31 Ağustos 2010 Salı
IHLARA VADİSİNİN OLUŞUMU
Ihlara Vadisi Oluşumu |
Vadiye çok yakın Hasan Dağı ve çevresi, Neojen (Genç Tersiyer) ve IV. Zamanda oluşmuştur.Bu zamanda oluşan yükselmelere karşın havzalar oldukça düşük kalmıştır. Hasan Dağı volkanın püskürmesine neden olan tektonik hareketler sonunda çevre yüzeyini geniş bir volkanik tabaka kaplamıştır. Aynı hareketler sırasında kalkerin basınç ve sıcaklık etkisiyle yarattığı kırık hattan fışkıran doğal sıcak suyu, Yaprakhisar ve Ihlara arasında bulunan Ziga Kaplıcaları’nda görebilirsiniz. Çevrenin yapısal karakterini derinden etkileyen volkanik püskürme sonucu oluşan tüf taşları, rüzgar, erozyon ve diğer doğa etkenleri ile aşınmış, Selime ve Yaprakhisar’da karşınıza çıkan değişik görünüm ve renklerde Peri Bacaları’nı yaratmıştır. Tektonik hareketler, bazı yerlerde yumuşak tüfün, bazı yerlerde gri, yeşil ve kahverengi tonlarının hakim olduğu ve iri tanelerle ufalanan kayaların kapladığı alanları çöküntüye uğratmıştır. Ihlara Vadisi boyunca ilerleyen Melendiz Çayı da bu tür çökmenin sonucu oluşan kanyon vadinin tabanını oyarak daha büyük bir derinlik kazanmıştır.Yer yer 100 veya 120 metre derinliğe varan vadiyi ikiye bölerek akan Melendiz Çayı (ilk çağlarda bu ırmağa Kapadokya ırmağı anlamına gelen Potamas Kapadokus denilirdi Aksaray yakınlarında Uluırmak adını alarak Tuz Gölü’ne ulaşır.
Doğa, insan, tarih ve sanat olgusunu bu denli bir araya getirebilen ve bu gerçeği ancak kendisine yaklaştığımız zaman simgeleyen Ihlara Vadisi sakladığı bu sırrı kendisiyle beraber olduğunuzda açıklayacaktır sizlere.
Sümbüllü Kilise
Aziz tasvirleri Kapadokya ve Bizans tipinden çok ayrıdır. Plan V. ve VI. yy. yapılarına uygundur. Bu bölgedeki diğer üç kilise ise, ayrı bir gruptur.Azizler diğerlerine benzer, fakat ortaçağ özelliğine kaymıştır. İncil’den az metin verilmiştir. Bunlarda da Suriye etkisi açıktır. Göreme ve diğer kiliselerde rastlanmayan özellikler ve ifadeler vardır. Bütün resimlerde İncil sahnelerinin sembolik bir üslupla gösterildiği dikkati çekmektedir.
Belisırma bölümündeki kiliseler açıkça Bizans tipindedir. Bazı küçük ayrıntılar yerli veya daha doğudan gelen etkilere örnek ise de genel üslup Bizans’tır.
Bütün bu kiliselerden sadece ikisinin tarihi tespit edilmiştir. Direkli Kilise (976-1025), Saint Georges Kilisesi ise (1283-1295) yıllarına aittir. Sonuncusu çağının sanatının tipik bir örneğidir.Bir Selçuk Sultanının elbisesini gösteren resim, Türk hükümdarının himaye ve yardımı ile bu kilisenin yapıldığına belge teşkil etmektedir.
X.yy.ortasında Bizansın Toroslar ve Klikya Bölgelerini geri almasıyla Ihlara bölgesinde de yeni kiliselerin yapıldığını görmekteyiz. Bahaddin Samanlığı Kilisesi, Sümbüllü Kilise ve Direkli Kilise resimleri bu yüzyılda işlenmiştir. Ala Kilise, Akhisar’daki Çanlı Kilise ve Karagedik Kilisesi XI. yy. başlarındaki Bizans sanatına örnek teşkil eder. Eski kiliselere sonradan bazı Bizans tipi resimler de ilave edilmiştir. Bu davranış, XI. yy. da Selçuk Türklerinin bölgeye gelmesiyle son bulur. Fakat bölgedeki dini hayat devam eder. Bölgenin kilise hayatı 1924’deki nüfus mübadelesiyle son bulur.
AKSARAY'DAKİ YERALTI ŞEHİRLERİ
Aksaray'da yeraltı şehirleri genellikle Güzelyurt ve Gülağaç ilçelerinde yoğunluk kazanmaktadır.
Ancak bununla beraber, gerek merkez ilçe ve gerekse Ortaköy’de de yer altı şehrine rastlamak mümkündür.
Nora (Viranşehir) Antik Kenti, Aksaray
Nora (Viranşehir) Antik Kenti, Aksaray
Aksaray'ın 30 km. güneyinde Hasan Dağı'nın eteğinde kurulmuş olan antik Nora kasabası stratejik mevkide önemli bir askeri merkezdir. Roma ve Bizans dönemlerinde önemini koruyan kasabada bugün birçok kilise bulunmaktadır. Ayakta kalan yapılar Bizans dönemine aittir. Bu kiliseler kısmen tahrip olmuşsa da çeşitli freskler halen göze çarpmaktadır.
Acemhöyük, Yeşilova, Aksaray
Acemhöyük, Yeşilova, Aksaray
Yeşilova Aksaray’ın 18 km. kuzeybatısında Yeşilova'dadır. Kasaba, adını burada bulunan höyükden, höyük ise, Yavuz Sultan Selimin Çaldıran seferinden sonra, Azerbaycan’dan getirdiği aileleri buraya iskan etmesinden sonra, halkına acem denilmesinden Acemhöyük ismini almıştır. Yeşilova (Acemhüyük) Höyük, MÖ.3000’de iskan görmüş, en parlak devrini MÖ.2000-1750 yıllarında yaşamıştır. Şehrin o zamanki ismi kesin olarak bilinmemekle beraber,yerli ve yabancı bilim adamları tarafından BURUŞHANDA olduğu sanılmaktadır. Höyük, 1948 yılından beri Önasya Arkeoloji prof.’lerinden Prof. Nimet ÖZGÜÇ tarafından sistemli bir şekilde kazılmaktadır. Kazılar neticesinde Asur ticaret kolonileri devrine ait büyük bir saray ve deposu ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca gaga ağızlı testiler, mühürler, seramikler bulunmuştur. Höyükten çıkan eserlerin bir kısmı Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesinde, Aksaray Müzesinde ve Niğde müzesinde sergilenmektedir.Aşıklı Höyük, Aksaray
Aşıklı Höyük, Aksaray
Aşıklı Höyük Kızılkaya Köyü’nde, köyün 1km. kadar güneyinde Melendiz Irmağı kıyısında yer almaktadır. Aksaray’ın 25 km güneydoğusundadır. Aksaray’da Ihlara Vadi yerleşiminin bir uzantısı olan Aşıklı Höyük’te yapılan arkeolojik çalışmalar Kapadokya Bölgesi’nin kerpiçten yapılmış ilk mahallelerini ortaya çıkarmıştır. Yerleşik yaşamın en güzel ve en karmaşık mimari örnekleri olan bu evlerin duvar ve tabanlarında sarı, pembe kil duvar sıvaları kullanılmıştır.
Ölülerini evlerinin tabanlarına hocker tarzında, yani dizleri karınlarına çekik olarak gömmüşlerdir.
Musular Höyük, Aksaray
Musular Höyük, Aksaray
Aksaray'ın yerleşim tarihinin Aşıklı Höyük'ten sonraki en eski örneklerinden birini oluşturan Musular Höyük, Gülağaç ilçesi Kızılkaya köyünde, Melendiz Irmağı'nın batısında yer almaktadır. Musular'a ilk kez günümüzden 8000 yıl önce yerleşildiği saptanmıştır.Şimdiye kadar iki ana dönem tespit edilmiştir.Bunlardan ilki prehistorik terminolojide "çanak çömleksiz neolitik" olarak adlandırılan akeramik dönemdir. Sonraki yerleşme evresi “çanak çömlekli” evreye aittir. Bu dönemde yerleşenler önceki yapı kalıntılarını düzlemiş, bunun üzerine kalınca sarımsı renkte bir toprak tabakası sermiş ve bu düzlem üzerine kendi yapılarını inşa etmişlerdir.
KİLİSE CAMİİ
Taştan yapılma bir kilisedir. Haç planlıdır. Üç sahanlıdır. Orta sahanda yüksekçe bir kubbe vardır. Kilise bugün cami olarak kullanıldığı için freskleri badana ile örtülmüştür. Gelveride bunlardan başka yine kayadan oyma Yüksek Kilise, Aziziler damı, Bucak Kilise, Kalburlu Kilise, Koç Kilise, Çömlekçi Kilise, Caferler Kilise, Kulluk Kilise,Sivişli Kilise gibi kiliseler bulunmaktadır.
KIZIL KİLİSE
Gelveri’nin(5km.) kuzeydoğusundadır.Kır- mızı kesme taşlardan yapıldığı için Kızıl Kilise adını almıştır. Üç neflidir. Orta nefte dört sütun üzerinde bir kubbe oturmaktadır. Freskler yer yer dökülmüştür. Bazı kısımlarda dini sahneler ve havarilerin portreleri yer almaktadır.Kilise 5-6 yy. aittir.
GÜZELYURT (GELVERİ- KARBALLA)
Güzelyurt (Gelveri) Aksaray’ ın 45 km. doğusunda bir ilçe merkezidir. Kuruluşundan beri bazı değişikliklerle zamanımıza kadar gelmiştir. En eski ismi Roma ve Bizans devirlerinde KARBALLA idi. Bu devirlerde iskan gören bu yerde kayadan oyma taştan yapılmış bir çok kiliseler ve iskan yerleri vardır.Zamanında Hristiyanlığın önemli dini merkezlerinden biri olmuş, Naziansoslu Gregorius’un çocukluğu burada geçmiştir. Selçuklu hakimiyetinde Karballa ismi Gelveri Kilisesi olarak değiştirilmiş ve Selime Kalesine bağlanmıştır. Daha sonra Osmanlı hakimiyetine geçen Gelveri’nin ahalisi son nüfus mübadelesinde Yunanistan’a gitmiştir. 1960’lı yıllarda Gelveri ismi Güzelyurt olarak değiştirilmiştir. 1989 yılında da ilçe yapılmıştır. İlçede çok sayıda kaya kilisesi ve yeraltı yerleşim merkezi bulunmaktadır.
Ertokuş Hanı
Beyşehir-Eğirdir karayolu üzerinde, Gelendost ilçesinin Yeşilköy mevkiindedir. Kapalı bölüm kapısı üzerindeki kitabeden 1233 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
ULU CAMİ (KARAMANOĞLU CAMİİ )(Merkez)
Yığma bir tepe üzerinde bulunan caminin kitabesinde,1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından Mimar Mehmet Firuz Bey’e yaptırıldığı yazılıdır. Anadolu Selçuklu Beyliklerinin tipik süslemeleri ile bezenmiş batı portali ile iç mekana ve doğu kale duvarlarına girilen,diğer yanda sağlam payandalarla desteklenen cami,yatık dikdörtgen bir plana sahiptir. Mehmet Bey’ in oğlu İbrahim Bey zamanında 1482-1483’de büyük tamiratlar görmüştür. Bugünkü minaresi 1925’te yapılmıştır.
AKSARAY'DAKİ BAZI İSLAM ESERLERİ
1-Ulu Cami(Karamanoğlu Cami) (Merkez)
2-Eğri Minare (Merkez)
3-Tapduk Emre Türbesi (Tapduk Emre Köyü)
4-Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi (Merkez)
5-Kılıçarslan Türbesi (Merkez)
6-Yunus Emre Türbesi (Ortaköy İlçesi Reşadiye Köyü)
7-Kaya Cami (Güzelyurt İlçesi)
8-Selime Sultan Türbesi (Selime Kasabası)
2-Eğri Minare (Merkez)
3-Tapduk Emre Türbesi (Tapduk Emre Köyü)
4-Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi (Merkez)
5-Kılıçarslan Türbesi (Merkez)
6-Yunus Emre Türbesi (Ortaköy İlçesi Reşadiye Köyü)
7-Kaya Cami (Güzelyurt İlçesi)
8-Selime Sultan Türbesi (Selime Kasabası)
Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi, Aksaray
Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi, Aksaray
Aksaray merkezi içinde kuzeydoğu tarafında II. Kılıçarslan Tepesi eteğinde Ervah Kabristanlığı içinde bulunmaktadır. Şeyh Hamid-i Veliye ait türbe açık bir türbedir. Mezarı burada bulunmaktadır. Mezarı mermerden yapılmış olup, H.815-M.1412 yazısı bulunmaktadır. Ayrıca torunları ve yakınlarına ait mezarlarda buradadır. Solda ikinci kubbenin olduğu kısmında demir kapıyla türbedar odasına girilir. Türbedar odasındaki iç kısıma geçildiğinde 1.5 x 1.5 m. ebadında tek gözlü penceresi olan çilehane yer almaktadır. Açık türbenin arka kısmında Şeyh Hamid-i Veli’nin itikafhanesi yer almaktadır. Demir kapı açıldığında hafif meyilli dehliz görünümlü bir yer karşımıza çıkmaktadır. Merdivenle inilen bu uzun koridordan arka duvarın kuzeyinde iki,doğusunda bir adet niş bulunmaktadır. Bu dehliz koridorun önü kapatılmış arka kısmındaki 2 x 1.30 m ebadındaki odaya 70 x 40 cm. ebadında son derece küçük ve ancak diz çöküp eğilmek suretiyle girebilecek olan bir kapıdan girilmektedir. Yapıda günümüze ulaşan iki tane mezar taşı vakfiyesi bulunmaktadır.
TAPDUK EMRE TÜRBESİ (Tapduk Emre köyü)
Aksaray İlinin kuzeyinde 20 km. mesafede bulunan köy,Küçük Ekecik Da-ğı’nın eteğinde kurulmuş olup Tapduk Emre’ye ait olduğu söylenmektedir. Çevre tanzimi ve tanıtım levhalarına ihtiyaç vardır. Dağ eteğinin en üst kısmında ise son yıllarda yeniden çevre düzenlemesi yapılan cami ve türbe bulunmaktadır. Tapduk Emre’ye ait olduğu söylenen mezar bozulmadan üst kısmına taş sanduka yapılmıştır.
Reşadiye Köyü Yunus Emre Türbesi, Ortaköy, Aksaray
Yunus Emre Türbesi, Aksaray'ın Ortaköy İlçe merkezine 20 km. mesafede Reşadiye köyünde bulunmaktadır.
Türbenin bulunduğu tepe, halk tarafından ziyaret tepesi olarak bilinmektedir.
KAYA CAMİ (Güzelyurt İlçesi)
Güzelyurt İlçe merkezindedir. XIV. yy.’ dan kalmış olduğu sanılan cami,Hristiyan ve Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Büyük bir kısmı kaya oymadan yapılan camide ayrıca,tonoz örtü sistemi ile inşaa edilmiş bir bölüm mevcuttur. Caminin onarıma ihtiyacı vardır.
KILIÇARSLAN TÜRBESİ (Merkez)
Aksaray merkezde olup 1 km. mesafede İlin doğusunda hakim bir tepede yer almaktadır. Tepe üzerinde türbe ve yazlık köşk olarak kesme taştan yapılmış iki bölümden ibarettir. Türbe içerisinde Sultan II. Kılıçarslan’ın ve IV. Kılıçarslan’ın iç organları gömülüdür. Selçuklular döneminde yapılmış sonradan onarılmıştır. Elektrik,su ve çevre düzenleme çalışmaları bitirilmiş,ağaçlandırma çalışmaları devam etmektedir. Yolu stabilizedir.
Aksaray Genel Bilgi
Aksaray Genel Görünüm |
Orta Anadolu Bölgesi’nde, tarihi İpek Yolu’nun önemli merkezlerinden birisi olan Aksaray, günümüzde de doğu-batı ve kuzey-güney yönleri arasında uzanan ana bağlantı yollarının kavşağında yer almaktadır. Aksaray, kuzeyden Kırşehir, doğudan Nevşehir, güneydoğudan Niğde, kuzeybatıdan Ankara, batı ve güneyden Konya illeri ile çevrilidir.
Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü’nün güneydoğusunda yer alan Aksaray ilinin yeryüzü şekillerini, Hasan Dağı, Melendiz Dağları ve Ekecik Dağı gibi eski volkanik dağlar ile bu dağlardan püsküren lavların meydana getirdiği platolar ile ovalar oluşturmaktadır. Yüzölçümü 6232 km2’dir.
İlin ekonomisi tarım ve turizme dayanmaktadır. Buğday, arpa, patates, üzüm ve elma yetiştirilir. Ayrıca kavak üretimi de önem kazanmıştır. Geniş otlaklarında da koyun beslendiği gibi yörenin önemli bir hayvan pazarıdır. Koçaş Devlet Üretme Çiftliği ilin 25 km. uzaklığındadır. Bölgede halı ve kilim dokumacılığı yaygın olup, özellikle Taşpınar halıları ile ünlüdür.
Ihlara Vadisi |
Aksaray eski bir tarihi yerleşim alanıdır. Neolitik Çağa inen tarihi yörede MÖ.8000-5000 yıllarında insanların yaşadığı, ortaya çıkan buluntulardan anlaşılmaktadır. Nitekim Aksaray’ın 25 km. doğusundaki Aşıklıhöyük’te Neolitik Çağdan kalma kalıntılarla karşılaşılmıştır. Kentin 18 km. kuzeybatısındaki Acemhöyükte de Kalkolitik Çağdan başlayan yerleşim alanları bulunmaktadır. Bunlar MÖ.5500’den başlayarak 2000 yılının başlarına kadar sürmektedir. Bölge Asurluların önemli bir ticaret merkezi idi. Orta Anadolu’da MÖ.XIII.yüzyıl sonlarına kadar devam eden Hitit egemenliği burada etkisini göstermiştir.
Kapodokia Kralı Arkhelaos bugünkü kentin bulunduğu yerde tarafından kurulmuş ve kente Arkhelais adı verilmiştir.Archelais kentinin kuruluşu ilk çağlara kadar uzanmaktadır. MÖ.III.yüzyılda kurulmuş olan Hitit merkezi Karaura, daha sonraları da yörenin Garsauritis olarak anılması nedeni ile Archelais Garsaurarı isimli kentin aynı olduğu bilinmektedir. Roma İmparatoru Cladius’un ( M.S. 41-54 ) kente koloni ayrıcalığı tanıması ile kent önemli bir alışveriş merkezi olmuştur. Archelais, Bizanslılarla Araplar arasında bir çok kez el değiştirmiştir.
Güzelyurt |
Malazgirt savaşının ( 1071 ) ardından Türk Egemenliği altına giren kent Anadolu da bulunan ve Türklerin yerleşik olarak kaldığı ilk şehir merkezlerinden biri olmuştur. Anadolu Selçukluları burasını imar etmiş ve özellikle İzzettin Kılıçarslan kentin ortasına, yörenin beyaz taşlarından görkemli bir saray yaptırmıştır.Kente de bu saraydan ötürü Aksaray ismi verilmiştir.
Yanardağ küllerinin sıkışmasından oluşan tüf tabakalarının çok kolay kazılabilme özelliği nedeniyle bölgemize çok sayıda yeraltı şehri, dik yamaçlara kaya içinde yerleşme birimleri yapılmıştır. MS. I. yüzyılda Aziz Paul ve müritleri tarafından Anadolu’da yayılmaya başlayan Hıristiyanlık, çok tanrılı Roma taraftarlarının büyük tepkisine neden olduğundan, ilk Hıristiyanlar korunmak amacıyla bu yöreye gelmişlerdir. MS.VII.yüzyıl sonlarından itibaren Arapların Anadolu üzerinden İstanbul’a yaptıkları seferler nedeni ile bölgeye sığınan Hıristiyanların sayısı çok artmış, Ihlara, Gelveri ve Göreme gibi yerleşim birimlerini oluşturmuşlardır.
Aksaray Ulu Camii |
1142 yıllarında Selçuklu egemenliğine giren Aksaray’a II. Kılıçaslan zamanında saraylar, medreseler, zaviyeler, kervansaraylar yaptırılmış, Azerbaycan ve Orta Asya’dan getirilen halk buraya getirilerek yerleştirilmiştir. Bu yıllarda Aksaray, Selçukluların askeri üssü konumundaydı. Özellikle Kılıçaslan’ın babası Sultan Mesut, Danişmentlere karşı Aksaray’ı bir askeri üs olarak kullanmıştır. Aksaray, Selçuklulardan İlhanlı, Danişmentli, Karamanoğulları egemenliğinde kalmıştır. 1470 yılında İshak Paşa tarafından ele geçirilen Aksaray, Osmanlı topraklarına dahil olmuştur. İstanbul’un fethinden sonra boşalan şehrin iskanı için, Aksaray halkının büyük bir bölümü İstanbul’a nakledilmiş ve bugün İstanbul’daki Aksaray’ın olduğu yere yerleştirildiklerinden bu semte de Aksaray adı verilmiştir.
Aksaray, Osmanlılar zamanında Konya eyaletine bağlı sancak merkezi idi. Şemseddin Sami Kâmusü’l Alâm’da buradan, XIX.yüzyılda Konya Vilayetinin Niğde sancağına bağlı kaza merkezi olarak söz etmektedir. Aksaray 1924’te il yapılmış, 1933 yılında Niğde’ye bağlanmıştır. 21 Haziran 1989 yılında Niğde’den ayrılıp il olmuştur.
Sultan Han |
Aksaray’da günümüze ulaşan belli başlı tarihi yapılar arasında;
Güzelyurt İlçesindeki kiliseler, Kalanlar Köprüsü, Başköprü, Nakkaş Köprüsü, Debbağlar Köprüsü, Eğri Minare, Ulu Cami, Yusuf Hakiki Baba Mescidi ve Türbesi, Yunus Emre Türbesi, Şeyh Hamdi Veli (Somuncu Baba) Türbesi, II.Kılıçarslan Türbesi, Selime Sultan Türbesi, Ali Paşa Türbesi, Baydı Hatun Türbesi, Melik Gazi Hangâhı, Zinciriye Medresesi, Paşa Hamamı, Alay Han, Sultan Han, Öresin Han ve Ağzıkara Han bulunmaktadır.
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya-Metalurji Fakültesi
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Kimya-Metalurji Fakültesi Ayazağa Kampusü |
Adres2 : | Maslak/İstanbul |
Posta Kodu : | 34469 |
Telefon : | 0212 2853339 |
Faks : | 0212 2852925 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi
Tarihçe Ülkemizde gemi inşaatı eğitiminin başlangıcı, üniversitemizin tarihi ile bağlantılı olup, donanmanın vasıflı subay ihtiyacını karşılamak üzere 1734'de padişah 1. Mahmut'un Toptaşı'nda "Humbarhane ve Mühendishane" isimli okulu kurduğu tarihe kadar uzanmaktadır. Tarihin akışına bağlı olarak, gemi inşaatı eğitimi farklı adlar altında çeşitli okullarda gerçekleştirilmiş, 1773 yılında kurulan "Mühendishane-i Bahri Hümayun" matematik ve geometri temelli eğitim ile Gemi İnşaatı Mühendisleri mezun etmiş, zamanla askeri ve sivil amaçlı eğitim ihtiyacı duyularak "Bahriye Mektebi", "Sefain-i Ticariye" gibi okullar kurulmuştur. Bahriye Mektebinin İnşaat-ı Bahriye Bölümünün 1923 yılındaki ilk mezunları olan Ata Nutku ve Muhittin Etingü Türkiye'deki gemi inşaatı eğitim ve öğretiminin öncüsü ve duayeni olmuşlardır. Yüksek Mühendis Mektebinin bugünkü Senato karşılığı olan Okul Tedris Kurulunun 10.09.1943 tarihli toplantısında 6 yıllık eğitimi öngören Gemi İnşaatı Yüksek Mühendisliği Bölümünün açılmasına karar verilmiştir. Yüksek Mühendis Mektebinin ismi 1945 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi olarak değişmiş ve Gemi Bölümü Makina Fakültesi bünyesinde yer almıştır. Bölümün her iki kürsüsünde görev alan öğretim üyeleri ile 1971 yılında Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi kurulmuştur. Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi 1982 yılına kadar sadece Gemi İnşaatı Bölümü'ne, 1982 yılında ise Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü'nün kurulmasıyla birlikte; her iki bölüme birden öğrenci almakta ve mezun etmektedir. Her yıl ÖSYS ile Gemi İnşaatı Bölümüne 40, Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümüne 35 öğrenci kayıt yaptırmakta olup, her akademik yıl sonunda yaklaşık 60 öğrenci lisans öğrenimlerini başarı ile tamamlayarak mezun olmaktadır. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Ayazağa Kampusü |
Adres2 : | Maslak/İstanbul |
Posta Kodu : | 34469 |
Telefon : | +90 212 285 6464 |
Faks : | +90 212 285 6454 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi
Tarihçe İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi, ülkemizdeki makina mühendisliği dalında eğitim ve araştırma yapan en eski fakültedir.1773 yılında Haliç Tersanesi'nin Karaağaç semtinde kurulan "Hendese Okulu",1776 yılında "Mühendishane-i Bahri-i Hümayun" ve 1795'de "Mühendishane-i Berri-i Hümayun" adı altında, denizcilik ve topçuluk eğitimi yapan mühendislik okulları, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Makina Fakültesi'nin ilk çekirdeğini oluşturmaktadır. Makina Fakültesi bugünkü adını 1944 yılında almıştır. "İstanbul Darülfünunu"nun 1933 yılında yeni üniversite reformu ile İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne bağlı Elektrik ve Makina Enstitüsü kaldırılmış ve Yüksek Mühendis Okulu'nda Elektro-Mekanik Bölümü açılarak Makina-EIektrik; Mühendisliği öğretimi başlamıştır.1944 yılında yeni bir kanunla, Yüksek Mühendis Okulu "İstanbul Teknik Üniversitesi" adını almış ve Makina Bölümü de bağımsız Makina Fakültesi haline gelmiştir. Bugün dünya teknolojisine uygun, çağdaş bir eğitim ve araştırma kurumu olan İTÜ Makina Fakültesi,ülkemizin en geniş araştırma laboratuvarlarına sahip fakültelerinden birisidir. İTÜ Makina Fakültesi,bilimsel araştırmaların sonuçlarını teknolojik olgulara dönüştürmek, sanayinin problemlerini ekonomi ve teknoloji arasında köprü kurarak çözmek için sanayinin yanındadır. Makina Mühendisliği Bölümü, her türlü mekanik sistemlerin ve enerji dönüşüm sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi, üretim planlaması konularında eğitim ve araştırma yapmâktadır. Otomotiv endüstrisinden enerji üretimine, petro-kimya sanayiinden robot teknolojisine; tekstil saııayiinden savunma sanayiine kadar bir çok alanda araştırma ve geliştirme çalışmaları sürdürülmektedir. İTÜ Makina Fakültesi, Genel Makina ve Tekstil bölümleri,176 öğretim elemanı (40 profesör, 22 doçent, 17 yardımcı doçent, 6 öğretim görevlisi, 3 uzman ve 88 araştırma görevlisi),109 teknisyen ve memuru, yaklaşık 1600 öğrencisi ile Türkiye'nin en iyi makina ve tekstil mühendisliği eğitimi veren kurumlarından birisidir.Fakültede; Hidromekanik ve Hidrolik Makinalar, Konstrüksiyon, Makina Malzemesi ve İmalat Teknolojisi, Makina Teorisi Sistem Dinamiği ve Kontrol, Mekanik anabilim dalları bulunmaktadır.Ulusal ve uluslararası toplantıların, sanayiye yönelik kurs ve seminerler ile sosyal sürekli etkinliklerin yapılabileceği INTERNET'e bağlı olan ve simultane tercüme olanakları dahil tüm çağdaş sistemlerle donatılmış 305 kişilik "Konferans Salonu", 65 kişilik "Görsel Eğitim Merkezi" ve her biri 80 kişi kapasiteli üç adet seminer odası hizmete açılmıştır. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İnönü Caddesi No:87 Gümüşsuyu |
Adres2 : | Taksim/İstanbul |
Posta Kodu : | 34437 |
Telefon : | 0 212 245 60 73 |
Faks : | 0 212 245 07 95 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Mimarlık Fakültesi Taşkışla |
Adres2 : | Taksim/İstanbul |
Posta Kodu : | 34437 |
Telefon : | 0212 2452753 |
Faks : | 0212 2514895 |
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Ayazağa Kampusü |
Adres2 : | Maslak/İstanbul |
Posta Kodu : | 34469 |
Telefon : | +90 (212) 285-3340 |
Faks : | +90 (212) 285-6386 |
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi
Tarihçe 1977 yılında İşletme Mühendisliği Fakültesi olarak kurulan bugünkü İşletme Fakültesi, bünyesinde İşletme ve Endüstri Mühendisliği Bölümlerini barındırmaktadır.Cumhuriyetin 50. yılı, İ.T.Ü.’ nün 200. kuruluş yılı için hazırlanmış olan dokümanlarda, İ.T.Ü. Ayazağa kampüsünde 1972-1984 yılları arasında kurulması planlanan fakülteler içinde Endüstri Fakültesi’nin de adı geçmektedir. Fakültenin bünyesinde yer alması düşünülen Sanayi Mühendisliği bölümü ile ilgili ilk karar 08.05.1968 tarihinde Makine Fakültesi Fakülte Genel Kurulu’nda alınmıştır. Makine fakültesi genel kurulunda ve daha sonra 1969 yılında İ.T.Ü. Makine Fakültesi Profesörler Kurulu tutanağında da Sanayi Mühendisliği şubesine öğrenci alınmasından bahsedilmektedir. Bu dönemde yapılan görüşmeler sonucunda öğrencilere gerekli olan unvanın verilebilmesi için yönetmelik düzenlemeleri ve gerekli kadro şartlarının yerine getirilememiş olması dolayısıyla Sanayi Mühendisliği şubesinin açılmasının mümkün olamayacağı ve üniversitenin ikili öğretime (Lisans + Yüksek Lisans) geçmesi sırasında diğer şubelere paralel şekilde öğretime başlamasına karar verilmiştir. 1968 yılındaki şartların 1969-1970 öğretim yılında, İ.T.Ü’ nün dört yıllık eğitime geçişiyle daha önce Makine Fakültesi bünyesinde yer alması öngörülen Sanayi Şubesi’ne 30 öğrenci alınarak eğitime başlanmış ve 1973-1974 öğretim yılında da Yüksek Lisans eğitimine geçilmiştir.İşletme Fakültesi bir süre Ayazağa kampüsünde eğitim verdikten sonra 1984 yılından itibaren Maçka’da eğitim vermeye başladı. Akademik kadrosu Temel Bilimler Fakültesi ile Makine Fakültesi’ndeki Sanayi Mühendisliği Bölümü öğretim elemanları tarafından oluşturulan İşletme Fakültesi, çatısı altındaki İşletme ve Endüstri Mühendisliği Bölümlerinde mühendislik, yüksek mühendislik ve doktora eğitimi vermeyi günümüzde başarı ile sürdürmektedir. Fakültemizde Endüstri ve İşletme Mühendisliği dallarında araştırma faaliyetleri ve lisans, yüksek lisans ve doktora dalında eğitim ve öğretim yapılmaktadır. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi |
Adres2 : | Maçka/İstanbul |
Posta Kodu : | |
Telefon : | 90 - 212 - 296 4040 Pbx |
Faks : | 90 - 212 - 240 7260 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknoloji ve Tasarımı Fakültesi
Tarihçe İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi, İstanbul’da tekstil mühendisliği eğitimi veren ilk ve tek öğretim kurumudur, ayrıca Türkiye’deki en iyi tekstil mühendisliği bölümleri içerisinde en önde gelenlerindendir. Tekstil Mühendisliği Bölümü, ilk olarak 1955 yılında Makine Mühendisliği içinde tekstil kürsüsü adı altında kurulduktan sonra günümüzdeki adını ve bağımsız statüsünü 1983 yılında almıştır. 2004 yılı Aralık ayında ise Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesinin kurulmasıyla, Tekstil Mühendisliği Bölümü bu fakültenin altında işlevini sürdürmektedir. Bu nedenle Tekstil Mühendisliği Bölümü, İTÜ nün 229 yıl öncesine dayanan tarihi ile kıyaslandığında oldukça yeni olduğu görülmektedir. Tekstil işi ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu zamanından bu yana yıllar boyunca geleneksel bir meslek olmuştur. 1930’larda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından başlatılan ancak gelişimi bilhassa özel sektör tarafından gerçekleştirilen endüstrileşme ile bilhassa 1970 lerden sonra, tekstil ve hazır giyim endüstrisi, endüstriyel gelişime, iş imkânları ve Türkiye ticaretine önemli katkısı ile teknik bilgi birikimi ve deneyimi nedeniyle ülkemizin en gelişmiş ve modern endüstri sektörü haline gelmiştir. Günümüzde sektör, açık yapısı nedeniyle yabancı endüstri ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Türk tekstil ve hazır giyim endüstrisi küresel dünyada lider endüstrilerden birisidir. Türkiye’de bu şekilde lider bir endüstri olması nedeniyle, endüstrinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Türkiye’nin farklı bölgelerinde 12 adet Tekstil Mühendisliği Bölümü yer almaktadır. İlk tekstil mühendisliği programı 1975 yılında tekstil bilimi ve teknolojilerindeki bilgiyi mühendislik problemlerine uygulayabilecek yetkinlikteki mühendis açığını kapatmak için kurulmuştur. Bölümümüz diğerleri arasında her zaman öncelikli olmuştur, ayrıca ülkenin toplam üretimin büyük bir kısmını üreten ve/veya koordine eden tekstil ve hazır giyim endüstrisinin kalbine ve tekstil ihracatının merkezine çok yakın olma avantajına sahiptir. İTÜ’den mezun tekstil mühendisleri gerek özel sektörde, gerekse kamuda birçok kuruluş tarafından başarılı bir şekilde işe alınmaktadır. Şu anda mezun sayısı 1200 ün üzerindedir. Tekstil mühendisliği bölümünden mezun olan mühendisler tekstil malzemelerinin davranışları ve tekstil ve hazır giyim teknolojilerindeki makinelerin fonksiyonları konusunda bilgi ile donatılmaktadır. Ayrıca güçlü temel mühendislik bilgisine, analitik düşünme ve problem çözme kabiliyetlerine, profesyonel ve etik sorumluluk anlayışına, yüksek seviyede komünikasyon yeteneğine sahiptirler ve araştırmacı karakterleri ile kendilerini geliştirebilirler. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yoğunlaşmış küçükten büyüğe değişen firmaların ve tekstil işletmelerinin farklı bölümlerinde, örneğin üretim, planlama, kalite kontrol, satış veya pazarlama, ya da tekstil ürünleri ve tekstil makineleri ile ilgili yerli ve yabancı şirketlerin acenteliklerinde işe alınmaktadırlar. Eğitimini devam ettirmek isteyen mezunlarımız da ulusal ve uluslar arası okullar tarafından başarılı bir şekilde kabul edilmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki girişimlere paralel olarak, Tekstil Mühendisliği Bölümü tekstil ve hazır giyim endüstrisinin ihtiyaçlarında ve uluslararası denkliğe göre programlarını güncellemektedir. Alınan önemli aksiyonlar aşağıdaki gibidir: ‘İngilizce Destekli Eğitim’ adı altında ek bir ders programı, İTÜ’nün bütün bölümlerinde 1989-1990 akademik yılında başlatılmıştır ve 1996’ya kadar devam etmiştir. Programa kayıt olan öğrenciler, profesyonel hayatlarında İngilizce kullanma yetkinliğini sağlayan ek bir sertifika almak üzere, ek olarak 20 kredi saatlik İngilizce tekstil mühendisliği dersleri almıştır. 1996 yılında tekstil mühendisliği ders programı tamamen revize edilmiştir ve öğrencilere mühendislik mesleğinde önemli olan beceri ve kabiliyetlerini geliştirmek üzere, kütüphane, bilgisayar, tekstil laboratuvarları ve endüstriyel işletmelerde stajlar yoluyla daha fazla zaman sağlamak amacıyla 1997 sonbaharında uygulanmıştır. Toplam kredi sayısı, en az %30 u İngilizce olmak üzere 180’den 153’e düşürülmüştür ve İngilizce yeterlilik sınavında ve farklı genel sınavlarda İngilizce’den düşük puan alan öğrencilere İTÜ Yabancı Diller Okulu’nda verilen programa katılım zorunlu hale gelmiştir. Program hem disiplinlinler içi hem de disiplinler arası kurumsal aktiviteler için daha uygun hale gelmiştir. Bölüm, hala lisans ve lisansüstü programlarının sürekli gelişimi için çalışmaktadır. Bu bağlamda, Eğitim ve Teknoloji Akreditasyon Heyeti’nin önerileri dikkate alınarak Kalite Güvence Sistemi 2001 yazında kurulmuştur. Ayrıca, 2001 sonbaharında master ve doktora programları gelecek akademik yılda uygulanmak üzere tamamen yeniden yapılandırılmıştır. Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi ise 04 Aralık 2004 günlü ve 25660 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak kurulmuştur. Fakülte’miz, -Türk Tekstil ve Konfeksiyon İmalat Teknolojilerini geliştirmek, -Yeni ürünler tasarlayarak uluslararası pazarlarda yeni olanaklar sağlamak ve moda-marka oluşumuna katkıda bulunmak, - İhracatta, tekstil teknolojisine vakıf, pazarlama işlemini yürütecek vasıflı insan gücü yetiştirmek, hedeflerine ulaşmak üzere Tekstil Mühendisliği, Moda Tasarımı, Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Bölümü olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İnönü Caddesi, No: 65 Gümüşsuyu |
Adres2 : | Beyoğlu/İstanbul |
Posta Kodu : | 34437 |
Telefon : | +90 212 293 13 00 (50 Hat) |
Faks : | +90 212 251 88 29 |
İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü
Genel Bilgiler Enerji Enstitüsü; eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini daha geniş bir alanda gerçekleştirmek isteyen ve 1961 yılında kurulmuş olan Nükleer Enerji Enstitüsünün 2003 yılında yeniden yapılandırılması ile doğmuştur. 1961 yılından günümüze ülkemizde ve dünyada bilim, araştırma, eğitim-öğretim ve özel sektör alanlarında hizmet veren çok sayıda insanı da yetiştirmiş olan Enstitümüz, 2003 yılında enerjinin diğer alanlarını da faaliyetlerine katarak enerji ve ilgili alanlarda öncü nitelikte ileri bilimsel araştırmalar yapmak, kaliteli bir eğitim-öğretim vererek üst düzey akademik formasyona sahip insanlar yetiştirmek ve ilgili konularda düşünce ve öneriler üreterek yol gösterici olmak amacıyla Enerji Enstitüsü adını almıştır. Enstitümüzün akademik yapısı; Nükleer Araştırmalar, Yenilenebilir Enerji, Konvansiyonel Enerji, Enerji Planlaması ve Yönetimi ile Enerji Bilim ve Teknoloji Anabilim Dallarından oluşmaktadır. Enstitümüzde dünyada çok az sayıda üniversitenin elinde bulunan bir olanak olarak, İTÜ TRIGA Mark-II Nükleer Araştırma ve Eğitim Reaktörü bulunmaktadır. Enstitü laboratuvarları içerisinde; Nötron Aktivasyon Analizi, Nükleer Kimya, Radyoizotop ve Radyografi, Radyoaktif İzleme Tekniği, Radyasyon Ölçümleri ve Termofiziksel Özelliklerin Ölçümü Laboratuvarları yer almaktadır. Yakın gelecekte ise bu laboratuvarlara ek olarak Yenilenebilir Enerji Teknolojileri laboratuvarı, Aydınlatma laboratuvarı gibi yeni faaliyet alanları ile ilişkili laboratuvarlar katmaya çalışmaktadır. Destek hizmetleri için, mekanik, elektrik ve elektronik atölyeleri de bulunmaktadır. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Ayazağa Kampusü |
Adres2 : | Maslak/İstanbul |
Posta Kodu : | 34469 |
Telefon : | +90 212 285 39 37 |
Faks : | +90 212 285 38 84 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tarihçe 1982 yılında yüksek lisans ve doktora programlarının organizasyonu için İTÜ Rektörlüğü'nce üç enstitü kurulmuştur. Bu enstitülerden biri olan Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne başlangıçta yalnız İTÜ Mimarlık Fakültesi'nin yüksek lisans ve doktora programları dahil edilmiştir. 1984-1985 akademik yılının sonunda mimarlık ve şehircilikle ilgili bütün yüksek lisans ve doktora programları İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü'ne devredilmiştir. 1985-86 akademik yılından itibaren Güzel Sanatlar Anasanat Dalı ve Musiki Sanat Dalı yüksek lisans programları, 1986-87 akademik yılında da iki yeni anabilim dalına bağlı Sanat Tarihi, İşletme ve İktisat programları açılmıştır. 1987-88 akademik yılında Güzel Sanatlar Anasanat Dalı'na bağlı olarak Görsel ve Çevresel Sanat Dalı'nda öğretime başlanmıştır. 1987-88 akademik yılından itibaren Musiki Sanat Dalı'nda mevcut Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği programlarına Türk Halk Oyunları programı da eklenmiştir. Ayrıca 1988 yaz yarıyılında Musiki Sanat Dalı'nda ve İşletme Bilim Dalı'nda ilk mezunlar verildiğinden 1988-89 akademik yılında Musiki Sanat Dalı'nın iki alanında Sanatta Yeterlik ve İşletme Bilim Dalı'nda doktora programları açılarak öğrenci alınmıştır. 1995-96'da Müzikoloji yüksek lisans programı, 1996-97'de de Müzik Tarihi doktora programı açılmıştır. 1998-1999'de İşletme Anabilim Dalı'na bağlı II. öğretim tezsiz yüksek lisans (Executive MBA), 1999-2000'de II. öğretim Müzik, 2000-2001'de II.öğretim Bilim, Teknoloji ve Toplum, 2001-2002'de Konut ve Deprem yüksek lisans programları açılmış, 2002-2003'te de bunlara iki yeni yüksek lisans programı, İktisat ve Turizm Tasarımı ve Yönetimi eklenmiştir. 2006-2007'de öğretime başlayan yüksek lisans programlarının adı Siyaset Çalışmaları ve İç Mimarlıktır. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | Mimarlık Fakültesi Taşkışla Binası |
Adres2 : | Taksim/İstanbul |
Posta Kodu : | 34437 |
Telefon : | + 90 212 245 66 31- 243 31 81 |
Faks : | + 90 212 245 66 31 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Bilişim Enstitüsü
. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Ayazağa Kampüsü, Bilişim Enstitüsü Binası |
Adres2 : | Maslak/İstanbul |
Posta Kodu : | 34469 |
Telefon : | 0212 285 71 94 |
Faks : | 0212 285 70 73 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü
. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Ayazağa Kampusü |
Adres2 : | Maslak/İstanbul |
Posta Kodu : | 34469 |
Telefon : | 0212 285 61 08 |
Faks : | 0212 285 62 10 |
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı
Tarihçe Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarı kurulması hakkındaki ilk resmî teşebbüs, zamanın Millî Eğitim Bakanı Ali Naili ERDEM’in 28.05.1975 gün ve 379/1269 sayılı yazısı ile başlamıştır. Bunu takîben, yine zamanın Kültür Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Emin BİLGİÇ’in 02.06.1975 gün ve 46 sayılı müsteşarlık yazısı ile Avukat Ercümend BERKER’den bir “Türk Mûsikîsi Konservatuarı Kanunu” hazırlaması istenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda, “İstanbul Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarı Kuruluş Yönetmeliği” 13.11.1975 gün ve 15382 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş; böylece ilk Türk Müziği Konservatuarı kurularak 03.Mart.1976’da eğitime açılmıştır. Konservatuar’ın ilk Yönetim Kurulu Üyeleri, Ercümend BERKER’in başkanlığında; Prof. Dr. Muharrem ERGİN; Cahit ATASOY, Neriman TÜFEKÇİ, Yücel PAŞMAKÇI, Cüneyd ORHON, Yılmaz ÖZTUNA, İsmail Baha SÜRELSAN ve Alâeddin YAVAŞÇA’dır. Daha sonra, 17.08.1978’de, Konservatuar, her iki bakanlık arasında düzenlenen protokol ile Millî Eğitim Bakanlığı’ndan Kültür Bakanlığı’na devredilmiştir. 03.03.1976’da kurulan İstanbul Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarı, 1982 yılında YÖK kapsamına alınmış ve İstanbul Teknik Üniversitesi’ne bağlanmıştır. 1982’den beri eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı “Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarı (T.M.D.K.)” olarak devam etmektedir. İTÜ Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarı, kuruluş yıllarından 1987-1988 akademik eğitim yılına kadar Nişantaşı’ndaki binada (Tarihî Konak) öğretime devam etmiştir. Okulun idârî büroları ve Lisans Öncesi Hazırlayıcı Çalgı Bölümü (o zamanki adı ile Çalgı Eğitim Bölümü) bu tarihî binada bulunmakta idi. Ancak bu binanın büyük bir yangın sonucu kullanılamaz hale gelmesinden sonra, İTÜ Maçka Kampüsü’nde yer alan Konservatuar Lisans öğrencilerinin eğitimini sürdürdüğü binalara taşınmıştır ve eğitimine halen bu binalarda devam etmektedir. İTÜ Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarı, Türkiye’de kurulmuş ilk Türk Mûsikîsi Konservatuarı olmanın sorumluluğu ve bilinci içerisinde, kendisinden sonraki oluşumlara örnek olmaya devam etmektedir. Kendi kültürel geçmişinin bütün zenginliklerini içinde barındıran müziğini iyi bilen, Batı Müziği ile gerekli ilişkiyi kurmuş ve dünyada var olan müziklerden haberi olan, müziği sanatsal değerinin yanında bilimsel bir inceleme alanı olarak da kabul eden, sanatına, kültürüne hakim, uluslararası platformda benzerlerine örnek teşkil edecek mezunlar vermek başlıca hedefleri arasında yer almaktadır. Özgünlüğünü ve tarihsel değerlerini korumanın yanı sıra Türk Müziği’ni dünyaya tanıtmak, sanatsal ve bilimsel bir bakış açısı ile geliştirmek, bu doğrultuda öğrencilerini eğitmek temel amaç ve görevlerindendir. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Maçka Kampusü |
Adres2 : | Beşiktaş/İstanbul |
Posta Kodu : | 34357 |
Telefon : | 90 212 248 90 87 |
Faks : | 90 212 240 27 50 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu
. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İTÜ Maçka Kampusü |
Adres2 : | Beşiktaş/İstanbul |
Posta Kodu : | 34367 |
Telefon : | +90 212 2324727 |
Faks : | +90 212 2321770 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi Meslek Yüksekokulu
Tarihçe İ.T.Ü. Meslek Yüksekokulu 1995 yılında Denizcilik Bölümü Gemi Makineleri İşletme, Güverte ve Deniz Haberleşme Programları ile Şişli Belediyesi eski binasında Eğitim-Öğretime başlamıştır. 1996 yılında Deniz Haberleşme Programı kaldırılmış öğrencileri Güverte Programına intibak ettirilmiştir. Aynı yıl Meslek Yüksekokulu, Pendik Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi binasının bir bölümüne taşınarak Eğitim-Öğretimini sürdürmüştür. Ancak bina ve altyapı eksiklikleri nedeniyle 2001 yılı itibariyle öğrenci alımına son verilmiş, Eğitim-Öğretime sadece II.Öğretim Gemi Makineleri Programı olarak devam edilmiştir. 2002-2003 yıllarında Ortaköy’deki Ziya Kalkavan Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi ile 2004-2005 yıllarında ise Pendik Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi ile ilişkilendirilerek Eğitim-Öğretim sürdürülmüştür. İ.T.Ü.Meslek Yüksekokulu 2005 yılı itibariyle Mekatronik Laboratuarı Binasına geçici olarak yerleşmiş ve binanın hazırlığı süresince dersler Maden Fakültesi dersliklerinde yapılmıştır. 2006-2007 Eğitim-Öğretim yılında Mekatronik Laboratuarı Binasında yapılan tadilat ile Denizcilik Programları Bölümü’nde; Güverte ve Gemi Makineleri İşletme programları, Teknik Programlar Bölümü’nde; Elektronik Haberleşme ve Endüstriyel Elektronik Programları, İktisadi ve İdari Programlar Bölümü’nde; Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı olmak üzere 3 Bölümde Gündüz Öğretim ve II.Öğretim olarak 5’er Programı ile yeniden yapılanmaya gidilmiştir. 2007-2008 Eğitim-Öğretim yılında Mekatronik Laboratuarı Binasının yetersizliğinden Ayazağa Yerleşkesi İ.T.Ü. Rektörlüğü Ek Binasına taşınmış halen Eğitim-Öğretimine bu binada devam etmektedir. | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | İ.T.Ü. Meslek Yüksekokulu Ayazağa Yerleşkesi |
Adres2 : | Maslak/İstanbul |
Posta Kodu : | 34469 |
Telefon : | 0212 285 70 09 |
Faks : | 0212 285 34 72 |
Elektronik Posta |
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Şehir Üniversitesi
Tarihçesi İstanbul Şehir Üniversitesi, 1986 yılından bu yana Bilim ve Sanat Vakfı’na yön veren akademik arayışın içinden doğdu. Gerçek bir “vakıf üniversitesi” olarak yola çıkan Şehir Üniversitesi, fiilî kuruluş çalışmalarına 2007 yılında başladı. Üniversite 31 Mayıs 2008 tarihinde “kamusal kimlik” kazandı ve 1 Haziran 2008’de Tophane’deki irtibat ofisinde faaliyete başladı. Bu süreçte güçlü, genç ve dinamik bir akademik topluluğu bir araya getiren “Araştırma-Geliştirme Grubu”nun öncülüğünde, üniversitenin nitelikli bilgi üretmek ve paylaşmak açısından ortaya koyacağı özgün değerler ve karşılaşabileceği ana sorunlar tartışmaya açıldı. Entelektüel müzakere ve fikrî mübadelenin önemine binaen, doğru soruların acele cevaplardan daha sahici olduğuna inanarak, içinden doğduğu toplum ve akademi dünyasının ihtiyaçlarına en uygun üniversite modelini inşa etmek amacıyla, alanında yetkin ve güçlü isimlerle derinlemesine mülakatlara başlandı. Bu çerçevede Ahmet Davutoğlu, Akşin Somel, Fahri Aral, Teresa Doğuelli, Abdülkerim Kar, İsmail Erünsal, Nabi Avcı, Nüzhet Dalfes, Ensar Gül, Bahattin Akşit, Elisabeth Özdalga, Fethi Çalışır, Ayşe Ayçiçeği, Tayfun Atay, Halil Berktay, İskender Savaşır, Orhan Tekelioğlu, Gencer Özcan, Edibe Sözen, Cemal Kafadar, Nezih Erdoğan, Mustafa Aydın, Mithat Çelikpala, Suavi Aydın, Fuat Keyman, Mehmet Öz, Zeynep Direk, Levent Köker, Zafer Toprak, Mustafa İsen, Meliha Altunışık, Doğan Özlem, Ersin Kalaycıoğlu, Ali Fuat Bilkan, Mete Tunçay, Süleyman Seyfi Öğün, İlhan Kutluer, Kayahan Özgül, Süha Oğuzertem, Ömer Torlak, Ekrem Tatoğlu, Serdar Sayan, Sibel Arkonaç, Ziya Öniş, Haldun Evrenk, Seyfettin Gürsel, Kemal Madenoğlu, Nihat Erdoğmuş, Gültekin Yıldız, Nurullah Genç ve Murat Güvenç gibi isimlerle buluşuldu. Bu isimlerle yapılan derinlemesine mülakatların yanı sıra Araştırma Geliştirme Grubu, üniversitede hangi disiplinlerin ne tür yapı, aktör ve süreçlerle temsil edilmesi gerektiğini tartışmaya devam etti ve üniversitenin daha sonraki akademik örgütlenmesine zemin oluşturmak üzere farklı bölümler için “kuruluş raporları” hazırladı. Kuruluş raporlarının yazım sürecini, üniversitenin stratejik raporunun oluşturulması çalışmaları izledi ve bu bağlamda ilk olarak Mayıs 2009 tarihinde farklı meslek ve toplum kesimlerinden elli seçkin ismin katılımlarıyla bir “arama toplantısı” gerçekleştirildi. İzleyen Haziran ve Temmuz aylarında ise “İstanbul Şehir Üniversitesi Stratejik Planı”nın yazımı tamamlandı. Üniversite, bütün bunların yanında Mayıs 2009 tarihinden itibaren “İstanbul Şehir Üniversitesi Cevizli Yerleşkesi” ile ilgili mimari çalışmaları yürütmeye başladı. Keşifsel bilginin üretimine ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçlayan İstanbul Şehir Üniversitesi, özgün, katılımcı, evrensel ve özgürlükçü perspektifiyle ve zenginleşen ekibiyle kuruluş çalışmalarını sürdürmeye, geleceğini tasarlamaya devam etmektedir. Akademik Birimleri 1. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi •Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü •İktisat Bölümü •Sosyoloji Bölümü •Psikoloji Bölümü •Tarih Bölümü •Felsefe Bölümü •Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 2. İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi •İşletme Bölümü •Uluslar arası Ticaret ve Lojistik •Yönetim Bilişim Sistemleri 3. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi •Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Bölümü •Elektrik- Elektronik Mühendisliği Bölümü •Endüstri Mühendisliği Bölümü •Matematik Bölümü 4. İletişim Fakültesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Sosyal Bilimler Enstitüsü Fen Bilimleri Enstitüsü | |
İlgili Kişi : | |
Adres1 : | Huzur Mahallesi, Ahmet Bayman Caddesi, No:2 Seyr |
Adres2 : | Şişli / İstanbul |
Posta Kodu : | |
Telefon : | 0 212 44 44 0 34 |
Faks : | 0 0 212 282 66 27 |
Elektronik Posta |
Bilal İnci
(Adana, 1936 – Istanbul, 2005)
Sinema oyuncusu. Adana’da 1936 yılında doğan Bilal İnci, bir süre İzmit Lisesi’nde okudu. İnci, çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1966’da “Karanlıkta Vuruşanlar” filmiyle sinemaya girdi. “Kötü adam” rollerinde oynayan İnci, karakter oyuncusu olarak öne çıktı.
Son dönemlerinde İzmir'de yaşayan İnci bir dizi çekimi için İstanbul'a gitmişti. Yüksek tansiyon ve şeker hastası olan sanatçı, 15 Ekim 2005 tarihinde İstanbul Beyoğlu'nda bir otel odasında geçirdiği kalp krizi sonucunda öldü.
Rol aldığı filmlerin Başlıcaları:
Ezo Gelin, Bir Türk’e Gönül Verdim, Beyaz Mendil, Babanın Oğlu, Söyleyin Anama Ağlamasın ve Dönüş.
Nesrin Olgun Arslan
(1957- )
Adana’da doğdu.7 yaşında yüzmeye başladı, 16 yaşına kadar kısa mesafe havuz yarışlarına katıldı.100’e yakın madalya ve kupa kazandı. O yıllarda yüzme sporu sadece yaz aylarında yapıldığından kış aylarındaki boşluğu masa tenisi öğrenerek değerlendirdi.Bu dalda da bir çok kez dereceler aldı.Türkiye ikincisi ve üçüncüsü oldu.
Maraton yüzmeye başladığında 17 yaşındaydı. 4 kez Mersin, 2 kez Adana, birer kez de Çanakkale ve Kıbrıs maratonlarını yüzdü. Ayrıca tramplen atlamada 1976 yılında Türkiye Şampiyonu oldu. Liseyi bitirip Gazi Eğitim’de öğrenimine devam eden Nesrin Olgun Arslan antrenörü Kutal Özülkü ile birlikte çalışmalarına başladı ve 29 Ağustos 1979 gecesi İngiltere’nin Dover kıyısından kendini Manş’ın soğuk sularına bıraktı. Manş Denizi’ni 15 saat 47 dakikada geçerek, 18 ünlü rakibini geride bırakıp amatör bayanlar klasmanında birinci oldu.
1979 yılında bugüne dek değişik kademelerde Adana sporuna hizmet veren Nesrin Olgun Arslan halen Başkent Üniversitesi Spor Klübünün spor koordinatörlüğünü yürütüyor.
Ahmet Bozdoğan
Yüzücü.Spor yaşamı süresince Demirspor’da yüzdü. Serbest stilde 200, 400, 800, 1500 metre yarışlarında 12 kez Türkiye rekoru kırdı. 1966 ile 1972 yılları arasında, Milli Takımda aralıksız yer aldı.
Muzaffer İzgü
(1933 - )
Gülmece yazarı. Diyarbakır İlk öğretmen Okulunu bitirmiş ve öğretmen olmuştur. 1979’da emekliye ayrıldı. Yoksulluk günlerini sinamaya da uyarlanan Zıkkımın Kökü adlı kitapta anlatmıştır. Emekliye ayrıldıktan sonar İzmir’e yerleşmiştir. Adı, emekliliğini geçirdiği İzmir'in Alsancak semtinde bir sokağa verilmiştir.
İlk yazıları “Akbaba”da yayımlandı. Güldürü öykülerinin yanı sıra, romanlar ve oyunlar yazmıştır. İlk romanı, Gecekondu adlı eseridir. Toplumun aksayan yönlerini mizah öğelerinden de yararlanarak okurlarının ilgisine sundu. Bazı eserleri televizyona uyarlandı.
İnsaniyettin (1972), Karadüzen (1974), Sınırda (1980), Duvar (1980) gibi oyunları özel tiyatrolarda oynandı. Hıdır Baba öyküsüyle Akşehir Nasrettin Hoca ve Turizm Derneğinin Ulusal Gülmece Öykü Yarışmasında üçüncülük kazanmıştır (1977).
Yapıtlarından Bazıları:
Gecekondu (1970), İlyas Efendi (1971), Halo Dayı (1973), Bando Takımı (1975), Donumdaki Para (1977), Deliye Her Gün Bayram (1980), Sen Kim Hovardalık Kim (1980), Devlet Babanın Tonton Çocuğu (1981)
Çocuk Kitapları:
Ekmek Parası (1979), Bülbül Düdük (1980), Çizmeli Osman (1980), Pazar Kuşları (1980), Uçtu Uçtu Ali Uçtu (1980).
Zafer Doruk
(1956- )
Bitlis’te doğdu. Altı yaşından bu yana Adana’da yaşıyor. Adana Erkek Lisesini bitirdikten sonra hayata atıldı. İş bulamayınca uzun yıllar işportacılık yaparak geçimini sağladı. İşportacılık yaptığı sıralar, 1993 yılında Seyhan Belediyesi Orhan Kemal Öykü Yarışmasında ‘Kedi’ adlı öyküsü başarı ödülü aldı. Bu öyküsü “Tını” dergisinde yayımlandı.
1995 yılında Çukurova Gazeteciler Cemiyetince düzenlenen ‘Orhan Kemal Öykü Yarışması’nda ‘Bir Uçumluk Kanat Lütfen’ adlı dosyası birincilik ödülünü kazandı. Ödüllü dosyası aynı yıl ‘Öteki’ yayınevi tarafından kitaplaştıktan sonra bir özel okul kütüphanesinde iş buldu. Üç öyküsü, Adana’da bir televizyon tarafından filme çekildi. 1996 yılında ‘Canın Çukurova’ya İstanbul’, 1997 yılında ‘Yalınayak Geceler’ adlı öykü kitaplarını borçlarından dolayı yarı yarıya telif karşılığında Adana’daki bir yayımcıya verdi ve bu kitaplar dağıtım şansı bulup Adana dışına çıkamadı. 2000 yılında ‘Oktay Akbal’ Başarı Ödülünü kazandı.
2001 yılında Adana Seyhan Belediyesince düzenlenen Orhan Kemal Öykü Yarışmasının Düzenleme Komitesinde ve Seçici Kurulunda görev aldı. 2002 Hacı Bektaş Öykü Yarışmasında ikincilik ödülü alan Zafer Doruk’un 4. öykü kitabı ‘Çal Dedim Klarnetçi Çocuğa’ yine aynı yıl Bilgi Yayınları arasında çıktı. 2003 yılında Polatlı Belediyesinin düzenlediği Sakarya Öyküleri Öykü Yarışmasında “Çarık” adlı öyküsü 3. ödülünü aldı.
2004’te Avustralya’da 64 dilde yayın yapan SBS radyosu tarafından düzenlenen uluslar arası Türkçe öykü yarışmasında “Gıcır Gıcır Bilyeler” adlı öyküsüyle 1. ödülünü kazandı. Aynı yıl “Aşkgüzar” adlı 5. öykü kitabı Bilgi yayınevi tarafından yayımlandı. “2005 Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri” birincilik ödülünü “Soyka” adlı öyküsüyle kazanan Zafer Doruk’un, Varlık, Adam Öykü, E, Defter, Kül, Üçüncü Öyküler, Bir Bilet Gidiş Dönüş, İmge Öyküler, Edebiyat Eleştiri, Ünlem, Agora gibi birçok dergide öyküleri yayımlanmıştır.
Bitlis’te doğdu. Altı yaşından bu yana Adana’da yaşıyor. Adana Erkek Lisesini bitirdikten sonra hayata atıldı. İş bulamayınca uzun yıllar işportacılık yaparak geçimini sağladı. İşportacılık yaptığı sıralar, 1993 yılında Seyhan Belediyesi Orhan Kemal Öykü Yarışmasında ‘Kedi’ adlı öyküsü başarı ödülü aldı. Bu öyküsü “Tını” dergisinde yayımlandı.
1995 yılında Çukurova Gazeteciler Cemiyetince düzenlenen ‘Orhan Kemal Öykü Yarışması’nda ‘Bir Uçumluk Kanat Lütfen’ adlı dosyası birincilik ödülünü kazandı. Ödüllü dosyası aynı yıl ‘Öteki’ yayınevi tarafından kitaplaştıktan sonra bir özel okul kütüphanesinde iş buldu. Üç öyküsü, Adana’da bir televizyon tarafından filme çekildi. 1996 yılında ‘Canın Çukurova’ya İstanbul’, 1997 yılında ‘Yalınayak Geceler’ adlı öykü kitaplarını borçlarından dolayı yarı yarıya telif karşılığında Adana’daki bir yayımcıya verdi ve bu kitaplar dağıtım şansı bulup Adana dışına çıkamadı. 2000 yılında ‘Oktay Akbal’ Başarı Ödülünü kazandı.
2001 yılında Adana Seyhan Belediyesince düzenlenen Orhan Kemal Öykü Yarışmasının Düzenleme Komitesinde ve Seçici Kurulunda görev aldı. 2002 Hacı Bektaş Öykü Yarışmasında ikincilik ödülü alan Zafer Doruk’un 4. öykü kitabı ‘Çal Dedim Klarnetçi Çocuğa’ yine aynı yıl Bilgi Yayınları arasında çıktı. 2003 yılında Polatlı Belediyesinin düzenlediği Sakarya Öyküleri Öykü Yarışmasında “Çarık” adlı öyküsü 3. ödülünü aldı.
2004’te Avustralya’da 64 dilde yayın yapan SBS radyosu tarafından düzenlenen uluslar arası Türkçe öykü yarışmasında “Gıcır Gıcır Bilyeler” adlı öyküsüyle 1. ödülünü kazandı. Aynı yıl “Aşkgüzar” adlı 5. öykü kitabı Bilgi yayınevi tarafından yayımlandı. “2005 Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri” birincilik ödülünü “Soyka” adlı öyküsüyle kazanan Zafer Doruk’un, Varlık, Adam Öykü, E, Defter, Kül, Üçüncü Öyküler, Bir Bilet Gidiş Dönüş, İmge Öyküler, Edebiyat Eleştiri, Ünlem, Agora gibi birçok dergide öyküleri yayımlanmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)