Hacı Veyiszâde merhumun talebelerinden Prof.Dr.Mustafa Tahralı anlatıyor:
Hacı Veyiszâde Hoca Efendi'nin cenazesinde bulundum ben.
5 Şubat 1960 tarihi...
Ortalık çok soğuk, her taraf çatır çatır buz tutmuş.
Cenaze namazı Kapı Câmii'nde kılındı, öğle namazından sonra.
Üçler Mezarlığına götürülüyor.
Kalabalık, çok kalabalık bir cemaat var.
Aziziye Câmiinin önüne gelindiğinde önce bir dalgalanma oldu cemaatte, sonra durdu.
Zaten çok ağır giden cenaze, orada azıcık bekletildi.
Ben altındaydım o anda.
İşte o dalgalanmayla bekleme anında, artık her ne şekilde olduysa, onun yorumunu yapmak istemiyorum, tabutun mandalı açıldı ve kapak hafif aralandı.
Artık her neyse ya da ne değilse o anın izahına girmek istemiyorum.
Ondan sonra tekrar yürüdü cemaat.
Usul, usul derken öğleyle ikindi arasında ancak ulaşılabildi kabre.
Oraya varıldığında ikindi ezanları başlamıştı.
Zaten çok ağır giden cenaze, orada azıcık bekletildi.
Ben altındaydım o anda.
İşte o dalgalanmayla bekleme anında, artık her ne şekilde olduysa, onun yorumunu yapmak istemiyorum, tabutun mandalı açıldı ve kapak hafif aralandı.
Artık her neyse ya da ne değilse o anın izahına girmek istemiyorum.
Ondan sonra tekrar yürüdü cemaat.
Usul, usul derken öğleyle ikindi arasında ancak ulaşılabildi kabre.
Oraya varıldığında ikindi ezanları başlamıştı.
* Hacı Veyiszâde, Mustafa ÖZDAMAR, 1997, s.257, 258.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder