20 Ocak 2022 Perşembe

Bir İlahiyat Talebesinin İlginç Menkıbesi

İlahiyat fakültesine girdiğim ilk yıldan itibaren İslam hakkında o kadar çok farklı şeyler duymaya başladım ki, ne diyeyim kafam allak bullak oluyordu.
Mezheb yoktu, uydurma idi.
Alimler hep yanlış yanlış şeyler söylemişlerdi.
Evliya da kim oluyordu.
Hadisler zaten asırlar sonra yazılmış uydurma sözler idi.
Kur'an o güne kadar yanlış anlaşılmıştı.
Gerçek İslâm bu değildi.
Falan filan.
Artık kafamda sabit bir İslam kalmamıştı.
Mantıksız bir din haline gelmişti.
Hristiyanlık daha mantıklı gelmeye başlamıştı.
Gide gide hristiyan olsam mı ki diye düşünüyordum.

Artık hristiyan olacaktım.
Derken bir rüya gördüm.
Camiden çıkıp kiliseye girecektim.
Kilise kapısından içeri girmede zorlanıyordum.
İmanım engel oluyordu.
Nihayet Kelime-i Şehadet getirerek kiliseye girdim.
İçeride dilim kelimeyi şehadet getiriyordu, uyandım.

Nihayet son sınıfta bir hoca dersimize girdi.
Nerdeyse her derste tevafuk olacak ki kafamdaki bir problem çözülüyor ve İslâm'a biraz daha ısınıyordum.
Kafamdaki problemler böylece çözüle çözüle çok şükür ki İslâm'dan yana bir endişem kalmadı.

Benim bu durumum rastgele konuşan ilahiyat hocalarına ibret olsun.
ALLAH samimi müslüman hocalardan razı olsun.

İlahiyat hocaları!
Ne yaptığınızın ve sözlerinizin kimin ekmeğine yağ sürdüğünün farkında olun.
Kafamı allak bullak eden o hocalara hakkımı helal etmiyorum.
Ahirette onlardan davacı olacağım.

Öğrencinin anlattıkları böyle.
Ben de o hocalardan davacı olacağım.
Şu kısa dünyada hristiyan yaptıkları kişilerle gurur duyadursunlar.
Yakında Ahiret hesabı var.
Benden hatırlatması.
Bilmiyorum yetkililer ve ilgililer bu olaydan etkilenirler mi acaba!!!

Prof. Dr. Orhan ÇEKER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder