Tarihçe
İ.T.Ü. İnşaat Fakültesi'nin tarihi 1727 yılında Damat İbrahim Paşa zamanında kurulan Humbarahane ile başladığı kabul edilebilir. Bu okulun ögrencilerinin Yeniçeriler tarafından şehit edilmesi ile teşebbüs sonuçsuz kalmıştır.
1734 yılında Topal Osman Paşa'nın sadrazamlığı sırasında Üsküdar'da açılan Hendesehane'de de genellikle İnsaat Mühendisliğine ait dersler okutuluyordu. Bu okul da üç yıl sonra Yeniçerilerin karşı koyması ile kapanmıştır. 1770 yılındaki Çeşme deniz faciasının sebebi Osmanlı donanmasındaki gemilerin kıfayetsizliği ile bilgisizliktir.
1513 ve 1523 yıllarında Piri Reis'in Atlantik haritası ve Akdeniz haritaları devrin en ileri eserleri iken, Osmanli vezirleri, Rusların Baltık filosunun Akdeniz'e geçmesinin, deniz bağlantısı olmaması sebebi ile imkansız olduğunu iddia edecek kadar bilgisizdiler. Gazi Hasan Paşa'nın ve Baron de Tott'un teklifi ile III. Mustafa 1773 yılında gemi inşaat mühendisleri yetiştiren Mühendishane-i Bahri-i Humayun'u açtırdı. Osmanli Imparatorluğu' nda baska mühendislik okulu olmadığı için 1784 yılından itibaren, Fransız mühendisler tarafından, istihkam mühendisliğine ait dersler bu okulda okutuldu. Ancak Osmanlıların gelişmesini istemeyen Avusturya ve Rusya' nın baskısı üzerine Fransız öğretmenler 1788 yılında ülkelerine geri döndüler. Koca Ragıp Paşa'nın sadrazamlığı sırasında 1759 yılında Haliç'te Karaağaç'ta açılan Humbarahane de sönük olarak devam etti. 1792 de Humbaracı ve Lağımcı Ocağı açıldı. İnşaat ve onunla ilgili dalları içeren mühendislik dallarının okutulması ise 1795 yılında III. Selim tarafından çok ileri görüşlü bir kanunname ile kurulan Mühendishane-i Berri-i Hümayun' da başladı ve gemi mühendisliği ile beraber bu iki okul eğitime 1808 yılına kadar devam etti.
Mühendishane-i Berri-i Humayun' un 1210/1795 kanunnamesi diye bilinen kuruluş kanununun bazı maddeleri bugünkü Üniversiteler Kanunundan daha ileri görüşleri içerir. Mühendishane 4 sınıflı idi. En alt sınıf 4. sınıf, son sınıf ise 1. sınıf diye adlandırılmıştır. Başlangıçta dersler özetle yazım, plan, Arapça, geometri, aritmetik, Fransızca, hesap, coğrafya, düzlemsel trigonometri, cebir, arazi ölçümü, harp tarihi, koni kesitleri, diferansiyel ve entegral hesap, mekanik, astronomi, balistik, istihkam ve talim teorileri gibi inşaat mühendisliğinin temel bilimlerini teşkil ediyordu. 1797'de Mühendishanedeki matbaada "Yeni Metodlar" adlı kitap ile inşaat mühendisliği hakkında bazı kitaplar basıldı. Fizik, kimya, trigonometri, topoğrafya, mukavemet, hidrolik, akarsu hidroliği, akışkanlar mekaniği, optik, botanik, jeoloji, mineroloji, sektant ve oktant gibi dersler ülkemizde ilk defa Mühendishanede okutuldu. 1847 yılında Mühendishane Topçu ve istihkam okulu haline dönüştürülmüştür.
II. Abdülhamit, 1883' de kurduğu sivil mühendislik okulu olan "Hendese-i Mülkiye" nin yönetimini, Türk unsurunun yetişmesi için, askeri idareye verdi. Hendese-i Mülkiye devrine göre ileri bir okuldu. 3 yıl idadi (lise), 4 yıl mühendislik olarak planlanmıştı fakat gerçekte mühendislik öğretimi 5 yıl oldu.1883'de alınan lise mezunları ancak 1888 yılında okulu bitirdiler. 1887' de mühendislik öğretimi 7 yıla çıkartıldı. Okul Alman sistemine göre kurulmuştu. Bu okuldan çıkan hepsi Türk asıllı genç mühendisler ülkede birçok yol ve köprünün yapımında çalıştılar. 1900 yılında II. Abdülhamit tarafından başlatılan Sam-Mekke arasındaki Hicaz Demiryolu diye bilinen hattın yapımında Hendese-i Mülkiyeden çıkan mühendisler büyük fedakarlıklarla çalışmışlar ve Medine' ye kadar 1200 km uzunluğundaki demiryolunu 8 yılda tamamlamışlardır.
1909 yılında okul Nafia Vekaleti'ne (Bayındırlık Bakanlığı) bağlandı ve Mühendis Mekteb-i Alisi adını aldı. Mühendis Mekteb-i Alisi'nde okul süresi 7 yıldan 6 yıla indirildi. Ancak 1909-1922 yılları arası Balkan Harbi, Büyük Harp ve Istiklal Harbi gibi harplerle talihsiz bir devre olarak geçti. Öğrencilerin bir bölümü hem cephede çarpıştılar hem de zaman zaman okula döndüler. Bu devrede okulun hocaları arasına 1916 yılında meşhur Prof.Dr. Philipp Forchheimer ile yine dünyaca meşhur Prof.Dr. Karl Von Terzaghi katılmış ve Zemin Mekaniği bilim dalı Mühendishanede kurulmuştur. 1888-1908 arasında Hendese-i Mülkiye' den 230 İnşaat Yüksek Mühendisi, 1909-1923 arasında Mühendis Mekteb-i Alisi'nden 202 İnşaat Yüksek Mühendisi olmak üzere Cumhuriyete kadar 432 kişi mezun olmuştur. Aynı okulun adı Türkçeleştirilerek 1928 yılında Yüksek Mühendis Mektebi oldu.
1929'da uygulamaya giren yönetmelikle Alman Yüksek Teknik Okullarına benzetildi ve üç ihtisas şubesi kuruldur. Yol ve Demiryolu Mühendisliği Mimari ve İnşaat (Yapı) Su Mühendisliği. Görüldüğü gibi Yüksek Mühendis Mektebi başlangıçtan itibaren ağırlık olarak inşaat mühendisliği ögretimi yapmıştır. 1934 yılında Darulfunundan ayrılmış olan Elektromekanik bölümü açılmıştır. Bu bölüm daha sonra Makina ve Elektrik Fakültelerinin nüvesini oluşturmuştur.
1935'de bunlara Muhabere bölümü eklenmiştir. 1943 de Makina ve Elektrik olarak bölümler ayrılmışlardır. 1941'de okulun adı Yüksek Mühendis Okulu olarak bir daha değişmiştir. 1944 yılında adı İstanbul Teknik Üniversitesi olmuş ve Inşaat, Mimarlik, Makina ve Elektrik Fakülteleri olarak 4 fakülteye ayrılmıştır.
Teknik Üniversite'de öğretim süresi 5 yıl idi ve mezun olanlar Yüksek Mühendis Ünvanını alıyorlardı. 1957 den itibaren Maçka'da kurulan İ.T.Ü. Teknik Okulu'nda 4 yıllık bir Inşaat Mühendisliği bölümü kuruldu. Mezun olanlar İnşaat Mühendisi ünvanını aldılar. 1973'den itibaren iki kademeli öğretime geçilmiş ve Lisans öğretimi 4 yıl, Yüksek Lisans öğretimi ise 1.5 yıl olmuştur.
Cumhuriyete kadar 1888-1923 yılları arasında 432 inşaat mühendisi mezun olurken 1924'den 1994 dahil mezun olan Inşaat Yüksek Mühendisi ve Mühendis sayısı 6500'den fazladır. İnşaat Fakültesi'nin öğretime başladığı tarih 1784 yılı alınırsa da 1795 yılında kurulan Mühendishane-i Berri-i Hümayun' dan itibaren almak daha doğru olur. Bugünkü anlamda sivil inşaat mühendisliğinin başlangıcı ise 1883'de kurulan Hendese-i Mülkiye ile başlar. Eğitim-öğretimi Gümüssuyu, daha sonra Taşkışla binasında sürdüren ve 1982 yılında tümü ile Ayazağa Kampüsüne taşınan İnşaat Fakültesi, şu anda İnşaat Mühendisliği, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği ve Çevre Mühendisliği olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.
İnşaat Mühendisliği Bölümü; Yapı, Yapı Malzemesi, Yapı Işletmesi, Mekanik, Hidrolik, Geoteknik ile Ulaştırma olmak üzere 7 Anabilim Dalından oluşmaktadır. Bölümdeki öğrenci sayısı 1.400 dolayında olup, kız öğrenci oranı %10 dolayındadır. 1969-1970 öğretim yılında ayrı bölüm olarak öğrenci alan Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü; Jeodezi, Ölçme Tekniği, Kartografya, Fotogrametri ile Uzaktan Algılama Anabilim Dallarından oluşmaktadır. Öğrenci sayısı 500 dolayındadır. Çevre Bilimleri ve Çevre Teknolojisi Anabilim Dallarından oluşan Çevre Mühendisliği Bölümü 1978- 1979 yılında eğitime başlamış olup 450 dolayındaki öğrencisinin yarısı kızdır.
Toplam 2400 dolayında öğrencinin bulunduğu İnşaat Fakültesinde 1994-1995 ögretim yılı sonu itibari ile Profesör, Doçent, Yardımcı Doçent olarak 117 öğretim üyesi, 7 öğretim görevlisi ve 110 araştırma görevlisi bulunmaktadır. Her yıl 400' e yakın öğrencinin alındığı Fakültede İnşaat Mühendisliği Bölümünde 5 şube, diğer iki Bölümde ise 2'şer şube olarak paralel eğitim yapılmaktadır. Böylece az öğrencili sınıflarla daha etkin bir eğitim mümkün olabilmektedir. Bu uygulamanın yanında öğretim elemanlarının gayreti ve daha kaliteli öğrencilerin gelmesi ile eğitim her geçen yıl daha ileriye gitmektedir.
Bu arada başlatılan İngilizce destekli öğretim için İngilizce hazırlık imkanının yaratılmış olması yabancı dil eksikliğini önemli ölçüde gidermiştir. Konusunda ülkemizin en güçlü öğretici kadrosunun bulunduğu Fakültenin, bu yönde bir sorunu bulunmamaktadır. Fakülte Laboratuvarları ülke geneline göre iyi ve her türlü deneyi yapabilecek durumdadır. Son yıllarda Fakültede endüstriye yani çeşitli özel ve kamu kuruluşlarına proje yapma, araştırma ve danışmanlık olarak verilen hizmetlerde önemli artışlar olmuştur. Döner Sermaye Yönetmeliği çerçevesinde yapılan bu hizmetler öğretim elemanlarının uygulamaya yönelik tecrübelerinin artması yanında Fakülte Laboratuvarlarının gelişen teknolojiye uygun olarak yenilenmelerinde önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder