarhoşlar ellerinde içki şişeleri ile birlikte Çalıbağ'a gelerek, bir kenara sofralarını kurarlar. 
İçlerinden birisi gidip dedemi çağırır ve:
-Eğer bize taze hurma getirirsen bu içkiyi bırakacağız, tövbe edeceğiz, derler. 

20 Kasım 2024 Çarşamba

Oğlum, bırak şu ineği düşünmeyi!

1952-57 yılları arasında, Konya İmam Hatib Okulunda okumuş, Hacı Veyiszâde merhuma bu tarihlerde öğrenci olmuş, emekli öğretmen Sabahaddin Öztürk anlatıyor:

Hoca Efendi, sınıfta, gözlerini kapatır dersi öyle anlatırdı ama, kimin ne yaptığını, zihnen bile olsa neyle, nereyle meşgul olduğunu bilirdi.
Benim başımdan geçen bir olay var, buna misâl olarak.
İkinci sınıftayız. 
Şubat tatilinden yeni döndük. 
Köyünden dönenlerin kafaları köyle meşgul. 
Benim de öyle..

19 Kasım 2024 Salı

Cebirin Kurucularından Abdülhamid Bin Vâsi Bin Türk

Matematikçi, bilim adamı, Cebir İlminin kurucularından (D. ?- Ö. 986?). 
Asıl ismi; Ebu’l-Fadl ‘Abdulhamid ibn Vâsi’ bin Türk al-Huttelî (el-Cîlî) el-Hasîb'dir.
Dokuzuncu yüzyılda yaşamış bir Müslüman Türk matematikçidir. 
Özgeçmişi hakkında çok az şey bilinmektedir. 
Kendisinin ve yine bir matematikçi olan torunu Ebu Berze'nin taşıdığı ‘İbn Türk’ künyesinden, onların Türk oldukları tahmin edilmektedir.
Bundan dolayı, Ebu Berze Fazl b. Muhammed b. Abdulhamid b. Türk'ün (Ö.Bağdat, 4 Kasım 910), onun torunu olduğu anlaşılmaktadır. 
Hicretin II. ya da III. asırlarında yaşadığı tahmin edilmekte olup, bir rivayete istinaden Halife Vâsık’ın (Ö. 847) devrinde yaşadıkları ileri sürülmektedir. 
Muhtelif kaynaklarda soyunun değişik yazılmış olması münasebetiyle doğduğu ve yaşadığı yer de kesin olarak bilinmemekte ise de bu yerin Hazar Denizi’nin güneyindeki Gilân ya da Çin Türkmenistanı’nın batısındaki Huttal olduğu zannedilmektedir.

18 Kasım 2024 Pazartesi

Benim İnşâallah demeye ihtiyacım yok!

Hatîb’in Ravza’sındaki hoş hikâyelerden biri şöyledir:

Bir adama; “Nereye gidiyorsun?” diye sordular.
O da; “Eşek almak için Künâse’ye (Kûfe’de bir yer) gidiyorum.” dedi.
Ona: “İnşâallah de” dediler.
Adam: “Benim İnşâallah demeye ihtiyacım yok. İşte paralar cebimde, merkeb de Künâse’de.” dedi.

17 Kasım 2024 Pazar

Sanki Cennet'e berat almış gibiydim!

Mustafa Runyun'un Mısır'da Ezher'de okumam için babamı ve beni ikna etmesinden sonra vize almak için Cidde'deki Mısır sefaretine defalarca gittim. 
Muhtelif bahanelerle beni oyalıyorlardı... 
Buradan iş çıkmayınca bir gaflette bulundum ve Türk sefaretine gittim. 
Oradan da eli boş döndüm. 
Runyun ise "Allah'a tevekkül et gel! Dersler başlayacak!" demekteydi. 
Benim de beklemekten canım sıkılmıştı. 

16 Kasım 2024 Cumartesi

Avrupa'ya Cerrahî'yi Öğreten Müslüman Tabib: Ebû’l Kâsım Ez-Zehrâvî

Müslüman cerrahların babası Ebû'l Kâsım Ez-Zehrâvî [H.318/M.930 - H.404/M.1013]

Bir dünya düşünün ki, temizlik yapmak şöyle dursun, onu yapmaya bile günah diyor.
Doktorluğu en şerefsiz bir meslek, adeta cel­latlık sayıyor.
O kadar ki, tıp fakültelerini da­hi kapattırıyor.

Böyle bir şey olabilir mi diyeceksiniz? 
Evet, maalesef, tarih bu çirkin gerçeği yaşa­mıştır. 
Ortaçağın Avrupa’sı, bu akıl ve insanlık dışı yaşayışın içindeydi. 
Avrupalı papazlar, 1163 tarihinde “Papazlar Meclisi”nde aldıkları bir kararla, tıpla ilgili bütün okulları kapattırmışlardır. 
Onlara göre doktorluk, cellatlığa yakın şerefsiz bir meslekti. 
Doktorlar birer sihirbaz ve yalancıydı. 
Doktorluk suçtu. 
Papazlara göre banyo yapmak büyük bir günah, hatta suçtu.

15 Kasım 2024 Cuma

Zeynelabidin'in Meyhaneciye Borcu

Diyanet İşleri başkanlığı din işleri yüksek kurulu üyesi Mustafa Ateş* anlatıyor:

İslah-ı Medaris Profesörü Rektör Ziya Efendi'yi çok övermiş Hoca Efendi. 
Ziya Efendi'nin abisi Zeynelabidin Efendiyi de. 
Ziya Efendi, zekası, gayreti ve ilmiyle meşhur.
Zeynelabidin Efendi de öyle. 
Ancak, Zeynelabidin Efendi'nin farklı bir tarafı var. 
Gençliğinde azıcık serkeşmiş. 
Deli devre günlerinde içtiği zamanlar olmuş.
Hatta öyle ki bir ara ipin ucunu biraz kaçırarak Konya'nın tek meyhanesine epey borçlanmış.

14 Kasım 2024 Perşembe

Gözüyle Görmediği Hiç Bir Şeye İnanmayan Çocuk

Anneyle babası dindar olan bir üniversite öğrenci sapık supuk konuşmaya başlamış. 
Talebenin bu durumuna yakın akrabaları çok üzülmüşler.
Akrabalarından birisi:
-Bunu Ladik'e, Ahmet Ağaya bir götürelim. 
Bize söylediklerini ona da söylesin. 
Bakalım ne olur, deyip talebeyi Ladik'e dedemin odasına getirmişler. 

12 Kasım 2024 Salı

Hayat ölçüden ibarettir.

Eğinli Hoca Efendi, çok güzel, çok ibretli fıkralar, latifeler söylerdi. 
Öyle ki, bir kitap okumuş gibi, bir vaaz dinlemiş kadar istifade ederdiniz. 
İnsanı doyururdu. 
Bir gün demişti ki: 
Arkadaşlar, bir adam varmış. 
Konuşurken heyecana gelir, kendini kaybeder, coşar, taşarmış... 
Böyle zamanlarda ise, sağa sıfırları çok koyarmış. 
Rakamın soluna konulsa zarar vermeyecek bu fazla sıfırlar, sağa konulduğunda, maazallah insanı kepaze eder...

10 Kasım 2024 Pazar

Eğer meleklerden söz ediyorsa, eliyle işâret ederdi!

İstanbul İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Mustafa Tahtalı anlatıyor:

Teravih namazları çok hafif olurdu Hacı Veyiszâde Hoca'nın. 
Belli bir süratte okurdu; Hoca'nın zaten konuşması da süratliydi. 
Çok çabuk biterdi yirmi rekât. 

6 Kasım 2024 Çarşamba

Lâdikli Ahmed Ağa'nın Peygamber Sevgisi

Dedemin muhabbetinin aşın derecede çoğaldığını anlayan hocası: 
-Ahmet! Senin Peygambere olan sevginin azalmaması ve hatta daha da artması için ben biraz gelmeyeceğim, 
Görüşmelerimize belli bir süre ara vereceğiz, demiş.

5 Kasım 2024 Salı

Korkma, merak etme, hapishanede sana Rabia'dan daha iyi bakarlar!

Mustafa Özdamar, Yaşar Gökçek Hoca'ya Said-i Nursî'yi soruyor:

-Siz görüştünüz tabii?
-Evet! 
Ben bir kaç defa gördüm, görüştüm Bediuzzamanla. 
Birincisinde altı yedi yaşlarında filândım. 
Şeyh Said isyanı dolayısıyle İstiklâl Mahkemelerinde gördüm, dinledim kendisini.
Sonra bir iki defa da Konya'da gördüm, görüştüm. 
Ölümünden bir kaç ay evvel, en son Konya'da görüştük. 
Kardeşi Abdülmecid Efendi bizim Konya İmam Hatib'de öğretmendi. 
Onun evinde görüştük.
Urfa'ya gidecekti. Görüştük, konuştuk, kalktık.
Hep birlikte.. 
Kucaklaştık, sarıldık.

4 Kasım 2024 Pazartesi

Dilimin cezasını Şişli Camii'nde çekiyorum...

Mısır'dan Medine-i Münevvere'ye döndüğüm yıllarda, bilhassa 1946 sonrasında, memlekette çalkantılar, siyasi ve dini uyanışlar oluyordu. 
Gelen haberler arasında, Şişli'ye bir cami yaptırıldığını da öğrenmiştik. 
Şişli'nin eski günlerini yani gayrimüslimlerin ya da din ve diyanetle ilgisi az kimselerin oturduğu yerler olduğunu biliyorum ya, kendi kendime; "Yahu Müslüman Türk'ün parası bu kadar da heder edilir mi? Allah'ın kulları, cami yapacak yer mi kalmadı? Maksat reklam mıdır, süs müdür nedir? Şişli'ye cami yapılır mı?" diye söylenmiştim.

3 Kasım 2024 Pazar

Ebu Said Mehmed Hâdimî Hazretlerinden İbretlik Sözler

 Ebu Said Mehmed Hâdimî Hazretlerinden İbretlik Sözler:

* Şüphesiz, dünyanın engelleri çoktur; birbirlerini kovalarlar. 
Olur ki, bunların içine düşersin de, gerçek Sevgili sevgisini kaybedersin.

* Nefsin arzu ve meyillerinden, gayeye, Allah'ın rızasına hiç ulaşamazsın.
Nefsin istek ve arzuları, her fenalığın aslıdır; her ziyan ve rüsvaylığın sermâyesidir.

1 Kasım 2024 Cuma

Lâdikli Ahmed Ağa'nın Nesebi

Akrabamızın büyüklerinden birisi anlatıyor:

Bir gün sohbet esnasında:
-Ahmet Emmi! 
Bu köy halkının kimi Denizli'den gelmiş, kimi doğudan, kimi batıdan gelmiş. 
Hatta dışarıdan Bulgaristan'dan ve Yugoslavya'dan gelen Boşnaklar bile var. 
Bizim sülalenin nereden geldiğini senden öğrenmek istiyorum, demiş.