4 Ekim 1928 Tarihli Akbaba Dergisi
Fotoğraflar yalan söylemez.
Gerçeklerin yansımasını görmek istiyorsan aynaya bak.
Fotoğraflar da birer aynadır.
İnsan düşüncesini yansıtan resim görüntüleri de bir fotoğraf sayılabilir.
İstanbul’da yayınlanan Akbaba mizah dergisinin 4 Ekim 1928 tarihli sayısında bir karikatüre yer verilmiş.
Lüks otomobili ile geziye çıkan hanımefendi, genç olduğu kadar şık giyimli arkadaşı ile karşılaşır ve onunla konuşur.
Aralarında da şık giyimli bir beyefendi vardır.
Genç hanımefendi arkadaşına sorar:
“-Demek kışın da köşk de kalacaksın.
İyi ama o karda kıyamette nasıl yapacaksın, üşümez misin?
Arkadaşının verdiği cevap ise ilginçtir:
“- Ah, niçin üşüyeyim!
Babamın kütüphanesi Arap harfleriyle yazılmış koca koca kitaplarla dolu, onları yakar yakar ısınırız.
Akbaba dergisindeki bu karikatür acı bir gerçeği de gözler önüne seriyor.
1928 yılında gerçekleşen harf devriminden sonra ülke genelinde Arap alfabesi ile yazılmış Türk tarih kültürünün kaynakları olan çok sayıda yazılı kaynak bir şekilde yok edildi.
Uygulamanın nasıl gerçekleştiğini açıklamak için “yağmalamak, yakmak, çöpe atmak” sözleri müsanip düşer.
Sadece İstanbul’da değil, ülkenin her yerindeki il ve ilçe merkezlerinde Osmanlı döneminden kalan yazılı bilgi kaynakları yok edilmekten nasibini aldı.
Düşünebiliyor musunuz...
Bir vilayette, Osmanlı döneminin hatırası olan mahkeme kayıtları Şeriyye Sicil defterlerine yazılır ve korunurdu.
Milli eğitim, polis ve askeriye belgeleri, vergi kayıtları, maarif (eğitim) belgeleri de öyle…
Sadece Tapu ve nüfus defterleri koruma altına alındı.
Diğer yazılı belgeler önemli ölçüde imha edildi.
Bunu yapanlar “mevcut durumdan görev çıkaranlardı”…
Tarihi belge yok etmeler 1928 ve sonrasında sürdü gitti.
Aslında yapılanlar bu ülkede yaşayan insanların hafızasını köreltme, yok etme çalışmalarının bir neticesi idi.
Geçmişte yaşananları hatırlayamaz hale gelen insanların bulunduğu bir toplumda tarihi temellere dayalı tarihi hakikatler üzerine bilinçlendirme gerçekleşebilir miydi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder