21 Şubat 2011 Pazartesi

Hulûsi Efendi

Doğum tarihini tesbit edemediğimiz Mehmet Hulusi Efendi, Şemsettin el-Buharî soyundan gelip Sultan II. Mahmud'un soyundan gelmiş olan Osman Paşa'nın oğlu olarak Kastamonu'nun Seyyidîler köyünde dünyaya gelmiştir. Sülüs ve nesih yazıları önce Mahmut Raci Efendi'den, sonra da Ali el-Vasfi Efendi'den meşk etmiş, Ragıp Paşa Kütüphanesi'nde pek çok öğrenciye de bu yazıları öğretmiş bir hattattır. Aşağıda hakkında bilgi vermeye çalıştığımız hattat Şevki Efendi hem yeğeni hem de bu öğrencilerin en seçkinlerinden ve zamanındaki hattatların başta gelenlerindendir. Hulusi Efendi 14 yaşındaki Şevki Efendi'ye icazet verdikten sonra: "Yazıyı ben bu kadar öğretebilirim. Bundan ilerisini Mustafa İzzet Efendi'den ve diğer hattatlardan öğren" diye tembihte bulunduğunda "Ben sizden başka hocaya gitmem" cevabını alınca oldukça duygulanıp ağlamış ve ona dua etmiştir.
Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi'nde hafız-ı kütüplük (kütüphane müdürlüğü), Hekimoğlu Ali Paşa Camisi'nde hatiplik ve Tophane'de Nusret Camisi'nde yıllarca kürsü şeyhliği yapmıştır. 1874'te vefat etmiş ve Merkez Efendi Mezarlığı'na defnedilmiştir. Mezar taşında:
"Hüve'1-Hallâku'l-Bâkî
Kıdve-i hattatîn ve meşâyih-i cevâmi-i selâtîn tâhire-i Mehmed Şemseddin el-Buharî aleyhi rahmetü'l-Bârî'den Câmi-i Nusret şeyhi olup hilye-i kemâlât-ı zâhire ve bâtına ile mevsûf olan mazınne-i kiramdan hoca el-hâc seyyid Mehmed Hulusi Efendi'nin ruhiyçün fâtiha. Fî gurre-i Rebiü'l-evvel 1291 ketebehü Şevki" yazısı vardır.
İbnlülemin Mahmut Kemal Bey Son Hattatlar'da sadeleştirerek yukarıya aldığımız bilgilerin devamında da aynen şunları kaydetmektedir: "Bu kitabeyi yeğeni Şevki Efendi gayet nefis surette sülüs celisiyle yazmıştır. Kalıbı, Şevki Efendi'nin kızının oğlu doktor Süheyl Bey'dedir. Numune olarak dercedilen yazıyı o verdi.
Onun ifadesine göre, Hulusi Efendi, uzun boylu, kuruca yüzlü, beyaz sakallı imiş. Büyük kıt'ada yazısı az imiş. Ufak levhalar, kıt'alar, dualar, meşkler yazmıştır. Vefatına kadar Haseki'de Yavuz Mehmed Ağa Mescidi'nin karşısındaki evinde oturmuştur".
Son Hattatlar'da (s. 138) hattına örnek olmak üzere, yukarıda bahsedilen gayet nefis bir levhası da yer almaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder