26 Ekim 2024 Cumartesi

Lâdikli Ahmed Ağa'nın Askerliği

"Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî" Kitap Kapağı
Lâdikli Ahmed Ağa, 16 sene sene askerlik yapmış bir İstiklâl Savaşı gazisidir. 
Kanal Harekâtı'nda İngilizlere karşı arkadaşları ile beraber harp ederken, sağ omzundan hilâl şeklinde yaralanır. 
En yakın dört arkadaşının kahramanlıklarını ve şehit düşüşlerini yaralı bir vaziyette seyreder. 
Sonra oraları düşman istilâ eder.

Düşman askerleri, yaralı askerlerimizi, "Ölmeyen kalmasın!" diyerek süngülerler.
Bu esnada Ladikli Ahmet Ağa başını bir şehidin kolunun altına sokar. 
Düşmanlar, "Hiç diri asker kalmadı." diyerek uzaklaşıp giderler.

Orada, aç susuz yaralı bir vaziyette kalır. 
O anda bulunduğu yeri de düşman işgal etmiştir. 
Ellerini açarak yalvarır:
"Allah'ım, beni düşman eline bırakma!" 
Cenâb-ı Hakk'ın izniyle Hızır Aleyhisselâm atıyla gelir. 
Dedeme matarasından bir bardak aşk şerbeti içirir. 
Ancak dedem yarısına kadar içer, tamamını bitiremez. 
Şerbeti içtikten sonra açlığı ve susuzluğu bir anda gider. 
Yaranın verdiği ağrı ve halsizlik de son bulur. 
O zaman dili söylemeye başlar:

Ne garip garip bakan Tih'le Tûr'a 
Ömründe kuş bile uçmadı bura 
Seni Hakk'a yaklaştırdı bu yara 
Yansa da ayrılmaz Hakk'tan Hüdâi

Aşk elinden içtim aşkın dolusun 
Yalvar Ahmed sen Rabb'inin kulusun 
Hak yolunda arzuhalin bulunsun 
Ya Muhammed sen hidayet gülüsün

Hızır Aleyhisselâm, "Gel seni hastaneye götüreyim." deyip atına bindirir ve Kudüs'teki hastanenin kapısına getirir. 
Hızır Aleyhisselâm:
Seninle arkadaşlığımız bundan sonra da devam edecek, deyip oradan uzaklaşır gider. 
Hastanedekiler, yaralı asker gelmiş diyerek onu içeri alırlar. 
Biraz sonra hastanenin içerisi türüm türüm kokmaya başlar. 
Bu nasıl askermiş! deyip, elbiselerini, potinlerini koklarlar. 
Dedem ise hastanede tedavi olduktan sonra tekrar cepheye koşar.

*Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî, Ahmet Elma, 2011, 5.Baskı, S.16, 17.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder